Translate.vc / Português → Turco / Ra
Ra tradutor Turco
21,254 parallel translation
É a tua vez.
Sıra sende.
Primeira fila!
Birinci sıra!
Segunda fila!
İkinci sıra!
Terceira fila!
Üçüncü sıra!
Quarta fila!
Dördüncü sıra!
Sim, mas os soldados ingleses em retirada pilharam as colheitas e levaram-nas para o outro lado da fronteira.
Kardeşim James önerdiğim gibi ülkenin tahıl rezervlerini yeniledi mi? Evet ama geri çekilen İngiliz askerleri bitkileri de talan ettiler ve sınıra kadar etkili olmuş.
Eles gostam de contar ao mundo... como eles são extraordinários.
Dünya'ya ne kadar sıra dışı olduklarını söylemek isterler.
Imagino que ele a visita de vez em quando? Sim.
- Sanırım ara sıra ziyaretinize geliyor.
Fila única, meus senhores.
Tek sıra beyler.
Fila única.
Tek sıra.
Agora, vem o pior.
Sıra zor kısmında.
Estamos a tratar disso.
- Oraya da sıra geliyordu.
Quando eles abandonarem a União, estados como a Carolina do Norte irão alinhar pelo mesmo diapasão, como se nada fosse.
Birlikten ayrıldıklarında Kuzey Carolina gibi eyaletler kasırganın yıktığı ağaçlar gibi tek sıra haline düşecek.
Os meus braços são imensos. E podem apertar.
Kollarım genişleyebilir, sıkıştıra da bilir.
- E é a tua vez!
- Sıra sende!
Primeiro, "Reading", depois, "Pensilvânia", depois "BO" e "Short Line".
Sıra, Reading, sonra Pennsylvania, sonra BO ve Short Line olacaktı.
Escada até ao contentor.
Konteynıra merdiven dayamışlar.
A questão, Dr. Galen, é que, além de ser médica, eu sou artista.
Önemi şu, Dr. Galen, bir tıp doktoru olmanın yanı sıra, ayrıca bir sanatçıyım.
Fila única!
Tek sıra!
Vim buscar algumas aparas.
- Çıra almaya gelmiştim. Çalmıyordum.
E agora, a somar a todos os danos que sofri devido à tempestade, perdi um escravo valioso, o meu Noah.
Fırtınanın bana verdiği zararın yanı sıra değerli kölem Noah'ı da kaybettim.
Uma recordação?
Hatıra olsun mu?
Eles estão muito gratos por ter reconhecido a contribuição do major Kulkov e da sua equipa, bem como o reconhecimento do trabalho da menina Elke Schroeder.
Binbaşı Kulkov ve ekibinin katkısını ve yanısıra Bayan Elke Schroeder'in uğraşısını kabul etttiğiniz için size müteşekkirler.
Graças aos esforços extraordinários do Dr. Cannerts, temos uma invulgar oportunidade que nos poderá permitir terminar rapidamente com este cordão sanitário.
Dr. Cannerts'ın olağanüstü çabaları sayesinde, elimizde kordonu hızlıca ortadan kaldırmamıza yardım edebilecek sıra dışı bir fırsatımız var.
Mudanças temporais podem, ocasionalmente, ressoar através da Linha Temporal, movendo fisicamente um objecto de um sitio para outro.
Zamansal değişimler ara sıra zaman boyunca yankılanabilir ve fiziksel olarak bir objeyi bir yerden diğerine taşıyabilir.
As nossas hipóteses de conseguir as informações sobre o radar sem deixar qualquer rasto, e sairmos de lá intactos são quase nulas.
Radar istihbaratını alma, iz bırakmama ve sağ salim kurtulma şansımız sıfıra çok yakın.
Queríamos ir para a fronteira, mas, o Bastien obrigou-nos a voltar aqui por causa do ouro.
Sınıra doğru kaçmak istedik ama Bastien altınlar için dönmemizi istedi.
Agora é a minha vez, e Paris irá sangrar se alguém me tentar impedir!
Artık sıra bende... ve bana engel olmaya çalışan olursa Paris'i kan götürcek!
É a sua vez.
Sıra sende.
Majestade, está na altura de falar ao Rei das nossas negociações...
Majesteleri, Kral'a görüşmelerimizi söylemenin tam sıra...
Agora é a tua vez.
Sıra sende.
Ela deve ter alimentado um búfalo preto invés de uma vaca preta.
Kara inek yerine kara sığıra vermiştir.
É a vez deles hoje deixe-os falar
# Bugün sıra onlarda Bırak söylesinler söyleyeceklerini #
Um homem bonito como o Nathaniel, não me surpreendia se as mulheres lhe deitassem a porta abaixo para ter os bebés.
Nathaniel gibi yakışıklının kapısında kadınlar çocuk yapmaya sıra olsa şaşırmam.
Alasca, são os próximos. ALASCA 18 VOTOS
Alaska, sıra sizde.
Havai, são os próximos.
Hawaii, sıra sizde.
Na Geórgia, nos arredores de Tbilisi, envolvendo rebeldes locais, assim como elementos radicais do Afeganistão e do Iraque.
Gürcistan'da, Tiblis'in hemen dışında çıkan olaylarda yerel isyancıların yanı sıra Afganistan ve Iraklı radikallerin de parmağı var.
Tome uma recordação.
Al sana hatıra.
Mas ele aparecia, às vezes, para ver o filho e...
Ama ara sıra uğrar, oğlunu görür ve...
Damian, está na hora de dares a vez aos outros.
Damian, bırak da sıra başkalarına geçsin.
- Está cheia de memórias.
- Yani bir sürü hatıra var.
Iremos em grupos pequenos, em fila, no máximo três de cada vez.
Küçük gruplar olarak tek sıra hâlinde gideceğiz. En fazla üç kişilik.
E falo com eles às vezes? Claro.
Onlarla ara sıra konuşuyor muyum?
Vou usar as próximas semanas para examiná-los individualmente, bem como o portfólio das vossas discotecas.
Önümüzdeki hafta seni ve onları bizzat inceleyeceğim senin kulüplerinin borsa portföylerinin yanı sıra.
Mas tenho de conhecê-lo pessoal e profissionalmente.
Ama seni profesyonelliğin yanı sıra kişisel olarak da tanımam gerekiyor.
Haas e Wyatt, são os próximos.
Haas ve Wyatt, sıra sizde.
Sim, vai em frente, é a tua vez.
Evet, devam et. Sıra sende.
Talvez esta viagem à fronteira seja o que tu precisas.
Sınıra gezi belki de tam ihtiyacımız olan şeydir.
Força. - O quê? Sim!
Evet, sıra sende.
Eu queria reforçar a teoria de que, se o género significa identidade, então até mesmo o mais extremo procedimento cirúrgico falharia em alterar a essência, e isso provou-se verdadeiro.
Bu yüzden ameliyatı bir deney olarak gerçekleştirdim. Cinsiyetin kişilik olduğunu söylenen teoriyi denemek istedim, En sıra dışı ameliyat bile, özü değistiremiyorsa,
É a tua vez. Mãos para cima.
Şimdi sıra sizde, eller yukarı.