Translate.vc / Português → Turco / Piercings
Piercings tradutor Turco
163 parallel translation
Passei 15 anos a fazer descolorações, pinturas e piercings para criar esta imagem que vai para o galheiro por causa de um telefonema!
İnek. Tam 15 yılımı piercing yaptırarak ve saçımı boyatarak bu muhteşem imajı elde etmek için harcadım ve lanet bir telefon yüzünden kaybettim.
... Ela meteu as algemas, 2 dias depois, voltei. Ela tem piercings e fio dental.
Kelepçeleri taktı. 2 gün sonra geri geldim, kapıya gözetleme deliği taktırmıştı.
Estou sempre a dizer-lhe um dia não terá espaço para mais piercings, mas o que é se pode fazer?
Kendisine bir gün piercing yaparken öleceğini söylüyorum ama elden ne gelir ki?
Um cavalheiro com piercings de nome Turk anda a tentar morder as damas de honor no espelho de água...
"Turk" adında delikli bi centilmen... nedimelerin peşinde.
Pensa onde é que fizeste mais piercings.
Canını daha fazla da yakabilirdim.
Um branco magricelas, alto, com piercings.
Beyaz, zevzek, uzun. Piercingler.
Deseja um corte de cabelo, "manicure", ou talvez uns "piercings" nos mamilos?
Saç mı, manikür mü, yoksa göğüs uçlarına küpe mi istersin?
Nada de beber, nada de drogas, nada de beijos, nada de tatuagens, nada de piercings, nada de rituais de esquartejar animais.
İçki, uyuşturucu, öpüşme yok. Dövme, piercing, her türlü hayvan kesme ayini de yok.
Não há sinais de "piercings" no umbigo, nem na língua.
Buradan olsan göbeğinde halka veya dilinde piercing olurdu.
Podia atrapalhar as idas dela ao salão de tatuagens, ou de "piercings" ou seja o que for que faz, enquanto corre selvagem pelas ruas como um cão raivoso.
Dövme salonunda geçirdiği zamanla ya da piercing yaptırdığı zamandan çalmış olur... ya da sokaklarda koşuşan köpekler gibi her ne yapıyorsa onu.
Tire os piercings.
Küpelerini falan çıkar.
Michael, que pensas sobre piercings?
Ee Michael, piercing hakkında ne düşünüyorsun?
O das tatuagens e piercings chama-se Dugger, e o outro é o Vershbow.
Piercingli ve dövmeli olana Dugger diyorlar, diğeri kendisine Vershbow diyor. Dugger'ın işi bitti.
Deixas sempre que ela faça o que quer. Até permites que ela usasse piercings nas orelhas.
Kulaklarını deldirmesine izin verdin.
- Eu tenho piercings nas orelhas porque gosto, OK?
- Kulaklarımı istediğim için deldirdim!
- E tenho estes piercings porque eu odeio-te!
Bunları da sizden nefret ettiğim için!
Mamilos com piercings.
Bütün bunları senin için yaptım.
Não tem piercings, tatuagens nem implantes capilares.
Dövmesi yok. Saçını uzatmıyor.
Isso quer dizer, sem chaves, relógios, cartões de crédito piercings, celulares...
Yani anahtar, saat, kredi kartı... piercing, cep telefonu...
Tenho quarente e nove piercings diferentes no corpo.
Vücudumda 49 farklı yerde piercing var.
Daqui parece-se mais com uma maquina de piercings.
Buradan bakınca kulak deliciden daha büyük birşeymiş gibi görünüyor.
Eu esperava uma pessoa... coberta de tatuagens e piercings.
Her yerinde dövmesi veya... ... küpesi oIan bir adam bekIiyordum.
É Kakihara O tipo com piercings, do gang do Anjo.
Bu adam Kakihara, Anjo grubundan, piercingli olan.
Não vais deixar fazer tatuagens, e não vais permitir que coloque piercings em qualquer parte do corpo que não possa ser mostrada em público.
Bir örnek dövme yaptırmayacaksınız, ve o'nun herhangi bir yerini deldirmesine izin vermeyeceksin kibar ortamlarda gösterilemeyecek.
Nos últimos 12 meses, fizeste alguma tattoo, ou furaste alguma orelha, pele, ou body piercings?
Geçen 12 ay içinde, hiç dövme yaptırdınız mı? ya da kulağınızın ve cildinizin altına, ya da body piercing?
Ele não tem nenhuns piercings, pois não?
Piercing'i falan yok değil mi?
Ele tem todos os piercings tradicionais.
Şuraya baksanıza. Kültürüne has tüm takıları barındıran biri.
Começa por ser apenas uma música. Mas antes de se dar por isso, metade do hospital andará por aí com piercings nos genitais e a fornicar em carrinhas.
- Sadece bir şarkıyla başlar ama siz daha ne olduğunun farkına bile varamadan, hastane çalışanları cinsel organlarında piercing takmaya ve bir kamyonetin arkasında zina yapmaya başlarlar.
Mais piercings.
Daha çok piercing.
Com correntes, tatuagens e "piercings".
Zincirleri, dövmeleri, küpeleri falan var.
São piercings.
- Piercing. - Piercing.
A ver os piercings que colocaram na barriga.
Alınlarına'Şeytanı seviyorum'dövmesi yapıyorlar. Göbeklerini deliyorlar.
- Onde terá ela posto mais piercings?
- Merak ediyorum başka neresinde piercing vardır.
piercings, cabelo azul, a cabala.
Hızma, mavi saç, Kabala.
Não há piercings nem implantes nem material de osteossíntese nos braços.
Takı yok, dolgu yok, kollarda iğne bulunamadı.
São os nossos bebés e agora já são adultos, usam piercings e estão furiosos.
Bebeklerimiz büyüyor, vücutlarını deldirip kızgın kızgın dolaşıyorlar.
Sei que se orgulham do que são... das vossas tatuagens, piercings e outras "modificações" no corpo,
Dövmeleriniz, piercing " leriniz... ve diğer vücut süslemelerinizle gurur duyduğunuzu biliyorum.
Sem piercings, sem tatuagens.
Ne piercing var, ne de dövme.
Cala-te, Miss Piercings!
Sesini kes iğne yastığı!
Tenho seis piercings.
Bende altı piercing var.
- Olhe para as minhas tatuagens e piercings.
- Dövmelerime ve'piercing'lerime bakin.
Teve alguma doença recente, novos piercings, tatuagens, feridas?
Pekâlâ, Digby. Son zamanlarda hasta oldun mu? Takı taktın mı veya dövme yaptırdın mı?
Franzina, loura, com piercings, 20 e poucos anos.
Narin, sarışın, piercingli, 20'li yaşların başında.
Ah, e com poucos piercings.
"Piercing" olayını da abartmasın.
Foi daí que vieram os meus piercings nas orelhas e a tatuagem. E o meu meio-irmão.
Kulaklarımı deldirtmem, dövme yaptırtmam, anneden üvey kardeşim hep bu yüzden oldu.
Quanto a mim, eu tinha ouvido dizer que a rapariga dos piercings do centro-comercial era fácil.
Bense alışveriş merkezindeki piercing yapan kızın kolay olduğunu duymuştum.
Talvez mais tarde me mostres em que outros sítios tens piercings.
Belki daha sonra bana nerelerine piercing yaptırdığını gösterebilirsin.
Não sei. Piercings?
Bilmiyorum.
Foi bom ter uma criatura na minha vida que nunca me desapontou, nunca me julgou, nunca chegou atrasado à festa do meu 50º aniversário. com piercings nos mamilos e com um rapaz filipino chamado Pongo.
Beni hiç hayal kırıklığına uğratmayan, beni yargılamayan 50'nci yaş günüme yeni yapılmış piercing'lerle ve Pogo adında Filipinli bir çocukla geç gelmeyen bir yaratığım olması güzeldi.
Kelly, não faças piercings.
Onu ben de düşünmüştüm.
Vários piercings pelo corpo.
Vücudunda birçok halka var.