Translate.vc / Português → Turco / Serás
Serás tradutor Turco
6,051 parallel translation
Schurr, serás o primeiro a ser enforcado quando chegarmos ao poder!
Schurr, güç bize geçtiğinde ilk asılanlardan olacaksın.
E tu serás fuzilado depois da revolução.
Sen de devrimin ardından vurulacaksın.
Sei que tu serás miraculosa.
Harikulade bir şey olacağını biliyorum.
Serás sempre Ray para mim. - Ha!
- Sen benim için hep Ray olacaksın.
Serás um lutador bêbado daqui a dois anos se continuares assim.
Eğer buna devam edersen iki seneye beyin hasarın oluşacak.
Ele já é mais inteligente do que tu alguma vez serás, filisteu!
Senin olabileceğinden çok daha zeki seni cahil!
Boas quecas! Eu serei tu e tu serás eu.
Ben sen olacağım, sen de ben.
Serás homenageado pessoalmente pelo Presidente dos Estados Unidos da América.
Amerika Birleşik Devletleri başkanı tarafından bizzat onurlandırılacaksınız.
Diz-nos onde ela está e serás poupada.
Kızın nerede olduğunu söylersen kurtulursun.
Vais a caminho de França, serás recebido pelo Agente Papas da agência britânica.
Fransa'ya gidiyorsun. Orada İngiltere ofisinden Ajan Pappas ile buluşacaksın.
Se o premires, não serás melhor que eu.
O tetiği çekersen benden daha iyi değilsin demektir.
Fala-me sobre as minhas boas qualidades, e se eu acreditar em ti, bem, serás livre como o ar.
Benim iyi özelliklerimi söyle eğer inanırsam buradan güle oynaya çıkıp gidersin.
De agora em diante, serás Sir Kevin.
Bundan böyle sana Sör Kevin diyeceğiz.
Meu, serás tu!
Sen olacaksın, kanka!
Certo, e serás tu?
Ve oda sen misin?
Se a tentares abrir por fora, serás atingido por 260 mil litros de água pressurizada.
Dışarıdan açılmaya kalkılırsa 265 bin litrelik su basıncı karşılayacaktır kişiyi. Su nereden geliyor peki?
Sem este dinheiro, serás nada.
Para olmadan da sen bir hiçsin.
Sem mim, não serás nada.
Bensiz sen bir hiçsin.
Te prometo que vais voar alto e serás o mais bonito, que... quando decidiste pôr um pé aqui no autódromo.
Sana yemin ediyorum buraya gelerek sen şimdi daha da yükseldin.
O Leonard é mais do que tu jamais serás.
- Leonard senden daha adam.
Serás sempre bem-vinda na minha casa.
Benim evimde her zaman yerin var.
Serás bastante requisitada.
Senden çok şey istenecek.
Então, ou o Derek procura fora um novo director da AR ou serás tu, ou será o gordinho ali.
Sonra Derek ya yeni müdürü dışarıda arar ya da seni yapar. Belki de bizim güleç oğlanı yapar.
Volta do Texas com algumas bandas novas e serás premiado.
Bak, Teksas'tan popüler yeni gruplarla dönersen ayağına taş değmez.
Serás o fã entusiasmado de música, vidrado em Indie lado B e solos de guitarra de Tom Verlaine e similares, e eu serei o empresário quando disserem "Fala da marca".
- Sen hevesli müziksever ol indie grupların b-side parçalarından, Tom Verlaine'in gitar solosundan dem vur ben de "şirketinizden bahseder misiniz" dediklerinde konuşacak sektör çocuğu olayım.
Serás conhecido nesta companhia por Sr. Rato.
Bu bölükte "Efendi Sıçan" olarak bilineceksin.
Se isto se souber Não serás responsabilizado.
Eğer herhangi bir sorun çıkarsa senin üstüne kalmayacak.
E serás sempre o meu luar
Ve hep benim ay ışığım olacaksın
Se fores a julgamento, serás arrasado.
Duruşmaya gidersen seni mahvederler.
Atiro o teu corpo Para onde não serás achado
# Göster vücudunu Bir başka bankın altındaki
O resto da tua vida, serás a pessoa que subiu ao topo do Evereste.
Hayatın boyunca, Everest'e tırmanmış adam olacaksın.
Serás bem-vinda, se quiseres vir.
İstersen sen de gelebilirsin.
Tu serás um herói. Prometo.
Sen kahraman olacaksın, söz veriyorum.
E serás sempre meu irmão.
Ve her zaman kardeşim olacaksın.
Foi tipo : "Se és assim aos 18 anos," "como serás aos 25?"
İyi de 18 yaşında böyleysen 25'inde kim bilir ne olacaksın?
Salve, Macbeth, que um dia serás rei.
Selamlar olsun, müstakbel kral Macbeth'e.
Gerarás reis, mas rei não serás.
Kral olmayacak ama krallar yetiştirecek olan.
"'Salve, Macbeth, que um dia serás rei. "'
Selam olsun, müstakbel kral Macbeth'e.
E serás rei, como te foi prometido.
Vaat edilen olacaksın hem de.
Uma coisa que não podes mudar, é que serás para sempre um empecilho.
Ama sert olan her zaman öyledir, değil mi?
Quando te irás tu casar com uma rapariga Mongol... e criar um fedelho Mongol? Então, serás um de nós!
Moğol bir kızla evlenip Moğol bir çocuğun babası olduğunda bizden biri olacaksın!
E não o serás enquanto não pedires desculpa à Patricia.
Patricia'dan özür dileyene kadar da edilmeyeceksin.
Não me importa como serás lembrado.
- Nasıl hatırlandığın umurumda değil.
Bianca, és bonita... e acho que serás uma grande cantora.
Bianca, çok güzelsin ve bence harika bir şarkıcı olacaksın.
Acho que serás um grande campeão, como o teu pai.
Sen de baban gibi büyük bir şampiyon olacaksın.
Encurta aquele directo, reduz a distância... põe-te debaixo dele, e serás capaz de rasgá-lo. Tens que fazê-lo recuar.
Mesafeyi kısa tut, kısa kroşeler vur onun altına gir sonra ona saydırabilirsin.
Serás um súbdito leal e ajudarás o teu rei?
Sadık bir eşya olup kralına yardım edecek misin?
Pensa que, da próxima vez que cá vieres, serás preso.
Unutmayın, buraya bir daha gelirseniz tutuklanırsınız.
A partir de agora, serás a sua mãe e a sua esposa.
Şu andan itibaren, onun annesini ve karısını hem olacak.
Serás para mim único no mundo.
Sen benim için dünyada bir tanecik olursun.
Ainda serás tu, certo?
Hala sensin, değil mi?