Translate.vc / Português → Turco / Shopping
Shopping tradutor Turco
606 parallel translation
- Carro-patrulha número 6, dirija-se à Estrada de Kingston, ao Centro Comercial de Ashley.
Devriye arabası altı numara, Rota 14'te Kingston Road'a, Ashley's Shopping Center'a devam edin :
Carro-patrulha número seis, dirija-se à Estrada de Kingston, ao Centro Comercial de Ashley.
Rota 14'te Kingston Road'a, Ashley's Shopping Center'a devam edin :
Teremos mais sons ligeiros dentro de um minuto, mas primeiro, a 10 minutos da uma hora, estamos a transmitir da KRML, no Carmel Rancho Shopping Center, terra do bucaneiro, a boutique do homem.
Bir dakika sonra başka güzel parçalar dinleyeceğiz... ama öncelikle, saat başına on dakika kala, KRML'deki yayınımız... Carmel Çiftlik Alışveriş Merkezi'nin... maceracıların, gerçek erkeklerin mağazasının reklamıyla sürecek.
Ninguém surfa para sempre excepto o velho Shopping Cart.
Kimse sonsuza dek sörf yapmaz. Şu eski alışveriş arabası dışında. Tek kalan o.
Se estivesse em Nova York, provavelmente estaria no shopping.
Şimdi eğer New York ta olsaydım belki de şu an alışverişteydim.
Foi numa questão sobre loteamento referente ao terreno dum shopping center.
Tartışma konusu bir alışveriş merkezi bölgesi üzerineymiş.
E este bom homem negro e a rapariga do shopping.
Bir de bu iyi siyah adam ve satıcı kız.
- Clientes de um Shopping?
- Alışveriş merkezleri mi? - Hayır, familyalar.
Chegou enfim a véspera de Natal e com ela o nov o Shopping Lak eside.
Evet, sonunda Noel akşamı geldi ve yeni Lakeside alışveriş merkezi açıldı.
Pai, podemos ir ao novo Shopping Lakeside?
Baba, Lakeside Alışveriş Merkezi'ne gidebilir miyiz?
Então, podemos ir ao novo Shopping Lakeside?
Baba, yeni açılan Lakeside'a gidebilir miyiz?
Vou contar-vos uma coisa sobre o Shopping Lakeside.
Çocuklar, size Lakeside hakkında bir şey anlatayım.
Roubou o negócio ao meu shopping. Se isto continuar, vamos falir e viver para uma caixa debaixo da L. Nós não.
Bizim oranın müşterilerini kendine çekiyor ve böyle devam ederse iflas edip, demiryolunun altında bir karton kutu içinde yaşamaya başlarız.
Aquele shopping não é bom.
O kadar da muhteşem bir yer değil orası.
Meu Deus, adoro o Shopping Lakeside.
Tanrım, Lakeside'ı çok seviyorum.
Só vou àquele shopping porque fica mais perto e é melhor do que o vosso.
Yapma, Al. Oraya gitmemin sebebi sizinkinden daha yakın ve daha iyi olduğu için.
Não no meu shopping, filho.
Benim çalıştığım alışveriş merkezinde değil evlat.
Vão ao shopping que me matou.
Beni öldüren alışveriş merkezine gidiyoruz.
Al, já foste ao novo shopping?
Al, yeni alışveriş merkezine gittin mi?
Talvez mostrem o Pai Natal a chegar ao shopping.
Haber zamanı. Belki, Noel babanın Lakeside'a paraşütle inmesini gösterirler.
Não vão passar o tempo a promover um shopping.
Sanki, anahaber yayın akışını bir alışveriş merkezine ayıracaklar.
Bem, Connie, estou aqui no lotado Shopping Lak eside.
Connie, kalabalık Lakeside merkezindeyim.
E como se os preços não fossem já bem baixos, o Pai Natal, com ténis Reebok, à venda na Weejee's do shopping, vai aterrar de pára-quedas a qualquer instante.
Sanki ucuz fiyatlar yetmiyormuş gibi Noel baba Weejee's de satılan son model Reebok ayakkabıları ile birazdan paraşütle atlayacak.
Lembrem-se, traz um saco de cheques-prenda para o shopping.
Ve unutmayın, bir çuval dolusu Lakeside'da geçen hediye çekleri var yanında.
O Pai Natal detesta o Shopping Lakeside.
Noel baba, Lakeside'dan nefret ediyor.
A propósito, adoro o seu shopping.
Bu arada, alışveriş merkezinizi seviyorum.
São cheques de 10 dólares do Shopping Lakeside.
Sanki çatıdan düştü. Bakın! 10 dolarlık Lakeside Alışveriş Merkezi hediye çeki.
Vamos encontrar-nos amanhã à noite naquele shopping.
Yarın akşam alışveriş merkezinde buluşalım.
Ouvi uma conversa hoje, no shopping.
Alış veriş merkezinde bir şey duydum bugün.
Não esqueçam que sábado será o dia dos Bulls no Shopping Northgate.
Evet, unutmayın cumartesi günü Northgate Alışveriş Merkezi'nde Bull günü var.
Para ter sucursais em todos os shopping dos suburbios.
Ülkedeki her alışveriş merkezinde bir şubesi kurulur.
Quando estes respondões safados voltarem, eles terão mergulhado os pés num lago de cultura, Antes de voltar à sua sina de dobrar camisas no Shopping.
Bu acımasız küstahları size geri teslim ettiğimde bir mağazada gömlek katlamak olan gelecekleri öncesinde ayak parmaklarını bir kültür gölüne sokmuş olacaklar.
"Hoje aquele terreno é um... uh, mini-shopping com um salão de beleza,"
" Bugün o boş arsada, solaryum salonu, ve de bu yıl beş kez soyulmuş olan...
Home Shopping Club.
Ev alışveriş kulübü.
Eu juro que ela estava sobre o canal shopping venda brincos na semana passada.
Sana yemin ediyorum geçen hafta şu alışveriş kanalında küpe satıyordu.
Eu pregava a palavra de Deus... num shopping em Palm Springs... e eles expulsaram-me.
Palm Springs'teki bir AVM'de Tanrı'nın sözlerini telkin ediyordum ve beni kovdular.
O meu amigo em Long Island disse que ele foi apanhado num shopping,
Long Island'daki dostum bir alisveris merkezinin önünde yakalandigini söyledi.
- Espere, você disse shopping?
- Bir dakika, AVM mi dedin?
Quando vou ao shopping com o meu filho, vamos sempre à loja de brinquedos.
Küçük oğlumla alışveriş merkezine her gidişimizde oyuncakçıya da uğrarız.
Este nao é o filha da puta que estava no outro dia no shopping?
Şu geçen gün alışveriş merkezindeki serseri değil mi?
Home Shopping Network.
Evden alışveriş kanalı.
- Sim. Em direcção ao shopping.
Alışveriş merkezi.
Entretanto, na escola, toda a gente andava a falar... do encontro com a morte da Tai, no shopping.
Bu arada okulda, herkes Tai'ın ölümle burun buruna gelmesini konuşuyordu.
Cher, é verdade que alguém do gang tentou matar a Tai no shopping?
Çeteci çocukların Tai'ı vurmaya çalıştığı doğru mu?
- Podemos ir ao shopping logo?
- Sonra pazara gidebilir miyiz?
No shopping.
Alışveriş merkezinde.
Isto é o shopping.
Alışveriş merkezi.
- Sou do Shopping Lakeside.
Sana ne?
O saco do shopping é o convite.
Bir arabanın yanında tüm gün dikilebilirsin.
Volta para o shopping ou isso.
Alışveriş merkezine falan git.
No shopping?
- Alışveriş merkezi mi?