Translate.vc / Português → Turco / Reina
Reina tradutor Turco
310 parallel translation
Reina o entusiasmo, pois aos seus olhos as morsas valem uma fortuna.
Coşku vuku buluyor.Gözlerinde mors, şansla eşanlamlı.
feliz aniversário, Queenie, reina-a das garotas belas de Nova Iorque.
İyi ki doğdun Queenie, güzel New York kızlarının kraliçesi.
Nossas terras são muito extensas e fecundas mas nelas não reina a ordem.
Topraklarımız geniş ve zengin... ancak düzen yok hiçbir yerde.
Em sua natureza real, reina aquilo que devemos temer.
Yaradılıştan kralca bir yanı var ; Asıl korkulacak yanı da o.
Reina sobre o coração e espírito dos homens em nome da justiça e da caridade.
O adalet ve merhamet adına kalplere ve akıllara hükmediyor.
Reina sobre o diabo, por isso rezamos a Deus.
Bu yüzden biz Tanrı'ya dua ederiz, Şeytan'ın kellesini koparsın diye.
No mercado de sal, reina o Homem Tranqüilo, Moukayla Tyiri... e os Haoukas chegam, um após o outro.
Tuz pazarını Beyaz Rahip yönetiyor ve birbiri ardınca Hausalar ona katılıyorlar.
Clarence, meu irmão, ainda respira! O Rei Eduardo também vive, e reina.
Oysa Clarence nefes almayı sürdürüyor hâlâ, Edward hâlâ yaşıyor ve ülkeyi yönetiyor.
Agora, a paz reina em todo o lado.
Artik her yerde baris var.
Jonas pensa que um barco construido pelo homem, o levará a países onde Deus não reina.
Yunus, insan yapısı bir gemiyle Tanrı'nın onu görevlendirdiği mülkünden çıkabileceğini sanıyordu.
Então lamento, mas aqui reina a lei da selva.
O zaman söyleyecek birşeyim yok, biz kendi yolumuza gideriz..
Como os de Hammamet, levanta-te... como Karnak se levanta e reina.
Hammamet varlıkları gibi kalk... ... Karnak kalkıp yola çıkarken bile.
Agora a tranquilidade reina nesta cidade.
Kasaba şimdi huzura erdi.
ALUGUER DE PELES REINA
REINA KİRALIK KÜRK
Reina a loucura.
Delilik kazanıyor.
Onde ele reina?
Bu kral nerede hüküm sürüyor?
O espaço reina supremo.
Boşluk o kadar derin ki.
A Cidade da Noite, onde reina o Grande Tirano.
Gece Şehri, Zalim Hükümdar tarafından yönetilir.
- No caos que reina vós podeis sair.
- Henry'nin götüreceği eşyaları toparlıyorlar. Orası bayram yeri gibi.
Aqui reina um ar de festa terminada, de espetáculo fora de moda.
Parti sona ermiş, gösteri bitmiş hissi var.
Mas tereis de superá-la depressa, pois não vos é dado demorar... Onde a paz reina. "
'Ama çabucak geçmek zorundasın bu yüzden duramazsın'barışın hüküm sürdüğü yerde'.
E para redimir o Teu Filho que vive e reina ao Teu lado, na unidade do Espírito Santo até à eternidade.
"ve sonsuza değin seninle Kutsal Ruhun birliğinde yaşayacak... " ve hüküm sürecek olan Oğlun sayesinde günahlar affedilsin.
Pelo sinal da Cruz de Nosso Senhor Jesus Cristo, que vive e reina com Seu Pai e com o Espírito Santo!
"Babayla ve Kutsal Ruhla birlikte yaşayan ve hükmeden... " Efendimiz Hazreti İsa'nın kutsal haçıyla. "
Há trinta anos, que a paz reina na Europa.
Otuz yıldır, Avrupa'da barış sürmekte.
Reina em Halifax uma espécie de febre.
Halifax, hummalı bir telaş içindedir.
A defesa de Bangcok levantou-se e uma ponte aérea para a evacuação da capital, onde reina o caos.
Kaosun hüküm sürdüğü başkentin tahliyesi için Bangkok'un savunması kaldırıldı, bir hava köprüsü tesis edildi.
Balsora comanda a cidade de dia... mas, à noite, o medo reina em Charak.
Gündüzleri şehri Balsora yönetiyor, geceleriyse Charak'a korku hükmediyor.
O Sol parece fantasmagórico quando há nevoeiro no rio e o silêncio reina.
Nehir sisli olduğunda güneş esrarengiz görünüyordu ve ortalık sessizleşiyordu.
Sr. Ministro, no Buranda reina a desordem.
Bakanım. Buranda karmaşa içinde.
Queria que visse, Mãe, o espírito maravilhoso que agora reina.
Anne, buradaki harika duyguyu görmeni isterdim.
Há anos que a paz reina no país.
Yıllardır bu topraklarda barış hüküm sürüyor.
Reina o tédio, a guerra acabou.
İnsanlar bezgin durumda, savaş bitti.
Aqui reina a limpeza e a ordem.
Bu evde, dakiklik, temizlik ve düzen bir kuraldır.
Ouvi dizer que é um velho que reina uma terra árida perto do mar.
Deniz kenarındaki çorak ülkeyi yöneten yaşlı biri olduğunu duymuştum.
Nestas paragens reina a anarquia, mas não a liberdade.
Buralarda buna anarşi denir.
Ela reina e aspira.
Kraliçelik yapıyor ve hortumluyor.
A inquietação reina nesta terra com tantas mudanças no poder.
Ülkede huzursuzluk tırmanmış durumda.
Encomendar reina em Berlim. Capangas estúpidos!
"Berlin'de düzen hüküm sürüyor." Aptal uşakların.
Desde a revolução da Nicarágua... Desde a revolução na Nicarágua... que o caos reina em El Salvador, na América Central.
Nikaragua'daki ihtilalin ardından Orta Amerika'nın minik ülkesi El Salvador bir keşmekeşin içine düştü.
Douglas e Reina, Tu e eu.
Duglas ve Reina ve sen ve ben.
" O silêncio reina há horas.
" Saatlerdir sessizlik vardır.
Senhor Deus, recebe esta Tua filha Laura no Teu incessante cuidado e amor e leva-nos a todos para o Teu reino celeste através do Teu Filho, Jesus Cristo, nosso Senhor, que vive e reina Contigo e com o Espírito Santo,
Hızlı ateş. Hawk : altıda altı, iki ölü, yüksek puan.
Senhor Deus, recebe esta Tua filha Laura no Teu incessante cuidado e amor e leva-nos a todos para o Teu reino celeste através do Teu Filho, Jesus Cristo, nosso Senhor, que vive e reina Contigo e com o Espírito Santo,
Rabbim, Laura'yı senin bitmeyen ilgi ve sevgine emanet ediyoruz ruhumuzu cennetine alasın aynı, oğlun İsa'yı, Rabbim seninle yaşayan ve yöneteni ve Kutsal Ruh'u aldığın gibi tek olan Rabbim.
No castelo reina esta desordem
Genelikle şatoda yatıp duruyoruz...
Um ancião lunático reina nas árvores da noite.
Antik bir deli hüküm sürer gecenin ağaçlarında.
Quando reina o caos, então o Anjo Caído prevalece.
Kaos hakim olduğunda, şeytan hüküm sürecek.
Reina a paz, reina a liberdade.
Barış hüküm sürüyor. Özgürlük öyle.
Reina a democracia.
Demokrasi var.
Ela reina em Pela.
Pella'yı yönetiyor ya!
O RAPAZ DA MOTA REINA
MOTOSİKLETLİ ÇOCUK HÜKMEDİYOR
Reina aqui uma grande desordem.
Burası çok dağınık.