Translate.vc / Português → Turco / Paddy
Paddy tradutor Turco
600 parallel translation
- Temos de ir falar com o Paddy.
- Haydi, Paddy'yi görmemiz lazım.
Não tens de inventar com o Paddy Ryan, Tom.
Paddy Ryan'a masal anlatmana gerek yok Tom.
Sabes, Paddy, é assim.
Paddy, mesele şu.
- Obrigado, Paddy.
- Teşekkürler Paddy.
Saberão que o Paddy Ryan é vosso amigo.
Paddy Ryan'ın dost olduğunu göreceksiniz.
Obrigado, Paddy.
Teşekkürler Paddy.
Gostas de trabalhar com o Paddy?
Paddy'yle çalışmaktan memnun musun?
- Por mim, tudo bem, Paddy.
- Dediğin her şey bana uyar Paddy.
- Paddy, o Nails vai trabalhar connosco?
- Paddy, Pençe bizimle çalışıyor mu?
O Paddy contou-me.
Paddy anlatmıştı.
Paddy, a malta está pronta assim que puderes começar.
Paddy, işe başladığınız anda çete hazır olur.
Faz parte do bando do Paddy Ryan.
Paddy Ryan'ın çetesine katıldı.
Morte de "Nails" Nathan Enfraquece o Grupo do Paddy Ryan
"Pençe" Nathan'ın Ölümü Paddy Ryan'ın Çetesini Zayıflatıyor
- Que estás a tentar fazer, Paddy?
- Ne yapmaya çalışıyorsun Paddy?
- Deixa isso comigo, Paddy.
- Merak etme Paddy.
És a namorada do Paddy Ryan.
Sen Paddy Ryan'ın kızısın.
- Não importa o que disse!
- Paddy'nin lafı umurumda değil!
Paddy, entra.
Paddy, içeri gelsene.
- Um dos rapazes do Paddy.
- Paddy'nin adamı.
Não dá linha.
- Sende ne haberler var Paddy?
Petty, vou receber os prisioneiros de novo.
- Teşekkürler, efendim. - Paddy. Esirleri tekrardan göreceğim.
- Segundo dos Ulanos...
Paddy. - İkinci Süvari Alayı.
Já alguma vez leste as estatísticas sobre assaltos a bancos, Paddy?
Paddy, banka soygunu istatistiklerine hiç baktın mı?
Fica atento ao Paddy.
Gözlerini Paddy'nin üzerinden ayırma.
Um de nós não devia ir substituir o Paddy?
Aramızdan biri aşağıya inip Paddy'den nöbeti devralsa iyi olmaz mı?
- Um de nós deve substituir o Paddy.
Düşündümki aramızdan biri aşağıya inip Paddy'den nöbeti devralmalı. Evet, evet, tamam ben yaparım.
Pronto, Paddy, fecha a pasta.
Tamam, Paddy, valizi kapat.
Dá-me uma ajuda, Paddy.
Bana yardım et, Paddy.
Quando a segui, passei pelo carro de vigia e o Paddy não estava lá.
Kızın peşindeyken parke halindeki bizim devriye aracını fark ettim. Paddy o araçta yoktu.
O Eckstrom não pode provar nada.
Bak, Paddy, Eckstrom birşey ispat edemeyebilir.
- Sabias que o Wheeler ia aparecer. - Espera lá, Paddy.
Bildiğin gibi Wheeler zaten ortaya çıkacaktı.
Não, vamos subir os dois e contar exactamente...
Şimdi bir dakika bekle, Paddy. Hayır. İkimiz burdan birlikte çıkıp ve herşeyi olduğu gibi anlatacağız.
Paddy?
Paddy mi?
O Paddy Dolan.
Ne demek istiyorsun? Paddy Dolan.
O Paddy e aquela rapariga viu-me no teu apartamento.
Paddy ve... Ve şu aşağıdaki kız, beni senin evde gördü.
- O Paddy deve tê-Io mudado.
Nasıl? Paddy arabayı kaçırmış olmalı.
- Quem vai dizer à mulher do Paddy?
Paddy'nin karısına haberi kim verecek?
- Quando foste à procura do Paddy.
Sen Paddy'yi aramak için dışardayken.
E o que aconteceu ao Paddy também não encaixa.
Ya Paddy'ye ne oldu, bu son ona da uymazdı.
Eu conheço o Paddy como me conheço a mim.
Paddy'yi kendimi tanıdığım kadar tanıyorum.
Acho que quem matou o Paddy estava com ele no carro.
Bence Paddy'yi öldüren her kim ise onunla arabada birlikteydi.
Eu não combinei isso, Paddy.
Bu anlaşma benimle yapılmadı, Paddy.
Subam, rapazes. - Paddy. - Paddy.
Yukarı çocuklar.
Sean. Joseph, Peter...
Paddy, Sean, Joseph.
Paddy, Tom.
Paddy, Tom...
Usa uma cabra na próxima vez, Paddy, e serás sargento.
Bir dahaki sefer deli numarası yap Paddy, çavuş olursun.
Paddy Button.
Paddy Button.
- Mas o Paddy...
- Paddy...
Está bem, Paddy.
Tamam, Paddy.
- Falou com o Paddy?
Paddy'yle konuştun mu?
- Achas mesmo que o Paddy se matou?
Paddy'nin kendini öldürmüş olabileceğini gerçekten düşünüyor musun?