Translate.vc / Português → Turco / Pátron
Pátron tradutor Turco
13,419 parallel translation
- Aonde, chefe?
- Nereye patron?
Chefe, é para ti.
Patron, size.
O chefe quer que pegamos Mazaru imediatamente.
Patron hemen Musajev'in yanına gitmemizi söyledi.
Está bem, chefe.
Anladım, patron.
Chefe, sai da frente!
Patron, çekil!
- Oh. A patroa chama a meio da noite - Tenho de fazer uma entrega.
Patron gece yarısı aradı teslimat olmalı.
- Sim, chefe?
- Evet, patron?
Sim, posso, chefe.
Evet, bakabilirim, patron.
Marlon Brando. "O Chefe".
Amerikan filmlerini sever misiniz? Marlon Brando. "Patron."
- Chefe.
- Patron.
Chefe...
Patron...
O chefe está no local!
Patron yerinde!
Chefe, é verdade que ele arrancou a mão de um tipo à dentada?
Patron, birinin elini dişleriyle kopardığı doğru mu?
Dê a ordem e eu abato-o.
Emir verin yeter, patron. Onu indiririm.
- O chefe quer falar contigo.
- Patron seni istiyor.
Chefe, temos aqui pessoas.
Patron, burada insanlar var.
Chefe, eles não falam comigo.
Patron, benimle konuşmuyorlar.
Chefe, temos um problema!
Patron, bir sorunumuz var!
Por que queria falar comigo, chefe?
Benimle ne hakkında görüşmek istedin, patron?
Vocês são amigos.
Patron sensin.
Sem mim, ainda estarias a talhar calças na Men's Wearhouse.
Ben olmasam hâlâ Men's Warehouse'da patron kesecektin.
Temos de lhes impor respeito.
Kimin patron olduğunu göstermelisin.
Nada, chefe.
Temiz, patron.
- Chefe, pode vir aqui?
- Patron, gelir misin?
O chefe quer tentar uma tomada sem as falas do Tio Frank porque ele diz que estamos perdendo tensão visual.
Patron, Frank Amca'nın çizgileri olmadan bir şeyler denemek istiyor Çünkü görme gerginliğini kaybettiğimizi söylüyor.
Para mostrar-lhe que sou um bom patrão.
Ona, iyi bir patron olduğumu göstermem gerek.
É muito stressante ser o chefe.
Patron olmak insanı çok strese sokar.
Entendido, chefe.
Anlaşıldı patron.
Chefe, perdemo-lo.
- Patron, onu kaybettik.
- Não sei, chefe.
- Öyle diyemem patron.
- Claro que sim, chefe.
- Kesinlikle patron.
Precisamos responder à chamada do roubo.
211'e gitmeliyiz patron. Durum çok sakat.
- Chefe?
- Patron.
Tens de aprender a ser o chefe, que já és.
Patron olmayı öğrenmelisin, ki öylesin de.
Sê o chefe.
Patron sen ol.
Agora vais dizer àquele Hancock sedoso, que ele trabalhas para o Kenny Wells.
Şimdi git o ibne Hancock'a de ki Patron Kenny Wells
O meu dia!
Patron benim!
Ele ficou em zero, chefe.
Sıfırda sabit patron.
- Entendido, chefe!
- Anlaşıldı, patron.
Parado, "chefe".
Kıpırdama! Patron.
Pode ser isto?
- Bu işe yarar mı patron?
É verdade, chefe? - É o que dizem.
- Gerçekten mi patron?
- És tu o Chefe?
- Burada patron sensin demek.
Até logo chefinho!
Güle güle patron.
Chefe Joe Coughlin.
Patron Joe Coughlin.
Chefe, viram o Coughlin lá em baixo.
Patron Coughlin'i aşağıda görmüşler.
Está tudo vazio, chefe.
Temiz, patron.
Sim, chefe.
Emredersin patron.
E queria que o chamássemos The Boss?
Bu yüzden mi sana Patron dememizi istedin?
Apenas por simplicidade.
"Patron" demenizi... kısa ve basit olduğu için istedim.
- Como vai isso, chefe?
- Nasılsın patron? - Steve.