Translate.vc / Português → Turco / Sabiá
Sabiá tradutor Turco
69,824 parallel translation
Mesmo com tudo o que a Kelly sabia, aquilo... ainda era a sua criança.
- Kelly her şeyi bilmesine rağmen çocuğu istiyor. - Olamaz.
Se sabia que abusavam dele, porque é que você não...
Eğer kötü davranıldığını biliyorsan neden bir şey...
Eu não sabia que tu...
Senin olduğunu...
É claro que eu sabia disso.
Elbette biliyorum.
Ele sabia que nós...
Bizim yapacağımızı...
Quando nos deixaste sozinhos no Abrigo, meu, eu sabia que tu eras um psicopata, mas nunca pensei que tu fosses estúpido.
Bizi sığınakta bıraktığın zaman psikopat olduğunu biliyordum ama aptal olduğunu düşünmemiştim.
Eu sabia que eras uma assassina.
Bir katil olduğunu biliyordum.
Não pensei nisso. E sabia que apanharia clientes em Axehampton.
Axehampton'dan yolcu bulabileceğimi de biliyordum.
Não me cabia a mim contar. E não sabia se podia contar.
Bunu söylemek bana düşmezdi zaten buna iznim var mıydı bilmiyordum.
Não sabia se conseguiria.
- Yapamayacağımı düşündüm.
Não sabia.
Kartını kullandım. Bilmiyordum.
Quando a enviei, não sabia que ela tinha sido violada.
Gönderdiğimde tecavüze uğradığını bilmiyordum.
Ele sabia que íamos descobrir.
Öğreneceğimizi biliyor sonuçta.
Se estes dois corresponderem, temos um violador em série que tem atacado mulheres nesta área durante os últimos dois anos, e ninguém sabia disso.
Son iki kadını da doğrularsak iki yıldır kimseden habersiz ortalıkta kadın avlayan bir seri tecavüzcümüz var.
Eu sabia que íamos chegar aqui.
- Konunun buraya geleceğini biliyordum.
Temos um violador em série A PENSAR EM TI... que tem atacado mulheres nesta área nos últimos dois anos e ninguém sabia disso.
İki yıldır kadınlara tecavüz eden bir seri tecavüzcümüz var ve kimsenin haberi yok.
Não. - Mas sabia que ia fazê-lo?
- Bunu yapacağını biliyor muydu peki?
- Estava na tua lista! - Eu sei, mas eu falei com ele - e ele disse que não sabia de nada!
İlk onunla görüştüm, bana bir şey bilmediğini söyledi.
- Não sabia que era ilegal.
- Neden yasalara aykırı mı?
A Trish sabia que tinha tirado estas fotos? A maior parte.
- Bunları çektiğini Trish biliyor muydu?
Não sabia de quem eram.
Kimin olduğunu bilmiyordum.
- Porquê? - Não sabia o que era, certo?
- Bakmadan bilemezdim sonuçta değil mi?
Não sabia onde elas moravam.
- Nerede oturduklarını bilmiyordum.
Você sabia?
Biliyor muydun?
Nem por isso. Mas sabia que era errado e ilegal?
Peki bunun yanlış ve yasa dışı olduğunu biliyor muydun?
Sabia que faria isso!
Bunu yapacağını biliyordum.
Sabia que iríeis regressar.
- Döneceğini biliyordum.
Não estou morto, sabia.
Ben ölü değilim, biliyorsun.
E sabia que o faria.
Ve yapacağımı biliyordum.
Eu sabia que morreria.
Öleceğimi biliyordum.
Não sabia que tinhas uma Magnum.
Magnumun olduğunu bilmiyordum.
Nenhum de nós sabia que o D'yavol estava do outro lado da porta.
Hiçbirimiz D'yavol'un kapının diğer ucunda olduğunu bilmiyorduk.
Eu sabia.
Biliyordum zaten.
Já sabia isso.
Biliyoruz herhâlde.
- Não sabia que era literal.
- Gerçekten öyle olduğunu düşünmemiştim.
Ela sabia que este era o momento de agir. E não se iria arrepender.
Harekete geçme vaktinin geldiğinin, bundan pişman olmayacağının farkındaydı.
Eu sabia que ele não quereria deixar provas.
Arkasında kanıt bırakmak istemeyeceğini biliyordum.
Despediram-me, sabia?
Beni kovdular, biliyorsundur.
Sabia que "Wright" deriva do anglo-saxão?
Wright, Eski İngilizceden geliyor, biliyor muydun?
Uma colega lá sabia de tudo.
Oradaki bir meslektaş bunu biliyordu.
Sabia disso?
Bunu biliyor muydun?
Não sabia...
Hiç fark etmemiştim...
O Foley sabia que eu podia ir atrás do Axe, era preciso para continuar.
Foley, Axe'i indirme olasılığım olduğunu biliyordu. Sıradaki adıma hazır olmak için bunu yapmam gerekiyordu.
Ele sabia.
Bunu biliyordu.
- Não sabia se virias.
- Geleceğinden emin değildim.
Quando o Boyd apareceu, sabia que estavas por trás disto.
Boyd kapıma geldiğinde bu işin içinde olduğunu anlamıştım.
Eu... não sabia
Bilmiyordum.
Eu sabia que a festa da Pastiche tinha panos para mangas.
Pastiş partisinin ardında fazlasının olduğunu biliyordum.
Ele não o sabia.
O, bunu bilmiyordu.
No final não sabia a quantas andava.
Sonunda günleri bile karıştırıyordu.
Cabra, eu sabia!
Kaltak! Biliyordum!