English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Português → Turco / Quarter

Quarter tradutor Turco

189 parallel translation
Aquela noite, no quartier latin.
O gece Latin Quarter mahallesinde.
Estive esta manhã no bairro Negro, e vi no mercado uma mulher europeia que armou uma grande cena.
Bu sabah Negro Quarter'daydım pazarda Avrupalı bir kadın gördüm, rezalete yol açıyordu.
Dou-ta por um quarto do que tiveres deixado ali.
I'll let you have it for a quarter of what you got left there.
Dois Big Macs, um Quarter Pounder com queijo, seis pedaços de Chicken McNuggets, duas caixas de bolos Ronald McDonald, uma dose de McFries e dois batidos de chocolate.
İki Big Mac, bir peynirli Royal... altı parça Chicken McNuggets, iki kutu Ronald McDonald kurabiyesi... bir tabak McFries, iki çikolatalı milk shake.
Caminhei pela French Quarter, olhei para o Mississipi... e jurei que jamais me iria embora.
Fransız mahallesinden aşağı yürüyüp, Mississippi'ye yukarından bir bakınca,... hiç ayrılmayacağıma yemin ettim.
E, se bem me lembro, passaste uma noite memorável na zona francesa.
Ve eğer doğru hatırlıyorsam senin en akla kazınan anılarından biri French Quarter'daydı.
Começa por me procurar o Clay Bertrand no Bairro.
Clay Bertrand'ı bul. French Quarter'da onu bir soruştur.
Vem cá ao Bairro.
French Quarter'a takılır.
Odeio vê-lo metido nisto, fez tanto pela cidade, restaurando o Bairro...
Onu bu işe bulaştırmak hoşuma gitmedi. Bu kent için çok şey yaptı. French Quarter'ı restore ettirdi.
O que mais há no Bairro são imaginações vividas, caro senhor.
Sevgili Bay Garrison, French Quarter'da hayal gücü gelişmiş adam çoktur.
Não costumo envolver-me com pessoas dessa zona, mas o rio faz parte da nossa jurisdição.
Genellikle Old Quarter'daki kişilere bulaşmam ama nehir kendi yolunda akar.
Quarter-pounder com queijo do McDonald's.
McDonald'ın peynirli burgeri.
E sabes como chamam em Paris a um "Quarter-Pounder" com queijo?
Paris'te, peynirli çeyrek-libreliğe ne diyorlar, biliyor musun?
"Quarter-Pounder com queijo"?
Bir peynirli çeyrek-librelik demiyorlar mı?
Sabes como se diz Quarter-Pounder com queijo, em França?
Fransa'da peynirli çeyrek-libreliğe ne dendiğini biliyor musunuz?
Um Quarter Pounder com queijo.
Peynirli büyük hamburger.
O seu rapaz maravilha estréia no Latin Quarter para a semana.
- Anlayacağın J.J... - Yani ben...
- Um Quarter Pounder com queijo.
- Peynirli Quarter Pounder.
- "Quarter Pounder com queijo"?
Peynirli Quarter Pounder mı?
Eu vejo invasores. Irlandeses, que fazem por um'nickel'[5 cents ] aquilo que os pretos fazem por um'dime'[ 10 cents ] e que um branco costumava fazer por um'quarter'[ 25 cents].
İrlandalılar, beyaz adamın çeyrek dolara zencilerin on sente yaptığı işi beş sente yaparlar.
Encontraram o corpo do Ellis numa casa de banho do Bairro Francês.
Ellis'in cesedini French Quarter'da bir erkekler tuvaletinde bulmuşlar.
Acho que vou até o French Quarter... procurar trabalho. Ainda não tentei lá.
Merkeze inip iş bakmayı düşünüyordum oralara gitmedim henüz.
Little Creek Quarter Deck.
Little Creek, Kıç güvertesi.
A vida está difícil no Byzantine Quarter.
Hey adamım, buralarda hayat zorlaştı.
Junto ao Latin Quarter.
Latin Quarter dışında.
Não é nada que um McRoyal não conserte.
Quarter Pounder'ın iyileştiremeyeceği bir şey değil.
Eles moravam em Jordan Firemen's Quarter
Onlar Ürdün'de, İtfaiye'nin hemen yanında yaşıyorlardı.
827 King Oak, no French Quarter.
French Qarter'da 827 Kings Oak'da oturuyorum.
Chegaremos a Swan Quarter às 5, como sempre.
Swan Quarter'a saat 5'te varacağız her zamanki gibi.
- O "quarter-back"?
- Oyun kurucu mu?
O "quarter-back"?
- Oyunkurucu mu?
Tente não babar o "quarter" dessa vez!
Bu defa çeyreği yutmamaya çalış tamam mı?
O que um fedelho como tu, estava a fazer no perímetro?
Senin gibi bir serserinin Quarter'da ne işi olur ha?
Ela é osteopata, E ela diz que o principal "quarter-back" da equipa, tem uma pequena fractura na perna direita...
Kadın kemik uzmanı ve Chargers'ın oyun kurucusunun sağ bacağında çatlak olduğunu söylemiş.
Está bem, Hunter, mas se ele anda a estudar, vai-se graduar.
Bu iyi, Hunter, ama quarter back olarak başlamak mezun olmaktır.
Agora, se me dão licença, tenho de substituir um dos meus avançados do futebol de fantasia.
Şimdi müsaade ederseniz gidip oyundaki quarter backlerimden birisini değiştirmem gerek.
Por isso. Se os Quarter Punks não tocam, os Quarter Punks não vão.
Eğer Quarter Punks müzik yapmıyorsa, Quarter Punks gitmez.
Prende-os todos no Quarter.
Durdurun ve belli bir alana kadar daraltın.
Só os veículos de emergência, é que saem do Quarter.
Sadece acil durum vasıtaları geçebilir.
Bom, não somos apenas gigantes dos negócios... mas temos "negócios gigantes".
Bizde sadece tight ends yok. * Quarter back'lerimiz de var. *
Eu sei que você é amigo com Amber e tudo isso mas...
Oda arkadaşının Amber Quarter olduğunu biliyorum ve...
Levei-o ao melhor clube de strip daqui. É muito bom.
Jerry'yi Quarter'daki en fiyakali striptiz kulübüne götürdüm, resmen uçtuk.
Nova Orleães, Crescent City, o lar do "Delta Blues" e do "French Quarter".
New Orleans, Crescent City. Delta Blues müziğinin ve Fransız Mahallesi'nin şehri.
Ev! Vai para leste, centro comercial de Penn Quarter.
Ev!
O Yoshino vive no Quarter Latin, não é?
Yoshino-kun hayatını neredeyse kulüp odasında geçiriyor.
QUARTER LATIN LIGA ANTI-DEMOLIÇÃO
[Latin Köşesi Yıkım Karşıtları Derneği]
Onde fica a redacção do semanal do Quarter Latin?
Haftalık okul bülteni ofisi nerede acaba?
CLUBE DE LITERATURA DO SEMANAL DO QUARTER LATIN
[Edebiyat Kulübü Haftalık Latin Köşesi Arkeoloji Kulübü]
É a reunião anti-demolição do Quarter Latin.
Yıkım karşıtları derneğinin toplantısı var.
Não o Largues.
Onu Quarter'de tut.
O FBI anda a perseguir este tipo pelo Quarter.
FBI, bu herifin izini arıyor.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]