English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Português → Turco / Seymour

Seymour tradutor Turco

662 parallel translation
"Little Arnie" vem a seguir. "Seymour's Darling" e "Best Seller".
Little Arnie, Seymour's Darling ve Best Seller arkalarında.
E "Seymour's Darling".
Ardında Seymour's Darling.
"Seymour's Darling" é terceiro...
Seymour's Darling üçüncü...
"Seymour's Darling" e "Best Seller".
Seymour's Darling ve Best Seller da takipte.
"Seymour's Darling" é terceiro... e "Little Arnie" avança rápidamente por fora.
Seymour's Darling üçüncü... Little Arnie dışarıdan hızlı geliyor.
"Seymour's Darling" é terceiro e "Early Streak".
Seymour's Darling üçüncü, ardında Early Streak.
É "Little Arnie" e "Seymour's Darling".
Little Arnie ve Seymour's Darling çekişiyor.
"Seymour's Darling" é terceiro por meio... E "White Fire" acaba em quarto.
Seymour's Darling yarım boyla üçüncü... ve White Fire dördüncü bitiriyor.
Seymour.
Seymour.
Nunca me compraram águas-furtadas, e a Molly vai trazer uma aula nova.
Hiçbiri bana çatı katı almadı. Molly yeni bir sınıf açıyor. - Seymour sana hep iyi davranırdı.
- O Seymour sempre foi simpático. - Comprava-me chocolates.
- Bana Mr. Goodbar çikolatası alırdı.
Seymour!
Seymour!
Fica com elas, Seymour.
Seymour, onlarla kal.
O Cabo Seymour vai informá-las acerca dos vários turnos.
Onbaşı Seymour, görevleriniz hakkında bilgi verecek.
Oates, representado pelo nosso adorável Terence Lemming, que é um oficial inglês de Londres atirado para a Marinha dos E.U.A., e Bowers, representado por Seymour Fortescue, o atleta olímpico de salto à vara.
Oates'u Amerikan donanmasındaki İngiliz subay Terence Lemming oynuyor Bowers'ı oynayan Seymour Fortescue Olimpik sporcu.
O juiz Seymour Watson a presidir.
Mahkemeyi Yargıç Seymour Watson yönetecektir.
- Seymour Crane, mas..
Ben Seymour Crane.
Olá, este é o Seymour.
Merhaba. - Bu Seymour.
Dás cabo de mim, Seymour. Dás cabo de mim com esta história de espionagem.
Beni öldürüyorsun Seymour bu budalaca casus işiyle beni öldürüyorsun.
És o meu filho, Seymour Gold Farb Junior. Filho de Seymour Gold Farb, Deus o tenha. E herdeiro da fortuna das cintas Gold Farb.
Oğlum küçük Seymour Goldfarb'a bakıyorum Tanrı onu korusun, Seymour Goldfarb'ın oğlu ve Goldfarb Korseleri servetinin varisi.
Afasta isso que ainda dispara.
Seymour kaldır şunu. Patlar sonra.
- É Seymour, peço desculpa.
Seymour. Pardon.
O soldado Seymour viu-os na estrada.
Er Seymour onları yolda görmüş.
Vão por Seymour. Se pararem pelo caminho, fica sempre um com o Biko.
Mola verdiğinizde de Biko'nun yanında sürekli bir adam olsun.
Alimenta-me, Seymour.
Beni doyur, Seymour.
Alguém da imprensa chamado Seymour vai falar comigo.
Seymour isimli biri benimle konuşmak üzereydi.
Seymour?
- Seymour?
O ascensorista era Chuck, e Seymour era o rapaz na banca de jornal.
Asansör operatörü Chuck'tı, ve Seymour tezgahın ardındaki çocuk oluyordu.
Seymour, o quê...
Seymour...
Eu não acho, Seymour.
Hiç sanmıyorum, Seymour.
Seymour, não é sua culpa.
Bak, Seymour, senin suçun değildi.
Seymour, você foi abandonado?
Seymour, ailen seni terk mi etti?
Bem, não podiam porque Allison e Seymour desapareceram na noite em que Nick morreu, o que, por acaso, é hoje à noite.
- Kanıtlayamazlar çünkü Allison ve Seymour, Nick'in öldürüldüğü gece ortadan kayboldular ki, bu da, bu gece oluyor.
Allison e Seymour?
Allison ve Seymour mu?
Então, se eles foram deixados onde morreram, por que esconder Allison e Seymour?
Vuruldukları yerde bırakılmışlarsa, neden Allison ve Seymour'u saklasın ki?
Mas com um corpo daqueles, como poderia estar interessada em Seymour, não importa o quão estranha ela seja?
Bu vücuda sahip biri nasıl olurda Seymour'a ilgi duyabilir ne kadar tuhaf fantazisi olursa olsun?
Meu Deus, estou a pensar como Seymour.
Tanrım, Seymour gibi düşünüyorum.
Eu acho que é ao contrário, Seymour.
Sanırım tam tersi, Seymour.
Acho que era tão ingénua quanto Seymour.
Seymour gibi safım, he?
Por que demorou tanto, Seymour?
Neden bu kadar geciktin, Seymour?
Nick está cansado e magoado.
Onun kusuruna bakma, Seymour.
Ele não falou sério, Seymour.
Öyle demek istemedi.
Olhe, Seymour, você... você não é um nerd ou um parvo, ou tonto nem nada daquilo que eu te chamei.
Bak, Seymour, sen dangalak, salak, enayi ya da sana ne dediysem hiçbiri değilsin.
Até logo, Seymour.
Görüşmek üzere, Seymour.
Seymour.
- Seymour.
Só estou a pensar como em 20 anos "no alvo" passou de Seymour para a gíria dos negros.
Merak ettiğim şey nasıl oldu da 20 yıl içinde "metres" kelimesi Seymour'dan zenci argosuna geçti.
Seymour está a morrer, Nick!
Seymour ölüyor, Nick!
Não era isso que procurava, Seymour?
Aradığın da bu değil mi, Seymour?
Estão todos presos... pelo assassinato de Seymour Skinner.
Seymour Skinner cinayetinden dolayı hepiniz tutuklusunuz.
Jane Seymour como a mulher que ele amava... e Neil Patrick Harris como Bart Simpson.
Jane Seymour aşık olduğu kadın... ve Neil Patrick Harris Bart Simpson rolünde.
- O Seymour está?
- Seymour orada mı?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]