Translate.vc / Português → Turco / Police
Police tradutor Turco
301 parallel translation
É melhor ires antes que a police apareça.
Polisler bütün hamallara bakmadan gitsen iyi olur.
- Estás com os "Police"?
- Polislerle misin?
O concerto dos Police esgotou?
Police'in konserine bilet kalmadı mı dedin?
E o Boy George? Os Police?
Boy George ya da Police konseri?
E o police?
Olamaz! Pekiyi, ya "Polis" i?
Este é o E-Police
E - Polis konuşuyor.
Este patinação recreativa período é fornecido pela E-Police que representa o fim
Yaratıcı paten süreci, düzeni yeniden sağlayan E - polis tarafından yapılmaktadır.
Este patinação recreativa período é fornecido pela E-Police
Yaratıcı paten süreci, düzeni yeniden sağlayan E-polis tarafından yapılmaktadır.
Mas não explica por que isso pode interessar a um de Restrição E-Police.
Ama bu bir E - polis Cezalandırıcısını neden ilgilendiriyor anlayamadım.
- E-Police!
- E-Polis!
E-Police!
E - Polis!
E-Police!
E-Polis!
Esquadra da Polícia Crescent Cove.
Crescent Cove Police Merkezi, memur Mooney.
Qual é o último nível de audiências de "Police Zoo"?
Police Zoo'nun en son seyredilme oranı neydi?
Polícia, 16th Distrito.
Police, 16. Bölge Karakolu.
O chefe da Polícia Wiggum... vai-nos informar do nosso problema com o graffiti.
Police Chief Wiggum... duvar yazıları problemimize değinecek.
ls the police department on the phone now?
Sıçtımının polisleri mi arıyo?
Hoje tivemos mais sorte... do que quando o chefe de polícia Wiggum impediu o assalto ao banco...
Bu gün oldukça şanslı bir gündü... Police Chief Wiggum bir banka soyguncusunu... hiç bir çaba harcamadan yakaladı.
Jean Renault, Hank Jennings, o padrasto de Norma Jennings e King, da polícia do Canadá.
Jean Renault, Hank Jennings, Norma Jennings'in üvey babası ve Mounted Police'ten Çavuş King.
Estão interessados numa pequena apólice?
Ufak bir poliçe almak istemez miydiniz?
Walter, de quanto será o seguro?
- Kaç paralık poliçe?
Em relação à apólice, desculpe o incômodos, mas...
Eee, poliçe ile ilgili bayan... Rahatsız ettiğim için çok affedersiniz ama...
Uma apólice muito vantajosa.
Çok cezp edici bir poliçe düzenledik.
Que classe de companhia é esta, uma turma de aficionados que assinam apólices com delinqüentes?
Bu nasıl bir kıyafet? Sigortacı mıyız yoksa aptallara poliçe yazan bir avuç ahmak amatör mü?
Estará valendo até as novas apólicesa
Yeni poliçe gönderilinceye kadar geçerli olacak.
Esta apólice pode nos sair cara.
Bu poliçe bize çok pahalıya mal olabilir.
Certamente a encontrará entre seus documentos.
Poliçe muhtemelen kişisel eşyalarının arasındadır.
Uma parte da apólice.
Poliçe değerinin bir kısmına..
Tenho um seguro de vida, uma apólice de quinze mil dólares.
Hayat sigortam var. 15.000 dolarlık poliçe.
Pois bem, podem pagar a apólice.
- Poliçe artık ödenebilir durumda.
O empréstimo em si tem de ser assinado pelo beneficiário do seguro.
Ama kredi için poliçe hamilinin imzası gerek.
Não lhe pareceu minimamente estranho que ele morresse convenientemente seis semanas após uma apólice de 50 mil dólares ter sido emitida?
Her şey açık seçikti. 50.000 dolarlık poliçe düzenlettikten altı hafta sonra tam da zamanında ölmesi sana birazcık bile garip gelmedi mi?
A seguradora encontrou uma carta solicitando uma apólice no valor de 50 mil dólares, em nome de Howard Fieldstone.
Onlara şubelerimizi kontrol etmeleri için telfgraf çektim ve onlar tam da bulmalarını beklediğim şeyi buldular. Howard Fieldstone adına 50.000 dolarlık poliçe isteğini içeren bir mektup.
Ou a Bombay Police Blotter.
Veya Bombay Polis Raporları.
A minha companhia fez um seguro de $ 25.000... para a casa, negócio, carro, ao o Sr. Papadakis, pouco antes da sua morte.
Şirketim ölmeden kısa bir süre önce Bay Papadakis için ev, iş, arabayı içeren 25.000 dolar değerinde bir poliçe hazırladı.
É uma apólice de um milhão de dólares.
Poliçe 1 milyon dolarlık.
E ainda anda nos calotes, o gajo.
Herifin yanında karısı var, o hâlâ bana poliçe geçirmeye çalışıyor.
" Faz-me um seguro de que quando não funciona, recebo do seguro...
"Bana öyle bir poliçe hazırlıyacaksın ki, aletim kalkmadığında..."
Mas tem de garantir que está de boa saúde. "
ama biz yine de bir poliçe hazırlayabiliriz. "
Fiquei espantado por o Alan conseguir a apólice.
Alan'ın böyle bir poliçe alabilmesine şaşırdım.
A Polícia ligou para a central.
Police tesisi aradı.
Não sei o número da apólice.
Eh, poliçe numaramı bilmiyorum.
Existe uma cláusula pouco habitual que indica que o tomador da apólice deve usar uma grande peruca ruiva e usar um sotaque escocês na zona de combate.
Olağandışı bir durum mevzubahis bu duruma göre, poliçe hamili büyük ve kızıl bir peruk giymek ve muharebe alanında İskoç aksanı kullanmak zorunda.
É confidencial, mas a apólice já vem de 1974.
Gizli bilgi ama poliçe tarihi 1974.
Para isso, tem uma apólice colossal.
Yüklü bir poliçe yaptırmış.
Olhem. Passaram-se diversos cheques porque havia várias apólices exaradas.
Birden fazla ödeme yapılmış çünkü birden fazla poliçe var.
Bernie. Mas se vir a ultima página, onde estão os índices das apólices... notará que as apólices restantes... têm uma data posterior à morte do segurado, Bernie.
- Bernie, fakat eğer poliçe indislerinin olduğu arka sayfaya bakarsanız, kalan poliçelerde, poliçe sahibi öldükten sonra işlem yapılmış.
Mas com uma conta nova, quero ter a certeza de que todos os "tês" estão traçados.
Sadece yeni bir poliçe ile her kurala uyulduğundan emin olmak istedim.
Se eu puder ajudá-la nalguma coisa com a apólice, ou seja no que for...
Eğer yapabileceğim bir şey varsa poliçe hakkında ya da başka bir konuda...
Foi tirada por um segurado meu.
Poliçe sahiplerinden biri çekti.
Amanhã, aposto que vende meia-dúzia de apólices.
Bahse varım yarın yarım düzine poliçe satarsın.