Translate.vc / Português → Turco / Security
Security tradutor Turco
250 parallel translation
Gostaria de apresentar o Sr. Beeks, da Lyndhurst Security.
Lyndhurst Güvenlikten Bay Beeks'i tanıtmak isterim.
O responsável pele segurençe é o Sr. Beeks, director de Lynhurst Security.
Güvenlikten sorumlu görevli Lyndhurst Güvenlik'ten Clarence Beeks.
Não sei se ouviu falar no programa RoboCop, criado por mim na Divisão de Segurança como alternativa?
Sanirim RoboCop programindan haberdarsiniz. Security Concepts'in yedek almasigi olarak gelistirdigim program?
Ninguém o leva a sério na Divisão de Segurança.
Security Concepts'den kimse ciddiye almiyor.
Mas na Divisão de Segurança, achamos que uma polícia eficaz é só uma parte da solução.
Security Concepts olarak, etkin polis gücünün çözümün yalniz bir parçasi olduguna inaniyoruz.
Robert Morton, Vice-Presidente, Divisão de Segurança, OCP.
Robert Morton, Baskan Yardimcisi, Security Concepts, OCP.
Mas garanto que a Divisão de Segurança vai acabar com o crime em 40 dias.
Ama sunu belirteyim. Security Concepts Eski Detroit'in asayis sorununu 40 gün içinde çözecektir.
Estás a ter grande sucesso na Segurança com o RoboCop.
Security Concepts'de RoboCop'la beraber epey ünlendin.
O Boykin perguntou se viste o comunicado da proposta de fusão petrolífera da Allied-Security.
Boykin, teklif edilen Allied-Security petrol birleşmesi duyurusunu görüp görmediğini sordu.
- Westguard Security.
- Westguard Güvenlik.
- Tecnologia de Segurança...
- Security teknolojisi...
Se activarmos os alarmes... a Southech Security manda 4 carros.
Alarmları çaldırdığımız anda Southtec Güvenlik dört araba gönderir.
A Security Concepts pode ajudar?
Güvenlik Bölümünden bir isteğiniz?
A Security Concepts que vá bugiar.
Güvenlik Bölümü kıçımı yalasın.
Como passaram quatro terroristas armados pela nossa segurança de atracagem?
Then tell me how four armed terrorists got by our security grid?
Vemos-te, aqui, no Atlantic Security no dia em foram tirados.
Burada, Atlantic Security'de kayda alındığın gündeyiz.
- Companhia de Segurança Nova Iorque.
- New York Security Gate Şirketi.
I gave you the security codes so you could ransack the lab... enquanto aqueles trapalhões tentavam matar o Wayne.
O serseriler Bruce Wayne'le uğraşırken, laboratuarı arayabilmeniz için size güvenlik kodlarını verdim.
O sistema é da lronclad Security, uma grande empresa industrial, que trabalha com muitos edifícios governamentais.
Tamam. Sistemleri "Ironclad Güvenlik", endüstriyel büyük bir ticari kuruluş, devlet binalarının güvenlik işlerini yapıyorlar.
- Ironclad Security.
- Ironclad Güvenlik.
Daqui é a Polícia Super Security...
Süper Polisler Güvenlik bildiriyor. Tamam.
Teria de o fazer através da Manhattan Security, a minha empresa.
Bu işleri benim şirketim olan Manhattan Security hallediyor.
Ligou para o escritório de Simon Rawlins, na Alliance Security, Secção Marítima.
Güvenlik Birliği'nin Donanma Bölümü'nden Simon Rawlins'in bürosunu aradınız.
- Alliance Security.
- Güvenlik Birliği.
Ele está na brochura da Alliance Security.
Güvenlik Birliği'nin broşüründe de o var.
Tony. A Homeland Security na linha um.
Tony, Ülke Güvenlik birinci hatta.
Estou aqui em representação... do National Security Council e do FBI. Max Canary.
Max Canary.
Chamo-me Reggie, da Aegis Security.
Ben Aegis güvenlikten Reggie.
Aegis Security.
- Aegis Güvenlik.
Enquanto a Homeland Security se certificava de que o leite materno não entrava nos aviões, faziam também todos os possíveis para se certificar que ninguém poderia acender uma bomba no avião.
Vatan güvenliği ana sütünü uçaklardan uzak tutarken kundakçılara karşı da çok büyük önlemler alınıyordu.
A National Security Agency.
Ulusal Güvenlik Birimi.
"SST Security", Bob Langford falando.
SST Güvenlik Langford konuşuyor.
Quais são as directivas da Homeland Security?
11 tüp virüs açıklanamaz. Ülke Güvenlik'in görüşü nedir?
A Homeland Security pôs o nível de ameaça no Vermelho.
Ülke Güvenlik, tehdit seviyesini kırmızıya yükseltti.
Com base numa pesquisa efectuada pelos Serviços Secretos e a Homeland Security, quero anunciar-vos que existe uma ameaça terrorista do nível Vermelho a todos os EUA.
Terörist faaliyetlerindeki istihbaratın bir sonucu olarak Ülke Güvenlik ve diğer ajanslarla bir araya geldik. Birleşmiş Milletler'in üzerinde, tehdit seviyesinin kırmızı olduğunu bildiriyorum.
A FAA que se coordene com a H. Security e a Polícia de Fronteiras.
FAA'in Ülke Güvenlik ve sınır devriyesiyle işbirliği içinde çalışmasını istiyorum.
Um tipo da Homeland Security contactou a minha estação de patrulha, disse que estavam a desenvolver um Software de Pesquisa de Veículos.
Homeland Security'den biri benzin istasyonunda bana Araç Tarama Yazılımı geliştirdiğini söylemişti. Evet.
Um tipo da Homeland Security contactou a minha estação de patrulha, disse que estavam a desenvolver um Software de Pesquisa de Veículos.
Homeland Security'den biri benzin istasyonunda bana Araç Tarama Yazılımı geliştirdiğini söylemişti.
Analisa o número de série em tudo o que temos aí, Leo... e depois tenta com a Polícia Metropolitana, FBI e Homeland Security.
Bu seri numarasını elimizdeki her şeyle eşleştirmeye çalışın, Leo... sonra da bu üç herifin resimlerini Metro, FBI, Ulusal güvenlikte kontrol ettir.
Ele está na lista da Homeland Security.
Ulusal güvenliğin izleme listelerinden birindeymiş.
Não admira porquê a Homeland Security o queria interrogar.
Ulusal Güvenliğin Marcus'u soruşturma için aramasına şaşmamalı.
É da Homeseal Security.
Homeseal Güvenlik'ten arıyoruz.
Dr. Merrick, Albert Laurent, da Blackhawk Security.
Dr. Merrick, Albert Laurent, Blackhawk Güvenlik.
Para a Falstead Security.
Felsted Güvenlik.
Primeiro é para lhe dizer que eu e a Audrey estamos bem, mas houve um atentado contra as nossas vidas na Falstead Security.
İlk olarak, efendim, Audrey ve benim güvende olduğumuzu bilmenizi istiyorum... -... fakat, Felsted Güvenlik'te bizi öldürmeye kalkıştılar.
Estávamos na Falstead Security para a Audrey identificar um homem que viu durante o rapto.
Felsted Güvenlik'teydik böylece Audrey, kaçırılması sırasında gördüğü adamlardan birinin kimliğini teşhis edebilecekti.
e diz-lhe que o Jack Bauer já não está na Falstead Security, e que está a analisar os vídeos na antiga sub-estação do CTU em Torrance.
Ona Jack Bauer'ın artık Felsted Güvenlik'te olmadığını Torrance'daki eski bir CTU alt şubesinde gözetleme videolarını izlediğini söyle.
O Jack e a Audrey sofreram uma emboscada na Falstead Security.
Jack ve Audrey, Felsted Güvenlik'te pusuya düşürüldüler.
É o mesmo contacto que coordenou a ataque ao Jack e à Audrey na Falstead Security?
Jack ve Audrey'in Felsted Güvenlik'teki saldırısını hazırlayanla aynı bağlantı mıydı?
A ferramenta Security Auditor poderá levar-nos à rede do Marwan.
Güvenlik Denetim aracı bizi Marwan'ın ağına götürebilir.
O Sr. Tanaka trabalha para a Nakamoto Security.
- Bay Tanaka, Nakamoto güvenliğinde çalışır.