Translate.vc / Português → Turco / Prove
Prove tradutor Turco
1,077 parallel translation
Prove você mesmo.
Tadïna kendin bak.
Suponho que haverá um dado ou uma data nelas... Que prove as acusações do professor em seu livro.
Benim tahminim... bütün bunların içinde, profesörün kitabında yaptığı... suçlamaları ispatlayan bir bilgi bir çeşit tarih var.
O trem tem seus inconvenientes, mas prove a geléia.
Silver Streak'in bazı eksik tarafları var, ama lütfen marmaladını deneyin.
Então prove a sua fé.
Öyleyse inancını kanıtla.
Prove-o.
Kanıtla.
Ele que amplie o negativo e que prove que era eu naquele elevador.
Negatifi büyüttürüp asansördekinin ben olduğumu kanıtla.
Prove. Ele trouxe.
- Hâlâ zevki var.
Prove que você pode.
Yapabildiğini ispatla.
Prove, Jerry, e vá passando.
Biraz al Jerry, ve diğerlerine dağıt.
Tome, prove isso.
Şundan bir yudum alın. Göreceksiniz.
Por favor. É verdade que, ao inciar o inquérito o senhor recebeu um pedido da mais alta instância do Supremo : "Prove como puder que Daslow é o único assassino e que nunca houve uma conspiração ou complô".
Araştırma devam ederken, Daslow'un tek başına hareket ettiği ve herhangi bir komplo ya da entrika söz konusu olmadığı yönünde sonuç çıkması için yüksek makamlardan direktif aldınız mı, almadınız mı?
Me prove agora mesmo ou contarei tudo que sei.
Hele bir benden kurtulmaya çalışın bildiğim her şeyi anlatırım.
- Prove-o.
- Bunu kanıtlayın.
Algo que prove...
Bunu kanıtlayacak...
Prove.
Kanıtlayın.
Prove à vontade, Há muito mais,
Tadın. Daha çok var.
Prove lá!
Hadi, o zaman.
Prove, não está mau.
Yemeği dene, fena değil.
Se quer provar alguma coisa, prove-o a si e não a mim.
Bir şey ispat edeceksen kendine et, bana değil.
Prove-me, Frank.
Bana bunu ispatla, Frank.
- Então prove.
- Kanıtla. - Nasıl?
Prove o champanhe e aquela coisa de chocolate.
Biraz şampanya al. Bu çikolatalı zımbırtıyı da dene.
Prove o café.
Bir kahve iç.
Prove.
Tadına bak.
Eu quero que você me prove que é merecedor do esforço que estamos dando por você.
Senin için harcayacağımız tüm o zamana ve çabaya değeceğini bana kanıtlamanı istiyorum.
Prove o frango.
Tavuğu deneyin.
Vá, prove.
Hadi, deneyin.
Prove um pouco da minha compota de pessego com ele.
Kayısı reçeliyle deneyin derim.
Acho que devemos fazer com que o Sr. Struthers prove o seu próprio veneno.
Bence Bay Struthers'a kendi parfümünün kokusunu sunmalıyız.
- Prove isso, Knight.
Kanıtın var mı, Knight.
Prove.
Tadına bakın.
Vamos, prove uma!
Haydi, tadın!
lulu, prove um, e queimará sua receita.
Lulu, bir tane tat, beğeneceksin.
Mas prove.
Biraz dene.
Mas prove. "
Biraz dene. "
Entäo prove-o.
Hadi git de bunu ispat et.
Prove, senhor.
İstediğinizi alabilirsiniz efendim.
Quer que prove minha teoria na sua cabeça?
Kafanda teorimi denememi ister misin?
Prove-o.
Sen bul.
Prove um inhame.
Biraz dene.
Prove.
Tat...
Prove um bolo de camarão.
Karides böreğini de deneyin. - Teşekkür ederim.
Prove um canapé.
Bir kanepe alın.
Muito bem, agora preciso de documentos de identificação válidos e algo que prove que tem seguro.
Tamam. Şimdi bir kimlik görmem gerekiyor bir de sigortalı olduğunuzu gösteren bir belge.
Prove-a.
Denesene.
- Prove-o.
Kanıtla
- Prove-o, De Groot!
Kanıtla, De Groot.
- Pelo menos prove um Jus D'Amour.
Bence je d'amor'u deneyin.
Prove.
Tadın.
Prove.
Hadi bir tadına baksana.
Prove!
- Hadi bakalım.