Translate.vc / Português → Turco / Providence
Providence tradutor Turco
234 parallel translation
É o de Providence, não é?
Siz Providence'tan gelmiştiniz, değil mi?
Um rapaz de Providence devia estar contente por vir a Nova lorque.
Providence'lı bir çocuk New York'a geldiğine mutlu olur sanıyordum.
O teu pai vende os automóveis do meu pai em Providence, não é?
Baban Providence'ta babamın arabalarını satıyor, değil mi?
De New Providence, Pensilvânia.
New Providence, Pennsylvania.
Wheelock, New Providence, Pensilvânia.
Wheelock New Providence, Pennsylvania.
Departamento de arquivos da Policia, de Providence, Rhode Island.
Rhode Island Polis Teşkilatı evrak kayıt bölümünün dikkatine.
Despedido a 10 Outubro de 1969 do cargo de chefe de patologia da cidade de Providence.
10 Kasım 1969'da Providence Şehri Baş Patologluk görevinden kovuldu.
Ela está num voo de Providence.
Kızım Provindence'den gelen uçuşta.
Restavam 10 mil carvalhos que iam crescer nesse lugar onde antes não havia nada.
Ya kemirgenler, ya da sebebini sadece Providence'ın açıklayabileceği, önceden bilinmesi mümkün olmayan şeyler yüzünden. Bu da büyümesi için 10,000 meşe kalıyor demekti önceden hiçbir şeyin olmadığı bu topraklarda.
Quanto às intenções da Providência, caso ela quisesse destruir o trabalho criado, teria que recorrer aos ciclones.
Providence'a gelince, bu insan eserini yok edebilmek için bir kasırgaya ihtiyacı vardı.
Virgil Keller, Providence, Rhode Island.
Virgil Keller - Providence, Rhode Island.
Três semanas atrás, Providence era um lugar bastante sadio.
Üç hafta önce, Providence makul bir yerdi.
Passei a melhor parte de minha vida em Providence, mas nunca gostei de Toxic Valley.
Hayatımın daha güzel bir bölümünü Providence'de geçirdim. Ama hiç Pawtuxet vadisine gitmeye kalkışmamıştım.
New London, Cambridge, Kingston e Providence.
New London, Cambridge, Kingston ve Providence'da duracaktır.
Acho que estou num quarto de hotel em Providence, mas...
Sanırım Providence'ta bir otel odasındayım.
A direcção é aqui de Providence.
- Adresi Providence'ta.
Não que eu não esteja grato à Providência por trazer-te de volta... mas tenho de confessar... estou um pouco curioso para saber como acabaste com eles.
Seni getirdiği için Providence'a nankör davrandım ama onlarla nasıl bir araya gelebildiğini merak ediyorum.
Bem, nós vamos sentir falta do ritmo acelerado de Providence.
İşte, eski koşuşturmamızı özleyeceğiz...
Tentei deixá-lo. Fui para casa da minha mãe em Providence mas ele levou-me as minhas coisas a meio da noite durante a tempestade.
Providens'taki anneme gittim ama gecenin bir yarısı eşyalarımı getirdi.
Eu sou a presidente do capítulo Providence.
Ben de hazırlık bölümü başkanıyım.
Providence, Rhode Island.
Rhode Adası, Providence.
O Gerke foi denunciado no Hospital de Providence.
Gerke hastanedeyken mahkeme çağrısı kendisine ulaştırıldı,...
Voo 85 para Providence. Embarque final.
85 sefer sayılı uçak, Providence'a son çağrı...
- Voo 85 para Providence está agora a partir.
- 85 sayılı Providence uçağı ayrılmak üzeredir.
O George Luz tornou-se um faz-tudo em Providence, Rhode Island... e, como prova do seu carácter... 1.600 pessoas foram ao seu funeral, em 1998.
George Luz, Providence'da çalıştı. Elinden her iş geliyordu. Ve onun kişiliğine bir vasiyet olarak 1998'deki cenazesine 1,600 kişi katıldı.
PanGeneve, prossiga para a pista A.I. Contacte o controlo de Providence.
PanGeneve, Alfa pistine devam edin.
O controlo de Providence quer saber onde é que ele está?
Providence Kontrol nerede olduğunu bilmek istiyor.
Num trágico acidente na área de Providence.
Kuzeydeki varoşlarda trajik bir kaza.
Clinica de Reabilitação "Deus" Lema : Porque, meu.
PROVIDENCE REHABİLİTASYON MERKEZİ
- Vou ter com alguém em Providence.
Sürekli. - Providence'da biriyle buluşacağım.
O crítico do Jornal de Providence está cá.
Eleştirmenler burada.
De Providence, Este de Boston Boa gente
Providence, Doğu Boston. İyi insanlar.
Um em Hartford, um em Boston, um em Filadélfia, um em Providence... e dois em Baltimore.
Birisi Hartford'ta, birisi Boston'da, birisi Philly'de, birisi Providence'de ve iki tanesi de Baltimore'de.
Então, como foi crescer em Providence?
Providence'de büyümek nasıl bir şeydi?
Isto não parece um mapa de New Providence?
Bu New Providence'ın bir haritasına benzemiyor mu?
" Hospital Geral de Providence.
" Providence Genel Hastanesi.
Exacto, Providence, Boston, Cleveland...
Doğru, Providence, Boston, Cleveland...
Meu, vais-me visitar em Providence no ano que vem?
- Hey, adamım. - Naber? Beni seneye Providence'da ziyaret edecek misin?
- Eu vou contigo. Para a Universidade Providence.
Senle geliyorum.
O que achas de comprarmos um apartamento em Providence?
Providence'de bir apartman almak hakkında ne düşünüyorsun?
Faculdade de Providence?
Hey, Providence Koleji? Wow.
Os italianos do norte, acabaram por vir para Providence e tentaram dizer-me o que fazer.
Providence'in kuzeyindeki İtalyanlar bana yapmam gerekeni söylemeye kalktı.
Vocês são de Providence?
Sizler Providence'dan mı geldiniz?
Eles não conseguem acabar com a Máfia aqui em Providence!
Providence'taki mafyanın varlığını engelleyemiyorlar.
Aqueles gajos que "artilhaste", estão bem relacionados em Providence.
Şu ifadelerini aldığın tipler Providence mafyasının adamları.
No que diz respeito ao problema com Providence.
Providence'la ilgili sorunumuza gelince.
As regras de investigação indicam que estes cavalheiros eram de Providence.
Hafiyeliğin temellerine göre bu iki bey Providence'tan gelmişler. Teğmen Stain?
O Padre Capello de Providence.
Peder Capello, Providence'dan.
Universidade de Providence?
Providence Koleji?
Apenas a 20 minutos de Brown.
Providence Koleji.
Então, ela é uma parte importante da tua vida.
Ooh, Providence. Yani, o senin hayatının önemli bir parçası.