Petrovic tradutor Turco

Coronel Petrovic.

Albay Petroviç...

Djura Petrovic trouxe esta merda...

Nebojsa Palanovic şu berbat şeyi hediye etmiş.

Nikolai Petrovic Stanislofsky.

Nikolai Petrovic Stanislofsky.

Fomos muito específicos, Petrovic.

Talimatlarımız çok netti, Petrovic.

Escuta, Petrovic.

Dinle Petrovic.

Näo me pressiones, Petrovic!

Beni zorlama Petrovic!

Uros Petrovic, um dos meus novos reclusos, chegou aqui há três anos, com 500 condenações no currículo, mas amanhã ser-lhe-á concedida a liberdade.

Uroş Petroviç üç sene önce buraya getirildiğinde, 500 mahkumiyeti vardı. - Yarın özgürlüğüne kavuşacak.

Petrovic.

Petrovic.

Conheces o Petrovic?

Biliyor musun Petroviç'i?

Não, não conheço o Petrovic.

Hayır, bilmiyorum.

Petrovic, senhor.

- Petrovic efendim.

- Petrovic.

- Petrovic.

Ok, Petrovic.

Pekala Petrovic.

Já conhece o Agente Petrovic.

- Ajan Petrovic ile tanıştınız.

Sim, já conheço o Petrovic.

- Evet, Petrovic'le tanıştık.

Petrovic, tens estado muito calado desde início.

Hareket ettiğimizden beri çok sessizsin Petrovic.

Petrovic conseguiste contactar a polícia local?

Petrovic, yerel polise daha ulaşamadın mı?

Petrovic, tenta contactar alguém.

Petrovic, birilerine ulaşmaya çalış.

Petrovic, vai para dentro do carro e liga o motor. Mexe-te!

Petrovic, arabaya dön ve çalıştır.

Queres te transformar como aqueles lá trás? O que é que queres? Petrovic!

Sonunun arkadaki ikisi gibi olmasını mı istiyorsun?

O Petrovic já era.

- Petrovic artık gitti.

- Adeus, Petrovic.

- Güle güle Petrovic.

- Petrovic!

- Petrovic!

Natalia Petrovic?

Natalia Petrovic?

Marko Petrovic um, Kim zero.

Marko Petrovic 1 - Kim 0.

Brunel, registamos as suas preocupações com a segurança, mas tem luz verde para resgatar o Petrovic.

Brunei, güvenlik endişelerini anlıyoruz fakat Petrovic'i geri almalıyız.

O que estiver a passar-se, tem de ser sobre a série de artigos que o Harris escreveu sobre um coronel sérvio chamado Rudko Petrovic.

Her ne oluyorsa Harris'in Rudko Petrovic adında bir Sırp albayla ilgili yazdığı makale serisiyle bir ilgisi olmalı.

De acordo com as notas do Harris, a Mira testemunhou o Petrovic ordenar a execução, de toda a sua família.

Harris'in notlarına göre Mira, Petrovic'in tüm ailesini infaz ettirişine tanık olmuş.

Ele ia matá-la por saber o que Petrovic fez com a sua família no Kosovo.

Petrovic'in Kosova'da ailene yaptığı şeyi bildiğin için seni öldürecekti.

Ontem, ele disse-me que sabia quem eu sou, que o Petrovic é o homem que matou a minha família.

Dün bana, beni tanıdığını söylemişti. Petrovic'in ailemi öldürdüğünü söylemişti.

É a prova que o Petrovic a matou.

Petrovic'in onu öldürdüğüne dair kanıt olarak.

- Isso e o seu testemunho eram o suficiente para prender o Petrovic.

Kayıt ve senin şahitliğin Petrovic'i içeri atmak için yeter.

Permiti que o Rudko Petrovic se livrasse de assassínio.

Rudko Petrovic'in cinayetten yırtmasına izin verdim.

O humorista mais famoso do meu país nasceu aqui.

En ünlü komedyen burada benim ülkemde doğdu. Petrovic.

Petrovic.

Biliyor musun Petroviç'i?

Aurelija Petrovic.

- Aurelija Petrovic.

Na altura da morte, a Aurelia Petrovic vivia na 58 Hibernia Street em Boothtown.

Ölüm vaktinde, Aurelija Petrovic Boothtown, Hibernia Sokağı 58'de yaşıyormuş.

Dimitri Petrovic.

Dimitri Petrovic'ti.

Tem de se aproximar do Dimitri Petrovic.

Dimiri Petrovic'ın yakınına sızması gerekiyordu.

E o Petrovic tirou partido disso.

Petrovic ortaya çıktı.

E bastou isso para o Petrovic chegar a ministro sérvio.

Ve böylece Petrovic Sırbistan'da bakan oldu.

O nosso homem, o Petrovic, ia encontrar-se com um senhor da droga mexicano.

Adamımız Petrovic, Meksikalı bir uyuşturucu baronuyla buluşuyordu.

O Petrovic já estava morto quando lá chegou?

Oraya vardığında Petrovic çoktan ölmüş müydü?

Não sou um homem prático.

İvan Petroviç, ben pratik bir adam değilim.

Petrovich!

Petroviç!

O Petrovic deve ser responsabilizado.

Petrovic cezasını çekmeli.

Conheces o Petrovic? Não, não conheço o Petrovic.

Hayır, bilmiyorum.