Translate.vc / Português → Turco / Serä
Serä tradutor Turco
74,271 parallel translation
Em benefício dos seus futuros terapeutas, será cobrado 200 dólares à hora para encontrar a resposta.
Gelecekteki terapistine yardım olsun diye söylüyorum, ki kendisi saatte 200 dolar alacak cevabı bulmak için.
Ao olharmos para os números... E será o que vamos ter para o resto da semana...
Değerleri incelediğimizde hafta içi boyunca göreceğimiz...
- Esta será a última vez, prometo.
Yemin ediyorum bu son.
- Pois. - Prometo que esta será a última.
- Söz bak, bu son.
E a conclusão é que se o Bram se portar bem, eventualmente ele será transferido de volta.
Sonuç olarak, eğer Bram uslu durursa nihayetinde geriye transfer edilecektir.
Este nada não será tolerado por aqui.
Burada hiçbir şey tolere edilemez.
É melhor ser uma boa idéia caso contrário será a sua última idéia.
Güzel bir fikir olsa iyi olur, aksi halde son fikrin olacak.
Será que sim?
Doğru?
Será que lhe posso pedir que me abra a janela? Posso?
Penceremi açmanızı isteyebilir miyim?
Não sei se será assim, senhor.
- Çok fazla bilmiyorum. - Tamam, memur.
Dependendo da taxa de desempenho, a conta do ar condicionado será 15, 20 % mais alta no verão.
Performans derecelendirmesine göre, soğutma maliyeti yazın % 15 ila 20 artacaktır.
Nada será mais doce outra vez.
Daha tatlı gelen bir şey bulamaz.
Tudo o que acontecer será qualquer coisa que já haveis visto.
Yaşanacak her şey daha önce gördüğün bir şey olur.
A luta nas muralhas será dura.
Surlarda savaşmak zor olacak.
Ela será o vosso fim.
- Sonunu o getirecek.
A minha dívida será paga na totalidade.
Bütün borcum ödenmiş olacak.
Sim, de certeza que o reinado da Rainha Cersei será tranquilo e pacífico.
Evet, Kraliçe Cersei'nin saltanatı da kesin barışla sürer.
E nunca será, com o conselheiro certo.
Hiçbir zaman da olmayacak doğru danışmanlarla.
Qualquer coisa que trouxerdes será inútil, a não ser que Cersei nos conceda uma audiência e, de alguma fora, for convencida a não nos assassinar assim que pudermos o pé na capital.
Cersei bize seyirci sağlamayıp bir şekilde başkente ayak bastığımız anda bizi öldürmemeye ikna edilmediği sürece getireceğin hiçbir işe yaramaz.
Bem, será tudo em vão se não tivermos um desses mortos.
Bu ölü adamlardan birini getiremezsek hiçbir manası kalmaz ki.
Será que ele...
Sanki...
Será que ele pensava... Ele pensava que eu quis nascer assim?
Sanki ben böyle doğmak mı istedim?
Não será necessário.
- Gerek yok.
Amanhã, o mundo será um local diferente.
Yarın dünya çok farklı bir yer olacak.
Um movimento não será suficiente.
Tek bir hamle yetmeyecektir.
- Será por causa do nosso tipo?
- Size bizim adam için mi gelmiş?
Será a melhor actuação que já viram.
Bu şimdiye kadar gördükleri en iyi performans olacak.
Esta noite será um verdadeiro milagre na ciência moderna, pois a nossa estrela não é uma mera actriz.
Bu gece modern bilimin gerçek bir mucizesidir, çünkü bizim yıldızımız sadece aktris değildir.
Esta noite será a noite.
O gece bu gece.
Quando olharmos através do telescópio grande será como se estivéssemos a olhar pela janela.
İçeri girip büyük teleskoptan baktığımızda, Pencereden dışarı bakıyormuş gibi olacağız.
Será que eu...?
Az önce ben...?
Isso não será feito.
Böyle geçiştiremezsin.
Será publicado em cada banco de autocarro de Fort Reed até Fort Worth.
Fort Reed'den Fort Worth'a kadar her otobüste resmin olacak.
Não será gentilmente.
Kibarca olmayacak.
Participantes voluntários no que algum dia será considerado a maior expedição científica e religiosa da história da humanidade.
Bir gün en büyük bilimsel ve dini yolculuk olarak görülecek... bir şeyin parçası olmak isteyen gönüllü katılımcıları.
E nada no seu currículo ou trabalho até agora, me faz acreditar que você será útil nesta empreitada.
Ve ne özgeçmişin, ne de şu ana kadar yaptıkların beni bu girişim için faydalı olduğuna inandıramadı.
Quantos mais locais de adoração fizermos, mais forte será a nossa influência.
Ne kadar çok tapınak inşaa edersek, Etkimiz o kadar güçlenerek büyür.
Então será melhor irmos embora.
O zaman, buradan gitsek iyi olur.
Será melhor começarem a escalar.
Tırmanmaya başlasak iyi olur.
Desde que o Bram não se meta em mais problemas, eventualmente, ele será trazido de volta.
Bram bir süre beladan uzak durursa eninde sonunda geri dönecektir.
O próximo passo será a guerra.
Bir sonraki adım savaş olacak.
Mas não será um sonho demasiado terrestre?
Ancak bu, bir Earther'in rüyası mı?
Em breve, a tua lenda será melhor que a minha.
Yakında efsanenin benden daha iyi olacak.
Daxam garante que será o seu último combate.
Daxam adına seni temin ederim ki, bu son karşılaşman olacak.
A vitória será rápida.
Kazanmam hızlı bir şekilde olacak.
Se deitares abaixo um inimigo, será difícil despedir-te.
Büyük, öldürmesi zor olan birisinin işini bitir. O zaman seni kovmayı tekrar düşünür.
Os carros no parque do Walmart indicam quão bom será o trimestre.
Walmart'ın araba parkındaki arabaları ne kadar bölgeye sahip olduğunu gösterir.
Ou será que é o que ele quer que tu penses?
Acaba gerçekten öyle mi düşünüyor yoksa senin öyle düşünmeni mi istiyor?
Disse que será um grande caso para quem o substituir.
Sıradaki başsavcı kim olacaksa onun için Kurt Williams büyük bir dava olacaktır.
Será trabalho duro.
- Çok pis bir yola girdin.
Não será difícil encontrar ratos mortos.
Ölü fareleri bulmak o kadar zor olamaz.