Translate.vc / Português → Turco / Sadie
Sadie tradutor Turco
1,168 parallel translation
Mas por exemplo, para me preparar convenientemente uma defesa capaz, convém-me poder entrevistar a Linda Kasabian e a Sadie Mae Glutz.
Ama mesela, ben eğer münasip bir şekilde savunmamı yapacaksam, Linda Kasabian ve Sadie Mae Glutz ile konuşma yapmam gerekiyor.
Vê, a Sadie diz que aqui o Delegado a fez dizer tudo o que ela disse, portanto ela gostaria muito de... Qual é a palavra?
Sadie dedi ki, orada oturmakta olan savcı söylediği şeyleri aslında zorla söyletmiş bu yüzden şeyi çok istiyor- - Ne denir ona?
Agora apanhou a Sadie.
Şimdi Sadie'yi de yanına aldı.
Sadie, leva-os para a cama, agora.
Sadie, çocukları hemen yatır.
Sadie, querida, a Sra. Marion não vai ouvir ninguém. Ela secou uma jarra inteira de álcool.
Sadie, tatlım, Bayan Marion bir sürahi içki içip sarhoş olduktan sonra hiç kimseyi duyamaz.
Hei, Sadie, você disse que iria para o bar.
Sadie, bara gideceğini söylemiştin.
Arletta te faz pensar na sua filha, não é Sadie?
Arletta kendi küçük kızını hatırlatıyor, değil mi Sadie?
Srta. Blanche, Srta. Sadie.
Bayan Blance, Bayan Sadie.
O nome dela era Sadie Douglas.
Adı Sadie Douglas'tı.
Ela tinha apenas 10 anos quando Sadie foi morta.
Sadie öldürüldüğünde o sadece on yaşındaydı.
Sadie escrevia uma toda a semana.
Sadie ona her hafta bir tane yazarmış.
Olhe, eu sei que estou pedindo muito, mas Sadie mencionou uma pessoa... Aqui.
Bakın, biliyorum çok şey soruyorum ama Sadie burada birilerinden bahsediyor.
Na época, a polícia disse que Sadie era uma prostituta morta aleatoriamente por um desconhecido, mas...
O zamanlar, polis Sadie'nin bir p... venk tarafından rastgele öldürüldüğünü söyledi, ama...
Encontrei Sadie.
Sadie'yi buldum.
Sadie Douglas.
Sadie Douglas.
Sadie foi estuprada e sufocada pelas mãos de um desconhecido.
Sadie, bilinmeyen bir saldırgan tarafından tecavüze uğramış ve boğulmuş.
A filha dela vivia em Virginia.
Sadie'nin kızı Virginia'da yaşıyordu.
Encontrando ela talvez saibamos por que Sadie ia para Nova York.
Sen Blance'i bul, belki biz de Sadie'nin neden New York'a gittiğini buluruz.
Você o Sr. sensível procurem as companhias de leite que entregavam na pensão de Sadie.
Sen ve Bay Duyarlı, Sadie'nin pansiyonuna dağıtım yapan süt şirketlerini araştırın.
Sadie escreveu sobre um bazar que ela foi com a Blanche.
Sadie, Blache ile gittiği bir fuar hakkında yazmış.
Onde a pensão da Sadie ficava.
Sadie'nin pansiyonunun olduğu yer.
Você sabe alguma coisa sobre uma viagem que Sadie estava fazendo para New York, Srta. Blanche, na noite que ela morreu?
Sadie'nin öldürüldüğü gece yapacağı bir New York seyahati hakkında bilginiz var mı?
Bem, a Sadie já mencionou, talvez um leiteiro de quem ela tivesse medo?
Peki Sadie hiç korktuğu birinden bahsetti mi, mesela sütçü?
Não gostava muito da Sadie, também.
Sadie'ye sataşıyordu.
Sadie se virou e voltou para dentro de casa e deixou aquele leite lá na rua.
Sadie sütü öylece dışarıda bıraktı ve dönüp doğruca eve girdi.
Não que a Sadie tenha mencionado.
Sadie hiç bahsetmedi.
Mas Sadie tinha medo que ele pudesse machucá-la.
Ama Sadie ona zarar verebileceğinden korkuyormuş.
Querida, Sadie não sabia ler ou escrever.
Tatlım, Sadie okuma yazma bilmezdi.
Então quem escrevia as cartas da Sadie?
Peki Sadie'nin mektuplarını kim yazdı?
A mesma companhia que entregava leite na casa de Sadie.
Sadie'nin pansiyonuna dağıtım yapan şirket. Evet.
Guerra do leite entre Pierce e Sadie.
Pierce'in Sadie'yle süt şişesi savaşı.
Talvez fosse isso que o grupo deles fazia, dava lições em mulheres como a Sadie.
Sadie gibi kadınlara hadlerini bildirmek belki küçük klüplerinin yaptığı şeylerdir.
Esse era o quarto preferido da Srta. Sadie.
Bu Bayan Sadie'nin en sevdiği odasıydı.
Você escrevia as cartas da Sadie aqui?
Sadie'nin mektuplarını burada mı yazdınız?
Você se lembra de escrever sobre um leiteiro que pudesse machucar Sadie?
Sadie'ye zarar verebilecek bir sütçüyle ilgili bir şeyler yazdığınızı hatırlıyor musunuz?
Por causa do que a Sadie achou no leite.
Sadie'nin sütün içinde bulduğu şeyden dolayı.
O leiteiro branco idiota deixou um bilhete, Srta. Sadie.
Fakir beyaz sütçü pisliği bir not bırakmış, Bayan Sadie.
Meu nome é Sadie.
Benim ismim Sadie.
Esses bilhetes iam e vinham por meses, até quando ela morreu.
O notlar Sadie ölene kadar aylarca devam etti.
A Srta. Sadie guardou todos os bilhetes.
Bayan Sadie her notu sakladı.
Eu fui acolhido por outras pessoas, Sadie.
Başka insanlar tarafından büyütüldüm, Sadie.
Ele queria construir uma vida com ela.
Sadie'yle yeni bir hayat kurmayı istiyordu.
Então Sadie foi morta pelo homem que a odiou ou pelo que a amou?
Yani Sadie ondan nefret eden adam tarafından mı yoksa onu seven adam tarafından mı öldürüldü?
Você me ama, Sadie, ou você ama o doceiro?
Beni seviyor musun, Sadie, yoksa şekerciyi mi seviyorsun?
Blanche e eu, nós... começamos a namorar, e eu... tive uma queda pela Sadie.
Blance ve ben henüz çıkmaya başlamıştık ve ben Sadie'den hafif hoşlanmaya başlamıştım.
Sadie nunca entrou nessa.
Sadie hiçbir zaman istemedi.
Então como você descobriu? A noite do assassinato da Sadie...
Sadie'nin cinayet gecesinde nasıl öğrendin peki?
Eu pensei que Sadie estaria lá, mas ela... ela não estava.
Sadie orada olur diye düşünmüştüm, ama o... orada değildi.
Temos que ir esta noite, Sadie.
Bu akşam gitmek zorundayız, Sadie.
Nós vamos agora e podemos fazer isso, Sadie. / Eu quero ir.
Şimdi gidebilir ve bunu başarabiliriz Sadie. - Ben de istiyorum.
Sadie estava pedindo confusão se juntando com aquele garoto branco meio cego.
Sadie o yarı kör beyaz çocukla bazı sorunlar hakkında konuşuyorlardı.