Translate.vc / Português → Turco / Open
Open tradutor Turco
414 parallel translation
Olhe ali, o Box H era a divisão do Canyon Feserley até a mais ou menos 400 milhas de Open Range até a alguns anos atrás.
İşte geldik,... Feserley Vadisi'ne kadar,... olan topraklar, yıllardır Box H'e ait idi. Hemen hemen 400 millik bir alandı. Bir de şimdi bir bak.
HOJE, FINAL DO OPEN DE MIAMI
BUGÜN $ 25.000 MIAMI AÇIK TURNUVA PLAYOFFLARI
Mais uma vez, Barney Shank, no "green" do buraco 18, trazendo-lhe os últimos minutos deste emocionante Open, com os finalistas Jack Keller e o Dr. Cary Middlecoff.
Tekrar, ben 18. yeşilden Barney Shank, sizlere 25.000 dolarlık Açık Turnuvanın finalini sunuyorum, kalan iki finalist Jack Keller ve Dr Cary Middlecoff.
Saiba que venci o Open Handicap Feminino em 1921,
1921'de Bayanlar Açık Engelli turnuvasını kazandığımı bilmelisin.
Abram a rocha! Abram a rocha!
Open that rock!
- Ele não foi ao Open End? - Isso mesmo.
- Açık Uç programına mı çıkmıştı?
- Foi ao Open End.
- Açık Uç programına çıkmıştı.
- Vai correr na Libra Open... em Riverside, no final do mês, correcto?
- Libra Open'da Riverside'da... - ay sonunda yarışıyorsun, değil mi?
- E é. - Este tipo ganhou o Akron Open.
Güzel bir anlaşma, değil mi?
- Não sejas parvo. - Tal coisa não existe.
Bu adam Akron Open'ı kazandı, Vincent.
- Onde é que ouviu isso?
Akron Open'a benzer başka bir şey yok.
He's giving Fignon an open challenge.
Fignon'a açık bir fırsat verdi.
Oh Lord, open Thou my lips And my mouth
Tanrım, dudaklarımı aç ve ağzımı...
Tradução : Daniel "Case" Aquino. Best watched using Open Subtitles MKV Player
"Karanlığın İçinden Hikâyeler" Çeviri : ghost _ rider _ 96
É Open Sesame, idiota.
Bunun adı "Açıl Susam, Açıl", salak.
The warden's back, open the gate!
Başgardiyan geldi! Açın kapıyı!
Open the gate!
Kapıyı açın la!
If you don't open your eyes, what use are they?
Gözünü açık tutman gerekiyodu, demek ki zaten işe yaramıyolarmış.
Warden, Tarzan used to open coconuts this way.
Tarzan hindistan cevizi kırıyo elleriyle.
You lit the fire to lure me into the open. What did you have in mind?
Haşhaşı ne skime yaktın lan amına kodumun piçi?
Legendas de Visiontext :
Visiontext alt yazılar : Ali Hikmet Best watched using Open Subtitles MKV Player
Devia jogar amanhã no Waterbury Open.
Yarın Waterburry de oynamalısın.
Ganhas o Open amanhã e entras no circuito profissional.
Yarınki turnuvayı kazanırsan profesyonel turdasın.
Bem-vindos ao Waterbury Open.
Waterbury Open a hos geldiniz.
Ligaram do Open de Dallas.
Dallas Open'dan telefon aldım.
Podias ganhar o Open E.U.A. Isso é que a impressionava.
ABD Açık Turnuvası'nı kazanabilirsin, bu onu etkiler.
Ganha o Open.
Turnuva diyorum.
O Open E.U. A?
ABD Açık Turnuvası, ha?
Não há-de ser difícil dizer-lhe que só podes ensiná-la depois do Open.
Turnuvaya katılana kadar ona ders veremeyeceğini söylersin o halde.
Participar no Open vai fazê-la mudar a opinião que tem de ti?
Turnuvaya katılman, senin hakkındaki fikrini nasıl değiştirecek?
Não, não te dispenso para ires ganhar o Open.
Hayır, Turnuvaya girip kazanman için izin vermeyeceğim sana.
Suspeito de qualquer que beija a mão de uma garota.
Bir kadının elini öpen adam hiç tekin biri olmasa gerek.
Best watched using Open Subtitles MKV Player
TvRip black _ milk Nisan 2008
Com todos os homens que te beijaram?
Seni öpen onca erkek arasından bir teki bile mi?
- Meu marido é segurança aqui..
Sizi öpen adam mübaşir miydi?
"a mulher que o beijou e que lhe foi á carteira foi a senhora conhecida por Lou."
"Onu öpen ve dürtükleyen kadın " Lou olarak bilinen hanımdı. "
Conseguia ouvir uns lábios húmidos a beijar-te.
Seni öpen dudaklarının sesini duyabiliyordum.
Havia um homem lá fora, parecido contigo, a beijar um cérebro.
Gölde tam sana benzeyen ve bir beyni öpen bir adam vardı.
Entre todos os homens que te beijaram?
Seni öpen erkeklerden hiç biri mi?
Talvez seja porque gostasse de ser você a beijá-la. Talvez.
Belki de onu öpen tek kişi olmak istemendendir.
Cu de chumbo, pila fina, beijinho, pulso mole, boca de banana, caguinchas, merda de galinha, cara de merda, lambe-botas, machão, maricas, pila mole!
Kıç yalayan, uzun alet, iyi emen, - yumuşak dirsek, muz nefesi, bokböceği, böcek boku, bok surat kıç öpen, kızarmış burun, maço, sönmüş alet!
E foi ele que primeira vez beijou esses lábios?
Bu dudakları öpen ilk erkek o muydu?
Serias o primeiro rapaz a beijar-me?
Beni ilk öpen erkeğin sen olmasını istiyorum.
Então, na roda Ferris, foi do tipo, mulher muito velha a beijar um rapazinho.
O halde, dönmedolapta... o küçücük oğlanı öpen çok yaşlı bir kadın vardı. Değil mi?
Não de um gajo que beija o cu à puliça!
Polis kıçı öpen heriften değil!
Entendido, beija-mães?
Tamam mı, anne-öpen?
"Beija-mães".
Anne-öpen.
Beijaste a minha mãe!
Annemi öpen sendin.
Qual a diferença entre este borrego e o que me beijou?
Bu kuzuyla beni öpen kuzu arasındaki fark nedir ki?
Foste tu quem me beijou primeiro.
- Beni ilk önce öpen sendin.
Ei pá. Não é a Dashiki ali aos beijos com aquele toné?
Hey, dostum şurdaki aptal adamı öpen dashiki olamaz değil mi?