Translate.vc / Português → Turco / Primero
Primero tradutor Turco
74 parallel translation
- Podería tirar uma foto da noiva... -... entre o primero e o segundo marido?
O zaman gelinin, ilk ve ikinci kocası arasında bir resmini alabilir miyim?
Aposto um dolar como lhe damos primero.
Onunla ilk karşılaşana bir dolar, var mısın?
Primero foi seu pai, depois seus tios seus irmãos, agora ele...
Önce babası gitti, sonra amcaları, sonra ağabeyleri. Ve şimdi de o.
Primero foi ungido com óleos sagrados... "
Önce kutsal yağlarla yağlandı. "
Primero escolhe um banco apropiado.
İlk olarak uygun bir banka seçer.
Mas primero necessito da tua camioneta.
Ama kamyonun lazım.
É uma grande briga para o primero posto!
Liderliği almak için büyük çaba harcıyor.
Primero temos que cortar 5 cm dessa saia.
İlk olarak o etekten 2 dakika içinde kurtulmalıyız.
A pessoa a que a vela acabar primero fará uma questão, O.K.?
Eğer senin mumun önce sönerse soru sorma hakkı senin.
Em nome de Terracor, permita-me ser o primero a felicitá-lo a você e à sua tripulação
Terracor adına, sizi ve mürettabatınızı tebrik eden ilk kişi olmama izin verin.
Primero dou-lhe a mão. "
Aslında, ona ilk dokunan da benim. "
Primero 20 metros, depois 50, agora um campo de batalha inteiro?
İlkin 20 yarddı, sonra 50 şimdi de tüm alan mı?
Primero, só no 308, mas depois da sexta pica, e depois dei a chave e passo ao 309.
Her şey 308 numaralı odada başladı. Yarağını kaybeden 6. elemandan sonra o odayı vermeyi bıraktım. O zaman 309 numaraya geçti!
Muito bem, naturalmente, o primero passo é transformar o Unimind do bem para o mal.
Neyse ilk işimiz Unimind'ı iyi enerjiden kötü enerjiye dönüştürmek.
Primero, vai desactivar o gerador de fusão de cristais e depois...
Önce, kristal füzyon ateşleyicisi çalışacak ve sonra -
Este é o primero dos sete grupos que veremos esta noite de todos os cães que procuram o título do Melhor da Exposição.
Bu akşam göreceğimiz yedi grubun ilki bu. "En İyi Köpek" noktasına ilerlerken yavaş yavaş elenenler olacak.
Bem primero, vamos escondê-lo. E temos um lugar perfeito.
- Önce bunları saklayacağız.
Primero... tens que parar na linha Antes que passem.
İlkönce... geçerken ipe basarak... ilerlemelisin.
O primero jogo será daqui a 7 dias assim terão que acelerar sua aprendizagem.
İlk oyun bir hafta sonra, onun için çabuk öğrenmeye bak.
primero, os mais crescidos.
Önce büyükleri.
Olha, primero... iria-mos para um lugar muito bonito.
Bak, her şeyden önce, gerçekten çok güzel bir yere giderdik. Anlatabildim mi? Sonra arabaya atlar kumsala giderdik.
A minha sensação pessoal é que a mensagem da Al Jazeera é primero, educativa, para educar as massas árabes sobre algo chamado democracia.
Benim kendi düşüncem şu : El-Cezire'nin mesajı, her şeyden önce eğitseldir. Arap kitleyi, demokrasi denilen bir konuda eğitmek amaçlı.
- Primero paga-me, logo falamos.
- Gözümle görürsem o zaman konuşuruz.
E tu, líder de esquadrão Veer Pratap Singh... serás incompleto sem a Zaara. Por isso... primero tens de entender...
Maati'n olmadan yarım biriyim Ve sen, Hava Filosu Komutanı Veer Pratap Singh... sen de Zaara olmadan yarım birisi olacaksın İşte bu yüzden, önce şunu bilmelisin
Primero chegou o homem, Reno.
Önce Reno'nun askerleri geldi.
Limpou o Primero.
Primero'yu öldürdü.
O Primero era o líder dos E.S.H.
Primero D.Y.K'nin başıydı.
A ver o que sabem sobre o tiroteio do Primero.
Bakalım Primero cinayeti hakkında neler biliyorlarmış.
Diga-me, o que fizeram quando limparam o Primero?
Söyleyin hadi, Primero öldürüldüğünde ne yaptınız?
O Primero levou com ela há cerca de um mês, mesmo ali no seu jardim.
Primero kapısının önünde öldürüleli bir ay oldu.
Acho que disparou ao Calvin numa tentativa de vingar a morte do Primero.
Sanırım Primero'nun intikamını almak için Calvin'i vurmuşsun.
O Calvin estava na prisão na noite em que o Primero foi morto.
Primero'nun öldürüldüğü gece Calvin hapisteymiş.
O Primero foi alvejado no seu próprio jardim há cerca de um mês.
Primero bir ay kadar önce kendi bahçesinde vurulmuş.
Sim, a filha mais nova do Primero, Carmen.
Primero'nun küçük kızı Carmen.
Cheguei-me à frente depois de o Primero morrer.
Primero ölünce sorumluluğumu yerine getirdim.
O Primero era um bom homem.
Primero iyi bir adamdı.
Primero, desculpa.
Primero, üzgünüm.
Já lhe disse, era do Primero.
Dedim ya Primero'nundu.
Jesse, ficaste a ganhar um bom bocado com o Primero fora do caminho, certo?
Jesse. Primero'nun yolundan çekilmesi sana epey şey kazandırmış, değil mi?
Bem, estive a ler o processo do Primero.
Primero'nun dosyasını baştan aşağı okudum.
Também concordamos que o Primero mandava pelo medo e não por violência.
Öyleyse şiddetle değil korkutarak hükmettiğinde de hemfikiriz.
Verificamos os teus registos e estiveste na casa do Primero nesse dia, a trabalhar no carro dele.
Kayıtlarına baktık. O gün Primero'nun evine gidip arabası üstünde çalışmışsın.
É o Primero. Sai!
Primero geldi, git!
Lá fora, esperaste pelo Primero e então mataste-o.
Primero'yu dışarıda beklemiş, sonra da vurmuşsun.
Tu chegaste primero.
Sen daha önce gelmişsin.
Vamos ver primero se consegues acabar um exercicio em sair da pista antes.
Önce buzun üstüne düşmeden bir dansı başarın bakalım.
Antes de ver-me Ele se encontrou primero com Faiz Ali
Bneden önce alçak Faiz Ali ile görüştü.
Primero, estamos na Oceanía.
Şu an güney pasifikteyiz. Burası avusturalya.
- Primero quero encontrar o Gissing, e saber o ele anda a tramar, - Oica, sabe o codigo postal de High Street 121? - voy a contraatacar.
Önce Gissing'i bulup neyin peşinde olduğunu öğreneceğim.
Primero me devolva o anel
Önce sen ver.
Primero diga-me como é Saba?
Önce bana Saba'dan bahsedin.