English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Português → Turco / Pearson

Pearson tradutor Turco

565 parallel translation
Vai terminar o acampamento, Professor Pearson?
Bu yılki kampı dağıtıyor musunuz, Profesör Pearson?
Fala Drew Pearson.
Ben Drew Pearson.
- Pearson.
- Pearson.
- O Pearson já chegou com a mala?
- Pearson el çantasını getirdi mi?
Disse ao agente imobiliário que era para a Sra. Mary Pearson.
Aracıya oranın, bayan Mary Pearson için olduğunu söyledim.
Depois de interceptar o veículo, vá a casa de Miss Pearson.
Sen o hız yapan aracı nallarken Bayan Pearson aradı.
Diz à Miss Pearson que vá bugiar...
Bayan Pearson'a de ki, o en iyisi...
O Pearson e o O'Hara ficaram gravemente feridos num tiroteio.
Pearson ve O'Hara silahlı bir çatışmada ağır yaralandı.
- Sou o Dr. Pearson. - Olá, doutor. - E este é Dr. Ramirez.
Dr. Pearson ve Dr. Ramirez.
É o Lorde Pearson do seu banco.
Lord Pearson, bankanızdan geliyor.
O Lorde Pearson, do meu banco?
Lord Pearson, bankamdan mı?
- Ora essa, Lorde Pearson, antes tarde que nunca, como dizem os ingleses. Sente-se.
- Hiç değil, Lord Pearson,... siz İngilizlerin dediği gibi, geç olsun güç olmasın.
Lorde Pearson, lamento afastá-lo do seu compromisso, mas o Sr. Poirot diz que pode ajudar com a morte do Sr. Ling.
Lord Pearson, sizi randevunuzdan alıkoymak istemezdim ama Bay Poirot'a göre, Bay Ling'in ölümünde bize yardım edebilirmişsiniz.
Lorde Pearson, recebeu a minha mensagem.
Lord Pearson, mesajımı almışsınız.
Sim, porque o Lorde Pearson conhece bem Chinatown.
Evet, Lord Pearson, Çin Mahallesi'ni çok iyi tanıyor.
Todas as noites, satisfaz a sua paixão pelo jogo, Lorde Pearson, bem como o Monsieur Lester satisfaz o seu desejo pela droga.
Her akşam, kumar tutkunuzu dindiriyorsunuz, Lord Pearson. Bay Lester da her akşam uyuşturucu ihtiyacını gideriyor.
Mas não é só aqui e no Dragão Vermelho que gosta de jogar.
Ama siz sadece Kızıl Ejder'de kumar oynamayı sevmiyorsunuz, Lord Pearson.
Lorde Pearson...
Lord Pearson...
- Olha, o pequeno Jimmy Pearson.
- Küçük Jimmy Pearson
O de sempre, o Pearson levou o barco do velho.
Pearson'ın babasının botunu ödünç aldık.
Bem, miúdos, espero que tenham sido bons este ano. Porque pelos vistos o Pai Natal acabou de destruir a casa dos Pearson.
Umarım bu yıl uslu durmuşsunuzdur çocuklar çünkü Noel Baba bir evi yıktı.
Aquela é a Quinta de Alces do Amos Pearson.
Amos Pierson'ın geyik çiftliği.
Telefone ao Richard Pearson no FBI.
FBI'dan Richard Pearson'ı ara.
Está a haver mesmo tratamento favorecido em relação ao Pearson.
Kesinlikle Pierson'ın lehine muamele söz konusu.
Você é o sr. Pearson?
Siz Mr Pearson mısınız?
Alex Pearson?
Alex Pearson?
Foi a primeira pessoa a viver na tua casa. Maude Pearson.
Dairende yaşayan ilk kişi Bayan Maude Pearson.
- Pearson Arms... está escrito por cima da entrada.
- Pearson adı binanın girişine oyulmuş.
Procurei por óbitos com o nome Pearson.
Ölüm ilanlarını kontrol ettim.
Maude Pearson construiu o prédio, e ficou com um apartamento.
Maude Pearson binayı inşa ettirmiş ve kendisi de burada yaşamış.
O médico legista disse que foi um ataque cardíaco... mas ela tinha problemas com o filho...
Adı M.E. ve kalp krizi geçirmiş ayrıca oğlu Dennis Pearson ile arasında çok problem varmış.
Dennis Pearson. - Ele vivia com ela.
Birlikte yaşıyorlarmış ve çok tartışıyorlarmış.
Tínhamos razão sobre o fantasma.
Bu hayalet hakkında haklıymışız. O, Bayan Pearson'mış.
É a Mrs. Pearson. - O filho matou-a.
- Oğlu onu öldürmüş.
Paul Pearson!
Paul Pearson!
Paul Pearson!
- Paul Pearson!
Guarda Pearson?
Memur Pearson?
Cada artigo, bem escrito e pesquisado pela nossa Gwen Pearson... e a maior parte dos artigos não foi lido pela maioria dos alunos.
Her makale kendi adamımız Gwen Pearson tarafından yazıldı ve kontrol edildi ve her makale kendi öğrencilerimiz tarafından gözardı edildi.
Sou Gwen Pearson, jornalista do Liberator.
Adım Gwen Pearson, The Liberator'da yazarım.
Pearson, tenho uma dica para ti.
Pearson, senin için güzel tavsiyelerim var.
Brilhante, Pearson.
Harika, Pearson.
E eu estou a gozar imenso o presente neste momento... a partilhar um jogo e uma bebida com a Gwen Pearson... que acredita que a censura reflete a falta de confiança da sociedade nela mesmo.
Ve ben bugünü yaşamaktan zevk alıyorum. Gwen Pearson ile ceza kulübesinde oturarak sansürün toplumun kendine güven eksikliğini yansıttığını düşünse de.
Dr Pearson?
Dr. Pearson?
Gwendolyn Elizabeth Pearson... teria muita honra se tu e eu cirúrgicamente e espiritualmente... juntássemos as nossas vidas.
Gwendolyn Elizabeth Pearson tıbbi ve ruhsal olarak hayatlarımızı birleştirirsek büyük onur duyacağım.
- Mr. Pearson, sou um cientista.
Bay Pearson, ben bilim adamıyım.
Pearson.
Bay Pearson.
Lorde Pearson.
Lord Pearson.
Só para que saibam, o Parsons está morto.
Pearson ölmüş.
Parsons McCovey foi uma baixa de guerra.
Pearson savaş gazilerinden biriydi.
Mr.
Bay Pearson.
Pearson, sente-se.
Oturun.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]