Translate.vc / Português → Turco / Sensei
Sensei tradutor Turco
580 parallel translation
Sensei, passou muito tempo.
Usta, çok uzun süre oldu.
Sensei!
Usta!
O Sensei está sempre ocupado.
Ustamız her zaman çok meşguldür.
Mas será que o Sensei aprovará?
Ama usta bunu onaylayacak mı?
Sensei, por favor, dá-me a mão da tua irmã em casamento.
Usta, lütfen kız kardeşinize benimle evlenmem için izin verin.
Sensei, não será obra do bando de Tengu?
Usta, bu Tengu Çetesi'nin işi değil mi?
Sensei, perdoa-me.
Usta, beni affet.
- Sensei!
Efendim!
Tem de se ajoelhar perante o Mestre Yoshida.
- Yoshida-Sensei'nin önünde diz çök.
Veremos. Ouvi o Mestre dizer que acha que um dia serás o melhor aluno dele.
Dinle, Sensei, senin bir gün en iyi öğrencisi olacağını söyledi.
E aposto que um dia, muito em breve, estarás lá fora a treinar esgrima com o próprio Mestre.
Eminim, çok yakında bir gün, orada Sensei'yle birlikte kılıç çalışacaksın.
Paciência. O Mestre ensinou-te isso?
Onu Sensei mi öğretti sana?
Isto pertence-lhe.
Sensei, bu sana ait.
- Quanto tempo durou, Mestre?
Sen ne kadar dayandın, Sensei?
Rick, Rick. O Mestre Yoshida quer falar contigo.
Rick, Sensei Yoshida seni görmek istiyor.
É o dever do Mestre Yoshida.
- Bu Sensei Yoshido'nun görevi.
Esperou muito tempo por isto, Mestre.
Bunun için çok uzun zaman bekledin, Sensei.
O Mestre Yoshida gostaria que fosses um dos quatro acompanhantes.
Yoshida Sensei, o dört kişiden birinin sen olmasını istiyor.
Mestre, com licença.
Sensei, özür dilerim.
Mestre, vale a pena?
Sensei, buna değer mi?
Onde está o Mestre?
Sensei nerede?
O Mestre avisou para ninguém deixar o complexo.
Sensei, buradan hiç kimse ayrılmayacak, demişti.
E depois como é, Mestre?
Sonra ne olacak? Sensei?
Mestre. Vamos lutar por elas.
Sensei, onlar için savaşacağız.
Mestre, vou consigo.
Sensei, ben de seninle geliyorum.
- Sim, Mestre.
Peki, Sensei.
- Näo, Sensei!
- Hayır, Sensei!
Sim, Sensei.
Evet, Sensei.
- Sim, Sensei!
- Evet, Sensei!
Olha o que disse o Sensei. Temos de esperar pelo torneio.
Hatırla Sensei ne dedi?
Sensei, eu posso vencer o tipo.
Sensei, onu yenebilirim.
Junta-te ao Sensei.
Sensei'ne git.
Näo, Sensei.
Hayır, Sensei.
O ninja Estrela Negra é o Sensei mais graduado fora do Japão.
Kara Yıldızlı Ninja, Japonya dışında en yüksek dereceye sahip ninjutsu öğreticisi.
- O que mestre mandou fazer.
- İkili antreman, sensei.
Sim mestre.
- Evet, sensei.
Obrigado Mestre Lee!
Sağolun, Sensei Lee.
- Sim o Sensei!
- Evet, o sensei.
Sou Dean Ravi, o Sensei no lugar dele enquanto ele está fora.
Bu yüzden sizle onun yerine ben ilgileniyorum, Ben Dean Ramsay, yardımcısıyım.
Parabéns Ian!
- Tebrikler Ian. - Nasılsınız çocuklar? - Sensei...
Ela é irmã do Sensei E ela está prometida para mim!
Abisi benim sensei'm. Kalbi bana açık.
Sensei Lee, tens que me ajudar!
Sensei Lee, bana yardım etmelisiniz!
Sensei Lee, eu não tenho lugar para onde ir!
Sensei Lee gidecek başka kimsem yok.
Sensei Lee?
Sensei Lee?
Vai ter com o teu Sensei.
Ustanın yanına git.
Não, Sensei.
Hayır usta.
O Sensei Miyagi está no dojo.
Miyagi Usta doİo'da çalışıyor.
É o Sensei Miyagi Shinpo.
Bu Miyagi'lerin Şinpo Ustası.
Shinpo Sensei adormeceu na costa de Okinawa... e acordou ao largo da costa chinesa.
Şinpo Usta Okinawa açıklarında uyuyakalmış. Çin kıyılarında uyanmış.
O teu sensei ensinou-te a lutar com lança?
Ustan sana kargıyla dövüşmeyi öğretti mi?
Obrigado, Mestre.
- Teşekkür ederim, Sensei.