Translate.vc / Português → Turco / Perks
Perks tradutor Turco
52 parallel translation
E o Perks tem de fazer o trabalho. - Peks? Quem é o Perks?
İstasyon Amiri tıraş olmak için Leeds'e gitti.
- Eu, Sr. Sou o Perks.
Perks bu konuyla ilgilenmek zorunda. - Perks de kim Perks?
Obrigado, Sr. Perks.
Efendim. Gidebilirsiniz, Bay Mitchell.
Boa noite. Sou o Perks.
İyi akşamlar.
Lamento, não lhe posso dar gorgeta como o Pai faz, mas...
Çok teşekkür ederiz, Bay Perks. Üzgünüm ama size verecek hiç paramız yok, ama...
Bem eu... vou ver o que posso fazer. - Boa noite. - Obrigado, Sr. Perks.
Pekâlâ, ne yapabileceğime bir bakayım.
Vão dar a carta ao Sr. Perks para lhe dar.
Bu mektubu ona iletmesi için Bay Perks'e verin.
- Vamos levá-lo para casa conosco, Sr. Perks.
- Onu bizim eve götüreceğiz, Bay Perks. - Sağ olun, Hanımefendi.
Que tal morangos? Perks prometeu-me alguns do seu próprio jardim há anos.
Perks bahçesindeki çileklerden vereceğini söylemişti.
- Bom dia, Perks.
- Merhaba, çok memnun oldum.
- Imediatamente, Sr. - Imediatamente, Sr. Mitchell. - Obrigado, Sr. Perks.
Eğer beni takip ederseniz, hemen ilerde, efendim.
- Quando é o seu aniversário, Sr. Perks?
Doğum günümü son hatırladığımda siz daha doğmamıştınız.
Tenho outras coisas para manter além de aniversários.
Sırların mı, Bay Perks?
Oh, o quê? Nada de segredos, Sr. Perks.
Hayır, çocuklarım ve hanım ağa.
Esta quinta-feira. Não me importo, querida, mas porquê?
Çünkü o gün Bay Perks'in 42. doğum günü.
Bem, é o aniversário do Sr. Perks, ele tem 42 anos.
Doğum günlerini hiç hatırlamıyormuş, aklında tutması gereken başka şeyler varmış.
Seria muito bom escrever o nome dele nos pães com açúcar rosa, não?
- Perks çok iyi bir isim değil. - Diğer adı Albert, bir ara sormuştum.
- Perks não é um nome muito bonito.
Bence Albert çok güzel bir isim.
- O quê? - Perks é tão bom para todos, certo? - Certo.
Yani onun doğum gününe yardım etmek isteyecek birçok kişi bulabiliriz.
Acho que devíamos primeiro pedir à mãe. Não há mal nisso, depende de como o fizerem.
Benim tek korkum Bay Perks'in bu hediyeyi kabul etmemesi.
Só espero que o Sr. Perks não se ofenda e pense que é caridade.
Biliyorsunuz, fakir insanlar gururlu olur. Fakir olduğu için değil, bizi sevdiği için.
Algumas pessoas eram gentis e outras eram cruéis.
Bazıları bir şeyler verdi, bazıları ise vermedi. Perşembe günü Bay Perks'in doğum günü hediye vermek ister misiniz?
É o aniversário do Sr. Perks na quinta-feira, gostava de lhe dar um presente?
Ondan nefret ediyorum.
Estou um pouco atrasada a arranjar-me, Srita devido ter tido uma limpeza extra hoje para o Sr. Perks, acontece que é é o aniversário dele.
Perks bugün doğum günü olduğunu söyleyince fazladan temizlik yapmak zorunda kaldım. Böyle bir şey nereden aklına geldi, bilmiyorum. Çocukların doğum gününü kutlarız.
Oh, não, por favor, não, Sra. Perks.
Ne oldu? Yoksa getirdiğimiz hediyeleri beğenmediniz mi?
Ah, não se importem comigo, estou bem.
Bu, Perks'in kutlayacağı ilk doğum günü.
É um aniversário, como Perks nunca teve, nem mesmo quando ele era um menino.
Sizin mutlu olmanıza çok sevindim. Kalıp Bay Perks'in de mutlu olup olmayacağını görebilir miyiz?
Podemos esperar e ver se o Sr. Perks fica feliz também?
Çörekler için tabak alabilir miyim, Bay Perks?
Podíamos ter um prato para os pãezinhos, Sra. Perks?
Tek kelime ile krallara layık.
Já me queixei a vocês de estar aflito para terem esta caridade comigo?
Sizin sevineceğinizi düşünmüştük, Bay Perks. Hayatım boyunca hiç kimseye iyilik yapmaya çalışmayacağım.
Pensámos que ficaria satisfeito, Sr. Perks.
- Yapmayacağım, asla!
Porque a mãe disse que devemos ter cuidado porque...
Bu annemden. Bayan Perks'in bizim küçülen kıyafetleri değerlendirebileceğini düşünmüş.
Isto é da mãe. Ela pensou que a Sra. Perks poderia gostar de algumas das coisas da Phyllis.
"Daha fazlası elimden gelmiyor..."
Bem, vocês ficam para o chá, aceitam?
Dostluğumuzun bahçesi hep yeşil olsun. Dostluğumuzun bahçesi hep yeşil olsun, Bay Perks.
Que a nossa grinalda de amizade seja sempre verde, Sr. Perks.
Her şey tatlıya bağlandı, değil mi?
Um bom giro merece outro, é o que sempre digo. Olá, Sr. Perks, que quer dizer?
Evet, pekâlâ...
Bem, encontrei estas revistas, vê, na sala de espera.
Her şeyin bir karşıIığı vardır, ben hep bunu söylerim. Selam, Bay Perks, ne demek istediniz?
Perks diz que podemos vê-los indo pela linha do trem.
- Kim koşuyor? - Gramer okulu öğrencileri. Yaşasın!
- Pode partir, Sr. Mitchell. - Obrigado, Sr. Perks.
- Gidebilirsiniz, Bay Mitchell.
- Não, Sr. Perks, claro que não é abuso.
- Hayır, Bay Perks, elbette abartmadınız.
Prezado Sr. Perks, nós o amamos tanto como se fosse um tio nosso.
Bay Perks, sizi en az amcamız kadar çok seviyoruz.
- Obrigado, Sr. Perks.
- Teşekkürler, Bay Perks.
Porque vai tão devagar, Sr. Perks?
Neden yavaş gidiyor, Bay Perks?
Acredito que nos conhecemos.
Adım Perks.
Muito obrigado, Sr. Perks.
YaşIı bir beyefendi bu paketi size ulaştırmamı söyledi.
- Bom dia, Sr.
- Günaydın, Perks.
- Obrigado.
- Teşekkürler, Bay Perks.
- Ah, obrigado, Perks.
- Teşekkürler.
- Já sei!
- Herkes Perks'i sever, değil mi? - Evet.
" Diga ao Sr. Perks que é um prazer fazer um pouco para um homem
James iyi biri.
Oh, de verdade?
Perks demiryolu hattında onları görebileceğimiz söyledi.