English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Português → Turco / Roça

Roça tradutor Turco

152 parallel translation
Roça enquanto andas.
Yürüdüğün zaman bacaklarının arası sürtüyor.
Esse programa roça a legalidade.
Bu durumda o da yasal sayılmaz.
Ah, Isso é quando uma pessoa se roça, de forma sexual, num estranho ou num colega.
Bir yabancıya ya da iş arkadaşınıza cinsel amaçla sürtünmek anlamına geliyor.
Isso chama-se assédio sexual por contacto quando se é assediado sexualmente enquanto se roça contra uma árvore.
Bu da bir cinsel tahrik. Ağaca sürtününce tahrik oluyorsun, buna cinsel bakımdan tahrik edici temas denir.
A atenção destas crianças roça a indiferença.
Çocuklar aldırış etmiyor gibiydi.
Mas isto já roça a perseguição.
Size yardım etmek istiyorum. Bu yaptıklarınız hakarete giriyor.
Achei que ela podia ter roçado no trabalho dele, mas quando se roça em algo, há vestígios de movimento e direcção.
Doğru. Adamın çalışmalarından birisine sürtündüğünü düşünüyorum ama bir şeye sürtündüğün zaman mutlaka hareket ve yön izleri olur.
A música era de tal forma potente, - sem amplificação, tão só com orquestração - que roça ao de leve o Metal.
O zamanlar amplifikatör yoktu, o yüzden orkestrasyon gerekiyordu.
A explicação mais óbvia seria a fricção. Queres dizer o roça-roça?
Şey, en doğru açıklanma sürtünme ile döllenme.
- Além disso, roça a chantagem.
- Üstüne birde şantaja tenezzül.
Cólon, encontra uma snaita, conquista-a no princípio, roça-se nela a noite toda até ela ser minha.
İki nokta üst üste : Bir pirzola bul, onu erkenden kilitle, benim olana kadar onunla bütün gece gıcırdat.
Ou então pode ir para a roça.
Ya da ıssız bir yere taşınabilirsin.
Ela é uma partícula quando o seu cabelo roça a tua face e as mãos dela entram nas tuas.
Saçları yüzünüzü okşadığında ve elleri sizin ellerinizdeyken o bir partiküldür.
Preparem a minha roca, meninas.
Yün eğirmeye hazırlanın kızlar. Birazdan hareme geliyorum.
Mas... antes do por do sol do seu 16º aniversário, ela picará o seu dedo numa agulha duma roca de fiar... e morrerá.
Ama onaltıncı doğum gününde, gün batımından önce parmağına çıkrık iğnesi batacak ve ölecek.
Olha a roca.
Bak çıngırdak. Çıngırdak.
Nunca tiveste uma roca?
Domuzcuğun dahi mi yoktu?
Talvez... quando eu segurei... na minha roca da Tiffany... com uma barbatana reluzente... em lugar de cinco dedos gorduchos... eles tivessem perdido a cabeça.
Belki de... Tiffany marka çıngırağı beş tombul parmak yerine parlak bir yüzgeçle tuttuğumda çılgına döndüler.
Há alguns anos, estávamos casados há pouco tempo, íamos pela rua e vimos um anúncio aos sanitários Roca.
Henüz evlenmiştik... Caddede yürüyorduk ki "Kaya" adında bir banyo takımı reklamı gördük sloganı da "Seni seviyorum, Kaya" idi.
A partir daí, quando falamos ao telefone perto de pessoas que não queremos que percebam, dizemos "roca", ou "muita roca". Quer dizer que nos amamos muito.
O günden beri, başkalarının önünde eğer anlamalarını istemiyorsak "Seni seviyorum" yerine "Kaya" diyoruz.
- Os de amêndoa.
- Bademli Roca.
Pigat, Garibaldi, Roca...
Pigat, Garibaldi, Roca..
Roca!
Roca!
Garibaldi, Roca, vamos voltar à posição anterior.
Garibaldi, Roca, eski pozisyonumuza geri dönüyoruz.
Vem, Roca.
Hadi Roca.
Isso roça o sarcasmo.
Bu kadarıda alay eşiğine geldi.
Pode usá-la como uma roca.
Çıngırak olarak kullanabilir.
A minha cabeça gira como uma roca numa tempestade de areia.
Gitmeliyim.
Eu sou a Condessa De La Roca.
Ben de ILa Roca Kontesi.
Eu chamo-lhe é uma completa parvoíce.
Ben buna Almond Roca yedikten sonraki tuvaletim gibi çatlaklık derim.
E a seguir quero uma roca e um chupa-chupa.
Sonra çıngarakla şekelerme de isterim.
Adoro Bruce Springsteen, Almond Roca e filmes Abbott e Costello.
Bruce Springsteen, Almond Roca dinlerim. Abbott ve Costello'nun filmleri hoşuma gider.
A concha de roca traz paz.
Bu kabuk huzur getirir.
- Sim, uma concha de roca.
- Evet burgu kabuğu.
É como a roca que o Trey me deu, quando...
- Aman Tanrım. Trey de bana aynını almıştı.
Lembro-me de ver o meu irmão brincar com isto, como uma roca.
Kardeşim bununla oynarken, onu izlediğimi hatırlıyorum.
Ela deu-te um frasco de anti-depressivos para servir de roca?
Yine sana çıngırak niyetine bir şişe antidepresan mı verdi?
- Sim, em La Roca.
Biz tanışmıştık... - Evet La Roca'da.
Coca?
Roca?
É a roca da mamã. É a única coisa dela que temos.
Bu annemizin çıngırağı, ve ona ait sahip olduğumuz tek şey.
É a roca da nossa mãe.
O annemizin çıngırağı.
A alta velocidade, a força centrífuga faz inchar o pneu e ele roca no travão da moto.
Yüksek hızda merkezkaç kuvveti yüzünden lastik esner ve motosikletin kasasına sürtünür.
Escalando como la Roca.
Tıpkı duvara tırmanır gibi.
Roca Redonda.
Roca Redonda.
Há muito mais em Roca Redonda que os olhos não vêem.
Roca Redonda'da gözle görülenden çok daha fazlası var.
Senhoras e senhores, bem-vindos à Roca.
Bayanlar baylar, Kaya'ya hoş geldiniz.
O nome é Simon Roca.
Simon Roca.
Está no cargo desde Junho. Se a Lara Hill estava a vender informação, o Roca pode ser a fonte do dinheiro que encontrámos.
Lara Hill kod satıyorduysa, Roca bulduğumuz paranın kaynağı olabilir.
O nome é Simon Roca.
Adı Simon Roca.
Quando eu conseguir provar, O Roca terá deixado o país.
İspat edene kadar Roca ülkeden ayrılacak.
Enquanto não dermos permissão, não pode interrogar o Roca.
Size izin verene kadar Roca'yı sorgulayamazsın.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]