Translate.vc / Português → Turco / Polly
Polly tradutor Turco
1,192 parallel translation
Este dinheiro é teu, Polly e esta é a belíssima jarra da Sra. Richards.
Bu da sizin güzel vazonuz Bayan Richards.
Polly, os teus pincéis.
Polly. Resim fırçaların.
Polly, sabes qual é o poema que inspirou este tema?
Bu, hangi şiire bestelendi biliyor musun Polly? - Hayır.
Polly, não te esqueças de pôr mais tónica no bar.
Polly, bara da... birkaç yarım içki koyar mısın?
- Não me esqueço. - Não creio que a Polly se esqueça.
Polly'nin unutacağını sanmam Basil.
Foi o que me pareceu. Não te preocupes. A Polly nunca se esquece de algo importante.
Polly'nin önemli birşeyi unutacağından endişe etmene gerek yok.
Mas o médico ainda não veio, Polly.
Doktor henüz gelmedi ki.
Ligámos ao médico, descrevemos-lhe os sintomas, e recomendou-lhe muito repouso.
Telefondan belirtileri tarif ettik. Sessizce yatakta kalmasını söyledi... ah, Polly.
Polly! Queres tomar alguma coisa, Virginia?
Ne içersin Virginia?
- Polly, o que é que lhe inchou?
Polly, neresi şişmiş?
A Polly diz que tem as pernas inchadas.
Polly, bacaklarının şiştiğini söyledi.
- Polly dá-me a mão.
- Polly, yardım et.
Fiquem aqui a conversar com a Polly.
Siz kalın, Polly'yle sohbet edin... Sybil'la!
- Os arenques estão prontos.
Ringalar hazır. Seni yaralamak, Polly?
- Ele magoou-te, Polly? - O que estás a fazer, Basil?
Basil, ne yapıyorsun?
- Quem é que encontrou o corpo?
- Cesedi kim buldu? - Polly buldu.
- A Polly. Eu trouxe-lhe o leite porque nos esquecemos dele.
Unuttuğumuz sütü... getiriyordum.
- Não te importas, Polly?
Arayabilir misin Polly?
Depressa, Polly!
Çabuk, Polly, Polly!
- Polly!
- Polly!
Polly, importas-te de tirar o Manuel do cesto?
Polly, Manuel'i sepetten... çıkarır mısın lütfen?
Polly, pede ao Terry para não fechar a cozinha.
Polly, Terry'ye daha gitmemesini söyler misin?
- A Polly e o Manuel vão-se embora.
Polly ve Manuel gidiyor, Basil.
Onde estás?
Neredesiniz? Polly?
Dá cumprimentos à Polly e ao Manuel.
Polly ve Manuel'e de selamlarımı iletin.
- Polly, estás ferida?
- Bir şeyin var mı?
- Meu Deus, Polly.
- Haydi Polly.
- Não sejas idiota, Polly.
- Aptal olma!
- Polly, magoaste-te?
- Polly? Bir şeyin var mı?
- Bateram na Polly lá na escola.
- Polly'yi okulda dövdüler.
- Cala-te, Polly.
- Kes sesini Polly.
Polly!
Pisliği zımbala! Yapacağım.
Pára, Polly.
- Kes şunu Polly.
A Polly está a provocar.
Polly sadece şaka yapıyor.
- Polly.
- Polly.
Polly?
Polly mi?
Muito obrigado, Polly.
Çok teşekkürler Polly.
Já deste um minuto de consideração aos desejos da Polly?
Bir dakika olsun Polly'i düşündün mü?
O General adora a Polly.
General Polly'i seviyor.
O General não ia fazer nada para magoar a Polly.
General Polly'e asla zarar vermez.
A Polly morreu.
Polly ölmüş.
O monstro da minha parede matou a Polly.
Duvarımdaki öcü öldürdü onu.
Fica tudo resolvido.
Herşey çözüme kavuştu, bu da senin paran Polly.
- Olá, Polly!
- Merhaba Polly.
Ele também mordeu a Polly!
Polly'yi de ısırmak. Gördünüz mü?
- O que estás a fazer, Polly?
Ne yapıyorsun Polly?
- O que foi, Polly?
Ne oldu Polly?
- Polly!
Polly!
Polly!
Polly!
Vocês sabem?
Bir fikriniz var mı Polly, Manuel?
Polly!
Nerede...