Translate.vc / Português → Turco / Polé
Polé tradutor Turco
144 parallel translation
Leandro, o bom nadador, Tróilo, que primeiro se serviu de alcoviteiros, e os muitos ociosos de antanho cujos nomes ainda povoam os plácidos versos brancos nunca sofreram os tratos de polé que eu, pobre desgraçado, tenho sofrido no amor.
İyi bir yüzücü olan Leander, ilk muhabbet tellâlı Troilus daha kitaplar dolusu salon kibarı, şiirin düz yolunda rahatça ilerlemiş. Ama hiçbiri ben zavallı kulun gibi ne yapacağını şaşırmamış. Bir türlü kafiyeli konuşmayı beceremiyorum.
Pole e Carter, creio que sim.
Aitcheson, evet. Pole and Carter, sanırım evet.
Primeira regra do jogo de póquer... quer jogue pelas regras Orientais ou Ocidentais... ou até que jogue no Polo Norte, é pagar ou calar.
Pokerin ilk kuralı ister Batı ister Doğu kuralları ile oynayın yada North Pole'da oynuyor olun, bahsi koymak yada çeneni kapatmaktır.
Se ninguém andar mais depressa, esta tarde, o Ferrari ficará na pole-position para o Grande Prémio de França de amanhã.
Eğer öğleden sonra daha hızlı olan çıkmazsa Ferrari yarınki Fransa GP'sine pol pozisyonundan başlayacak.
Com o Ferrari de Jean-Pierre Sarti na pole - position.
Jean-Pierre Sarti, Ferrari ile pol pozisyonunda.
- # # Quando passeares num barco pelo bonito Tamisa - # # Usa uma vara resistente
- # # When punting on the beautiful Thames - # # You use a sturdy pole
Ele é o Imperador do Polo Norte.
O North Pole'nun İmparatoru.
Ajusta o cinturão, melhora a tua aparência, faz o que eu disser e poderás ser o Imperador do Pólo Norte.
Kemerini sık, yakanı kaldır, sana söylenilen herşeyi yap... North Pole'nun İmparatoru olabilirsin.
O Imperador do Pólo Norte!
North Pole'nun İmparatoru!
Nunca serás o Imperador do Pólo Norte, rapaz!
North Pole'nun İmparatoru asla olamazsın, evlat!
A sra. Pole.
Bayan Pole...
É o único.
Dodge Pole.
- Miss Pole?
- Bayan Pole?
- Pouse isso imediatamente, Miss Pole.
- Onu hemen bırakın Bayan Pole. Hemen.
Dava para a pole na última corrida.
Buradaki son yarışta yapılan dereceyi yakaladın.
O Rowdy conseguiu a pole em 30,29 s e nós fizemos 31, 10 s.
Rowdy finişi 30 : 25'te aldı.
Deu que falar aos adeptos, após ganhar a pole para hoje.
Günün izlenecek adamı belki de kazanacak adamı olarak düşünülüyor.
Vamos dar-lhe um nome, Ted, Ted Pole.
Ona Tad diyelim. Tad Pole. *
Não quero conduzir hoje, Mr. Pole.
Bugün araba kullanmak istemiyorum Bay Pole.
Vencedor do Campeonato. Record do circuito, 8 pole-positions.
Yarışmada birincilik Monaco'da birincilik, 8 kez ilk başladım
Primeiro Grande Prémio, pole-positon, um carro infernal, amigos.
.İlk Grand Prix, ilk sıra, araban müthiş...
Bart, estes são os treinos que determinam a pole position.
Bart, sıralama, zaman denemesi turlarında belirlenir.
Brandenburg está em primeiro, mais uma vez.
Brandenburg yine pole pozisyonunda.
A iniciar a corrida de hoje, em primeiro lugar, Beau Brandenburg.
Bugün yarışa pole pozisyonunda başlayacak olan, Beau Brandenburg.
Beau Brandenburg vai arrancar em primeiro lugar.
Beau Brandenburg bugün pole pozisyonunda.
Temos Beau Brandenburg em primeiro lugar.
Beau Brandenburg pole pozisyonunda.
- Viram à esquerda no Totem Pole Ranch.
- Totem Pole Ranch'ten sola dönün.
Totem Pole Ranch, vira à esquerda.
Totem Pole Ranch, sola dön.
O salão Steel Pole, na Eighth e Pender.
- Steel Pole barına, Eighth ve Pender'da.
Campeão estadual de salto de vara.
Pole-vaultiog Kampı.
Tu tens o isco vivo, e eu tenho a cana de pesca.
You've got the live bait, I've got the fishing pole.
Mas as diferenças seguem existindo, porque já não ficam pólos fortes de assimilação ou de integração.
Doch diese Unterschiede bestehen weiter, weil es keine starken Pole der Assimilation oder Integration mehr gibt.
- O polaco, pá. - O polaco?
- Yönetmen, Pole, Polack.
Jared parte em pole position e bateu o record da volta.
bunları bir an önce kaydetmemiz gerekiyor.
Trip Murphy, a estrela da época, irá liderar na qualificação até à bandeira verde.
Trip Murphy, sezonun yıldızı, pole pozisyonundan yeşil bayrağa kadar önde gidecek.
o Sean Connery vestido de escocês e quero que seja no Pólo Norte, para eu me poder esconder debaixo do saiote dele.
Mesela şöyle bir şey söylüyorsun... köylü kıyafetleri içinde Sean Connery'yi görmek istiyorum, ve North Pole'da olmak istiyorum, böylece onun eteğinin altına saklanabilirim.
Nessa noite, você sonha que está no Pólo Norte debaixo do saiote do Sean Connery.
O gece... North Pole'da Sean Connery'nin eteğinin altında saklandığını görüyorsun.
Era a Grace Pole?
Grace Pool muydu?
E acontece agora que Jean Girard está sentado na pole ( = pau ), o que é, obviamente a constatação de um facto, e de modo algum um comentário à sua orientação sexual.
Görünüşe bakılırsa Jean Girard en üstte yer alıyor. Tabii bu sıralamadaki durumu. Kesinlikle sürücünün cinsel tercihi hakkında bir yorum değil.
Jean Girard começou da pole e está liderando confortavelmente.
Jean Girard en önde başladı ve büyük arayla lider.
Sr. Pole, quero um trabalho melhor do senhor, também.
Bay Poole, özellikle sizden daha iyi bir çalışma bekliyorum.
Este é o novo argumento para o "Pole Position".
Bu Pole Position'ın yeni senaryosu.
Ele encontrou a Pole. O maldito.
Polanyalı bir kız bulmuş hergele.
Moscovo, Devich'e Polie - 1610
Moskova, Devich'e Pole 1610
Moscovo Devich'e Polie 1 de setembro de 1612.
Devich'e Pole, Moskova 1 Eylül 1612
Se é ou não Espanhol... Pois, não o sei... Sei que vieram até Devich'e Polie e defenderam-nos...
İspanyol olmasaydı, kim bilir Devich'e Pole'deki savaş ne yönde sonuçlanırdı.
Miss Pole!
Bayan Pole!
Embora ele seja primo de Miss Pole. Primo afastado.
Aynı zamanda Bayan Pole'un kuzeni olur.
Eu espero que você me perdoe... e Miss Pole... se eu lhe digo que sei que já houve um relacionamento entre você e Mr. Miss Matty.
Bayan Matty, bunu söylediğim için umarım beni bağışlarsınız siz de Bayan Pole.
Então, esteve ontem à noite no clube.
Dün gece Pole'daymışsın.
Ficou na pole, aqui, e tem de ganhar, hoje depois ir a Iowa e dar tudo o que tiver.
Birinciliğe oturdu. Burada kazanması gerekiyor sonra da Iowa'ya gidip elinden geleni yapması gerekiyor.