Translate.vc / Português → Turco / Queen
Queen tradutor Turco
1,718 parallel translation
O meu nome é Oliver Queen.
Benim adım Oliver Queen.
Embora tenha que te dizer, amigo, se pensas chamá-lo Queen's, acho que não vais conseguir a clientela que estás à espera.
Yine de söylemem gerek, kanka burayı Queen * diye adlandırmayı amaçlıyorsan, bence istediğin müşteriler burada takılmazlar.
Eu sou o Oliver Queen, não sou?
Sonuçta ben Oliver Queen'im, değil mi?
O clube permitirá esconder a minha base, e proporcionará um alibi ao Oliver Queen sobre onde passa as noites.
Gece kulübü, benim her şeyimi içinde tuttuğum yeri hemen altında gizleyecek ve Oliver Queen'in geçirdiği geceler konusunda bir bahane hazırlayacak.
Oliver Queen.
Oliver Queen.
É o meu cliente Oliver Queen.
Şuradaki benim müşterim, Oliver Queen.
Eu sou Oliver Queen.
Ben Oliver Queen.
É o Sr. Queen.
Siz bay Queen'siniz.
Não, o Sr. Queen era o meu pai.
- Hayır, bay Queen babamdı.
Isto é um kaffiyeh, não um turbante, e pareces uma "drag queen".
O bir poşu, türban değil ve cidden aptal gibi görünüyorsun.
O Oliver não é o Arqueiro.
Oliver Queen Arrow değil.
Todos pensam que o Arqueiro morreu, isso faz do Oliver Queen inocente.
Herkes Arrow'un öldüğünü düşünüyor, yani Oliver Queen masum.
Escolheu um passatempo esquisito, Sr. Queen.
Kendinize değişik bir hobi bulmuşsunuz Bay Queen.
O mundo é muito pequeno para alguém como o Oliver Queen desaparecer.
Dünya Oliver Queen gibi birisinin kaybolamayacağı kadar küçük.
Se o Oliver Queen sempre fizesse a escolha certa, não precisava de ti.
Ama Oliver Queen her zaman doğru kararları veriyor olsaydı sana ihtiyacı olmazdı zaten.
Não podias ter detido a Rainha Abelha.
Queen Bee'yi durduramazdın.
Oliver Queen está vivo.
- Oliver Queen hayatta.
A empresa em que a Sra. Queen investiu não existe.
Bayan Queen'in yatırım yaptığı şirket aslında yok.
Oliver Queen, você está preso sob suspeita de obstrução à justiça, agressão agravada, invasão de propriedade
Şunu bir daha oynatsana. Oliver Queen, adaletin engellediğin için ağır cezayı gerektiren müessir fiil işlediğin için, izinsiz girdiğin için...
Que você pode mostrar para o advogado do Sr. Quenn, quando ele chegar aqui.
Bu kanıtları da geldiğinde Queen'in avukatına sunabilirsiniz.
Laurel.
- Laurel. - Bayan Queen!
Sra. Queen, meu pai é o oficial que o prendeu. Sim.
- Bayan Queen, onu tutuklayan polis memuru benim öz babam.
O povo contra Oliver Queen.
Oliver Queen suçlamalara karşı.
Não acho que este seja o caminho mais certo, Sr. Quenn. Eu acho que é.
- Bunun zekice bir seçim olduğunu sanmıyorum, Bay Queen.
Meritíssimo, a família do Sr. Queen tem um par de jatos particulares, e, bem, em relação à riqueza deles, Gostaria de salientar que não há nenhum valor de fiança que possa garantir a sua presença em tribunal.
Sayın hakim, Bay Queen'in ailesinin iki tane özel jeti var ellerindeki bu zenginliklerden yola çıkarsak kendisinin duruşma süresince şehirde olacağını garantileyen gerçek anlamda hiçbir kefalet cezasının uygun olmayacağını hatırlatmak isterim.
Que a saúde do Sr. Queen não deve privá-lo do direito de ser libertado sob fiança enquanto houver a presunção da inocência.
Bay Queen'in zenginliği, masum olduğu ihtimali devam ettiği sürece kefalet hakkından mahrum bırakmamalı.
O convite diz : "vêm antes de Oliver Queen saia."
Hatta davettte "Oliver Queen mahvolmadan önce gelin". yazar.
É sobre o Oliver Queen que estamos falando.
Oliver Queen'den bahsediyoruz.
Quanto tempo você tem estado a frente na segurança no Queen Consolidated, Josiah?
Queen konsolitenin ne zamandan beridir güvenliğinden sorumlusun, Josiah?
Você está ciente do "Queen's Gambit",
"Kraliçe'nin hamlesi"'ni hatırlıyor musun?
Robert Queen iate nalfragado?
Robert Queen'in talihsiz yatını?
Sr. Queen passou cinco anos em reclusão em uma ilha deserta, cortado da civilização.
Bay Queen, beş yılını gözlerden uzak, ıssız bir adada, medeniyetten uzak geçirdi.
- O seu nome é Oliver Queen?
- Adın Oliver Queen mi? - Evet.
Eu achei o "Queen's Gambit" Moira.
"Kraliçe'nin hamlesi" adındaki yatı buldum, Moira.
Sr. Queen, se está recebendo hóspedes no andar de cima, devo mandar alguns drinques para lá?
Efendim? Bay Queen, odada misafir ağırlıyorsanız yukarıya içki göndereyeyim mi?
Quem quer ir à geladaria?
Kim Dairy Queen'de dondurma yemek ister?
- Eu quero gelado!
Ben Dairy Queen isterim!
Chamo-me Oliver Queen.
Benim adım Oliver Queen.
Tradução e Sincronização : RJASM2012 Oliver Queen está vivo.
Oliver Queen hayatta.
Cinco anos depois de ter desaparecido e dado como morto, derivado do acidente que afundou o "The Queen's Gambit."
"Kraliçe'nin hamlesi" adlı yatına mal olan ve denizdeki kazada kayboluşunun ve ölü olarak addedilmesinin üzerinden 5 yıl geçti.
Queen era assunto permanente dos tabloides e presença assídua dos clubes de Starling City. Pouco antes do seu desaparecimento, foi absolvido das acusações de agressão decorrentes de uma altercação muito publicitada com um paparazzi.
Sıradan sosyete yıldızı ve Starlight gece kulüplerinin müdavimi olan Queen kaybolmadan hemen önce bir paparaziyle girdiği ağız dalaşından sonra darp etme suçundan aklanmıştı.
Queen é filho do bilionário Robert Quee, que também estava a bordo e agora confirmado como falecido.
Queen, kendisiyle aynı gemide olan ve an itibariyle yönetim kurulu tarafından öldüğü ilan edilen Starlight şehrinin milyarderi Robert Queen'in oğludur.
"The Queen's Gambit" foi visto pela ultima vez há cinco anos.
"Kraliçe'nin hamlesi"'nden en son haber alınalı beş yıldan fazla oluyor.
O Sr. Queen confirmou que foi o único sobrevivente do acidente que vitimou sete pessoas, incluindo uma cidadã de nome Sarah Lance.
Bay Queen, buna şehir sakini Sarah Lance'nin de dahil olduğu tam yedi kişi arasında tek kurtulanın kendisi olduğunu onayladı.
A Queen Consolidated não vai a lado nenhum.
Queen konsolide hiçbir yere gitmiyor nihayetinde.
Sr. Queen.
Bay Queen!
O que é que ele te contou, Sr. Queen?
- Peki ne söyledi sana, bay Queen?
Sr. Queen.
- Bay Queen.
Onde está seu advogado, Sr. Queen?
- Avukatınız nerede, bay Queen?
Eu sou Oliver Queen.
Oliver Queen.
O seu nome é Oliver Queen?
- Adın Oliver Queen mi?