English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Português → Turco / Oprah

Oprah tradutor Turco

673 parallel translation
Ainda bem que és actor e não escritor, porque isso foi tipo... Oprah... Hallmark...
iyi ki yazar degil de oyuncu olmussun çünkü bu konusma resmen Oprah Hallmark R. Kelly rezilligindeydi.
- Nem por isso, Marcy. - Então, conto eu. Temos projectos artisticos e um jogo recomendado pela'Psychology Today'.
Oprah'da tüm hafta, transseksüeller'in hangi tuvaleti kullanmaları gerektiği tartışılacakmış.
Kelly, olha, até a Mrs. Rhoades usa um número de sutiã maior do que o teu.
Bize göre kadınlar, Oprah'ı seyrederek zamanlarını israf ediyorlar. Yoksa Phil miydi? İkisini karıştırıyorum hep.
Estás tal e qual como no dia do nosso casamento.
Fakat gidersem, Phil'i kaçırırım ve Oprah'ı kaçırırım ve Cubs maçlarını da.
Para veres o Phil e gravares a Oprah? '
Bu sefer, öyle olmayacak.
Toda a gente sabe que se vê a Oprah e se grava o Phil.
- Peg, şuna bak. - Bir diğer balıkçı kataloğu.
A Oprah tem um programa sobre transsexuais :'Que WC devem usar?
Kek istemediğine emin misin? Hayır, sağ ol. Toplantıdan sonra yemek için Gus'Diner'e uğradık.
As mulheres perdem muito tempo a ver a Oprah.
Belki aramamız lazım. Olmaz, Al orada bir telefonun bulunmadığını söyledi.
Tenho saudades do Phil e da Oprah.
Bunca konuşma sana bir şey ifade etti mi, Al?
Mas se for, perco o Phil e a Oprah e o jogo dos Cubs.
Biliyor musun, para hakkında yalan söylemen yeterince kötü fakat Al, bunlar sahip olduğumuz tek dostlarımız.
A Oprah Winfrey explodiu finalmente?
Oprah Winfrey sonunda patladı mı?
Da Oprah?
Phil? Oprah?
Este é a mesma revista que deu a notícia sobre os gémeos que roubaram o programa da Oprah, o que esperavas?
Bu, ince ikiz kardeşini göstererek Oprah'ın şovunu çalan dergi değil mi? Ne bekliyordun ki?
Estamos a tentar ver um filme.
Tamam, Peg Oprah'ı tanırım
Poupa o fôlego. O vosso pai disse que podia ficar com ele. Ok, Peg, sabemos que a Oprah não está a pagar às pessoas para verem o programa dela com a boca aberta.
Peggy, baksana bu saç, kurabiyeden çıkıyor mu olsun, yoksa sürpriz olsun diye içinde mi kalsın?
Com quarenta anos e nem sequer sabia quem era a Oprah.
Sen tam bir erkeksin! Tanrım!
Mas estamos a afastar-nos do principal que é a família.
Anne Oprah komasında. Babaysa ayakkabı madeninde köle gidi çalışarak 75 sent kazandı
A mãe está, como sempre, a ver a Oprah.
Kulağıma bir pipet daldırıp içimdeki hayatı hiç zahmetsiz de çekebilirsin.
Nem pensar em festas do pijama, música ou rapar a cabeça do papá enquanto dorme, até teres 16 anos.
Bana itiraf et, Peg. Oprah çoraplarım ile ne yapmanı söyledi?
A Oprah vai ter um episódio de gala?
biliyorsun, Peg, bu benim evim.
Oprah Winfrey.
Oprah Winfrey.
Hoje em Oprah :
Bugün Oprah'da...
Não está a dar a Oprah?
Hey, Oprah başlamadı mı?
A Oprah terá razão?
Oprah haklı mı?
A Oprah devia ver isto.
Tam TV'lik manzara.
- Oprah. - Sim, sim.
Oprah.
É só um desenho, não é a Oprah Winfrey.
Bu bir çizgi film. Oprah Winfrey özel eğitim programı değil. Lou!
É maior que a Oprah.
Oprah'dan da daha büyük.
Já podes contar à Oprah como o teu pai te arruinou a vida indo passar um fim-de-semana no Holiday Inn!
Harika, o zaman gidip Oprah'ya babanın bir hafta sonu Holiday lnn'e giderek... hayatını nasıl mahvettiğini anlatırsın!
É a Oprah?
Bu Oprah mı?
assim, se metessemos as nossas colunas no chao... a tocar alguma coisa com muito bass... as cobras vinham para aqui como as tartarugas vao para a agua.
Demek ki yere hoparlör koyarsak ve içinde biraz bas olan birşeyler çalarsak yılalar, Oprah`ın jambonu fırına koyduğu gibi buraya doluşurlar.
Dá inspiração para... escrever um livro... ou algo parecido.
En azından, bilirsin, bir kitap yazabilirsin, ve Oprah'a çıkarsın.
Já te disse para não veres tantos programas da Oprah.
Sen fazla TV izliyorsun. Hadi, Pete.
Vamos ao programa da Oprah, do Donahue.
Oprah, Donahue yaparız.
Se há algo que a Oprah compreende é os homens.
Erkekler. O kamyonet orada ne yapıyor?
Mulheres violadas pelos dentistas que se confessam à Oprah.
Oprah, dişçileri tarafından iğfal edilen kadınları anlatıyor.
Vou levá-la a um sítio muito chique que ela está morta por ir... desde que ouviu dizer que a Oprah o comprou.
Onu, Oprah'nın sahibi olduğunu duyduğundan beri gitmek istediği hoş bir yere götürüyorum.
Não vês a Oprah?
Hiç Oprah seyretmedin mi?
Vou ao programa da Oprah.
Her neyse gelecek hafta beni Oprah'a götürecekler.
Como é que nunca foste ao Oprah?
Nasıl oldu da Oprah'ta * hiç çıkmadın?
Admira-me que não tenha telefonado à Oprah a seguir à Polícia.
Polisten sonra Oprah'ı aramaması beni şaşırttı.
Ela está a cometer muitos erros.
Herkes bilir ki Oprah'ı izleyip, Phil'i çekersin.
- Mais uma vez, os boatos...
Phil ve Oprah aynı saatte başladığı için ve bu da seni delirttiği için bir tane istiyorsun.
Está bem.
Oprah'ı özledim.
Só queres isso, porque o Phil e a Oprah dão ao mesmo tempo, e isso está a dar cabo de ti. Ora!
Bu akşamki kadın grubu toplantısı için Marcie'ye araba lazım.
Peg, podes chegar aqui um minuto, por favor?
O astronota inanamadım. 40 yaşına gelmiş ve hala Oprah'ın kim olduğunu bilmiyor.
E não faças nenhuma estupidez.
Oprah dizisi resmi bir bölüm mü yayınlıyor?
O que é que a Oprah vos manda fazer com as nossas peúgas?
eğer fazla değilse.
- Vais ver a Oprah?
Sen dikkatsizce yürümek. - Oprah'ı izliyor musun?
- No outro dia no programa da Oprah vi um homem que não conseguia enfrentar as responsabilidades.
Çocuklarının hayatlarını nasıl mahvettiklerini anlatıyordu.
Então, Oprah?
Naber Big Perm?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]