Translate.vc / Português → Turco / Paranóia
Paranóia tradutor Turco
692 parallel translation
É preciso que pares de nos magoar com esses acessos de paranóia.
Çünkü bu paranoyak tantrumlarla ikimizi de incitmekten vazgeçmelisin.
O capitão Queeg tem os sintomas de paranóia aguda. Ainda vai ceder.
Queeg'de her türlü akut paranoya belirtisi var.
Qual é a diferença entre "paranóico" e "paranóia"?
"Paranoid" ve "Paranoya" arasındaki fark nedir?
Há registos de paranóia, em doses assim.
Bu dozlarda şiddetli paranoya olur.
Esta paranóia criminal parece que lhe dedicou a ele... uma luta de um só homem contra a nossa sociedade.
Anlaşılan o ki ; bu suçlu paranoyak, kendini tek başına toplumumuzla mücadeleye adamış.
- Tens a paranóia dos falhados.
- Paranoya yapıyorsun.
Há seis meses que mostra sinais de paranóia.
Bu paranoya altı aydır devam ediyor.
Linda Lovelace foi incumbida de tirá-lo desta paranóia.
Linda Lovelace bu ikilemi uygulayacaktı.
Desde que sabemos o que é a paranóia, a esquizofrenia, todas essas coisas que aprendi em Harvard.
Ruh hastalıklarını, paranoya ve şizofreniyi öğrendiğimizden beri. Bunlar Harvard'da öğretilen şeyler.
Paranóia esquizóide passiva.
Pasif şizoid paranoya.
Criou-se uma paranóia na Casa Branca à roda do Teddy Kennedy.
Beyaz Saray Teddy Kennedy konuşunda gerçekten paronayak olmuştu.
Ao perceber até onde a coisa chega, também entrei em paranóia.
Bir noktadan sonra birden bire bu işin ne kadar yukarılara dayandığını merak ettim ve sonunda onun paranoyası bana da geçti.
- Dadas as circunstâncias, a paranóia...
- Bu şartlar altında sinir bozukluğu...
Isso é a pior espécie de paranóia.
- Bu kadarı da paranoyanın dik alası!
Ele escreveu um livro chamado "Paranóia ou Magia", e acredite, é a última palavra sobre o assunto.
"Paranoya veya Büyü" diye bir kitap yazmıştı, inanın bana,... Bu konuya noktayı koydu.
- É apenas um caso de paranóia?
- Acaba bu sadece bir paranoya mı?
Na Costa Ocidental, a paranóia apoderou-se da população e os cidadãos, em pânico, convenceram-se de que a Califórnia seria o novo alvo das Forças Imperiais Japonesas.
Batı sahillerinde, panik içindeki halk arasında Japon güçlerinin sıradaki hedefinin California olduğu paranoyası yayıldı.
Senhor, os psquiatras falam em um caso de paranóia.
Psikiyatrik rapora göre paranoyak bir durum söz konusu.
Era dado a ataques de fúria, de paranóia judia e liberal, machismo chauvinista, misantropia moralista, e depressões niilistas de desespero.
" Sürekli öfke krizleri yaşardı. Yahudi liberal paranoyası erkek şovenizmi, kendini üstün görme, insanlardan kaçınma ve umutsuz nihilist haller.
Ondas de boatos e paranóia espalhavam-se pelo campo, envolvendo especialmente os indefesos.
Egemenliğin yıkıldığı söylentileri ve korkusu bütün ülkeyi baştanbaşa dolaşıyordu.
A paranóia de Kimba aumentou muito, depois disso.
O olaydan sonra Kimba'nın paranoyası fırladı.
- Deixa a paranóia para a televisão.
- Paranoyalarını ulusal televizyona sakla.
- Paranóia.
- Paranoya.
- Paranóia?
- Paranoya mı?
- Isso é paranóia sua.
- Bu senin paranoyan değil mi?
BA, tu realmente devias parar com essa paranóia que tens de andar de avião. - Não te mexas, BA.
B.A., gerçekten uçmakla ilgili bu paranoyandan kurtulmalısın.
E da paranóia.
Ve paranoya.
Não vejo razão para arriscar a guerra para satisfazer a vossa paranóia e avidez de conquista.
Şahsi paranoyanızı ve zafere karşı olan susuzluğunuzu tatmin etmek için, savaşı göze almanın bir anlamı yok.
Sim, sou. Deve ter lido a minha tese... sobre paranóia delirante.
Belki son makalemi okumuşsunuzdur... saplantılı paranoya hakkında.
Há aqui uma paranóia especial.
Burada bir paranoya havası var.
Talvez seja só um pouco de paranóia.
Belki de, sadece biraz bir paranoyaktır.
B.A., tens mesmo que te deixar dessa paranóia sobre voar.
B.A. gerçekten uçmakla ilgili bu paranoyandan kurtulmalısın.
Paranóia de retaguarda.
Cephe gerisi paranoyası.
Mencionou que a achou sexualmente provocadora, que tinha visões desordenadas e sofria de paranóia...
Cinsel sapkınlıkları olduğunu ve paranoyaya bağlı hayaller gördüğünü söylemişsiniz.
Estamos a discutir a natureza da paranóia, um assunto de interesse por aqui.
Paranoyanın doğasından bahsediyorduk, buralarda çok ilgi çeken bir konu.
- Papá, isso é paranóia.
- Baba, bu bir paranoya.
- Não é paranóia.
- Bu paranoya değil.
Isso é paranóia.
Bu paranoya.
Que sofre de um ataque de paranóia por causa de um trauma neuro-químico?
Nevrotik-kimyasal travma yüzünden paranoid kriz geçirdiğiniz mi?
Diziam que a sua vida conturbada se devia à paranóia dele de autodestruição.
Kimileri onun çılgın ve karışık hayatını kendini mahvetme düşkünlüğüne bağlıyor.
Acha que os tiques e paranóia são sinais de comportamento normal?
Tikleri ve paranoyası normal davranış belirtisi mi sence?
Isso não é paranóia, é um facto.
Bu paranoya değil, bir gerçek.
Odeio parecer rezingao, mas a paranóia mantém-me vivo.
İhtiyar bir kadın olmak istemem, ama paranoyak olmak beni hayatta tutuyor.
Eu percebi que não devia criar mais paranóia do que a que já temos aqui.
Mevcut olandan daha fazla paranoya yaratmamam gerektiğini fark ettim.
Que paranóia.
Ne paranoya ama.
Sra. Simpson, tenho pena, mas o seu marido sofre de uma paranóia complexa de perseguição extrema... e de hostilidade pretensiosa.
Kocanız işkence kompleksi, ileri düzey paranoya ve mesane rahatsızlığından muzdarip.
Quando os meus superiores me perguntaram sobre o meu desaparecimento tiveram uma atitude de desconfiança e intolerância que chegava a parecer paranóia.
Üstlerim benim kayboluşumu sorgularken, paranoya seviyesinde şüpheci ve hoşgörüsüz tavırlar sergilediler.
Mas que paranóia!
Paranoyak diyebiliriz.
É paranóia tua.
Paranoya yapma.
Dá para entender um pouco de paranóia.
Biraz paranoyaklaşmamız normaldir.
O sinal parece aumentar esse efeito causando mudanças de humor, paranóia, convulsões.
- Farkındayız. - Tamam. O halde bunu nişanlıma anlatmalı mıyım?