Translate.vc / Português → Turco / Senti
Senti tradutor Turco
14,400 parallel translation
Nunca me senti mais poderosa em toda a minha vida.
Hayatımda hiç kendimi bu kadar güçlü hissetmemiştim.
Não se compara com a dor que senti quando ela me tocou.
Beni dokunduğu zaman hissettiğim acı kadar değil.
Eu não senti nada.
- Hiçbir şey hissetmedim.
Eu pensei isso e senti-me culpada.
- Evet. Ben sadece düşündüm ve kendimi suçlu hissetmeye başladım.
Senti algo, mas não consigo...
Bir şey hissettim sanki ama...
Acho que senti algo.
Bir şey hissettim galiba.
Acho mesmo que senti algo.
Cidden bir şey hissettim sanırım.
Quer dizer, senti que ele via coisas que eu não conseguia ver.
Demek istediğim, benim göremediğim şeyleri görebildiğini düşünürdüm.
Senti-me excluída.
Terk edilmiş hissettim.
Ela senti-lo-á.
- Gerek olmaz. Hissedecek.
Então porque não consigo senti-Lo?
O zaman neden onu hissedemiyorum?
Nunca me senti melhor.
Hayatımda olmadığım kadar iyiyim.
Acho que sempre senti que faltava algo.
Sanırım hep bir şeyin eksik olduğunu hissediyordum.
- Senti-me um pouco...
- Sanki biraz... - İyiydin iyi.
Senti que tinha um pouco de saliva.
Tükürük geldi ağzıma.,
Senti-me zangada.
Kızgın hissediyorum.
Mas então, um dia, acordei e senti que tinha muito mais para dar.
Ama bir gün uyandığımda daha verecek çok şeyim olduğunu hissettim.
Quando regressei a Paris senti que quatro anos passaram num ápice.
Paris'e döndüğüm zaman sanki 4 yıI gözümün önünden geçmiş gibi hissettim.
Senti-me muito mal quando desapontei o Ronald.
Ronald'ı yüzüstü bırakmak berbat bir histi.
Porque não estou a sentir a mesma excitação que senti com o guaxinim?
Neden rakunda olduğu gibi mutlu hissetmiyorum
Eu senti o hálito frio da tosse canina no meu rosto.
Yüzümde barınak hastalığının soğuk nefesini hissettim.
Eu senti e vocês?
Ben hissedebiliyorum.
Ele tinha uma cerveja senti o cheiro.
Arabada birası vardı. Arka koltuktan kokusunu aldım.
Senti-me bem.
İyi geldi aslında.
Sempre senti como que poderia mudar o mundo.
Hep dünyayı değiştirebilirmişim gibi hissettim.
Sempre senti esta afinidade contigo, Nate.
Seninleyken bu yakınlığı hep hissetmiştim, Nate.
Senti a sua falta em Londres, por isso vim para cá.
Londra'da kaçırınca buraya kadar geldim.
Não consegue senti-lo?
Onu hissetmiyor musun?
- Há ódio, consigo senti-lo.
Bu nefret. Hissedebiliyorum.
Agora já sabes o que eu senti quando cá chegaste.
Sen ilk geldiğinde nasıl hissettiğimi şimdi anlıyorsun.
Quando conheci o Walter e, por fim, aceitei quem sou, senti-me culpado pela Karen.
Walter'la tanıştığımda kendimi bu şekilde kabul ettiğimde kendimi Karen'a karşı çok suçlu hissetmiştim. Hatırlıyorum.
Senti qualquer coisa.
- Bir şey hissettim.
Eu consigo senti-la.
Onu hissediyorum.
Agora vais sentir o que eu senti.
Şimdi benim hissettiklerimi hissedeceksin.
Porque ainda não senti essa vibração com alguém?
O zaman neden şu ana kadar bir elektrik olmadı?
Pode senti-lo.
Bunu hissedebilirsin.
Consigo senti-lo.
Hissedebiliyorum.
Senti a tua falta, mamã.
Seni özledim anneciğim.
Senti tanto a tua falta.
Seni çok özledim.
Como eu senti a tua falta.
Seni nasıl da özledim.
Sempre adorei o oceano e senti grande afeição pelas criaturas da profundezas.
Okyanusu her zaman çok sevmişimdir. Derinlerde yaşayan canlılara karşı da fevkalade bir yakınlık duymuşumdur.
Mas senti que ainda estavas comigo.
- Ama hâlâ yanımdaymışsın gibi hissettim.
Podiam senti-lo.
Hissedebiliyorlar.
Quando fui despedido da Polícia do Capitólio... Eu sei que não se compara mas senti-me muito mal.
Emniyet'ten kovulduğum zaman yani kıyaslanamaz biliyorum ama çok kötü hissetmiştim.
Não sei explicar como me senti, mas foi horrível.
Hissettiğim şeyi açıklayamam ama berbat bir şeydi.
Senti-me muito impotente.
Çok çaresiz hissettim.
Como eu senti a tua falta!
Seni nasıl da özledim.
Senti todas as células do corpo a serem destruídas.
Vücudumdaki her bir hücrenin parçalandığını hissetim.
Ele não te vai magoar. Eu senti-o.
- Seni incitmeyecek.
Nunca me senti melhor.
Hiç daha iyi hissetmemiştim.
Senti tanta dor!
Çok fazla acı hissetim.