Sidekick tradutor Turco

O idiota não tirava os olhos de mim, agarrado ao seu Sidekick, sempre a espicaçar-me.

O nohut gözlü küçük angut yine arkadaşının yanına oturmuş, yine bana gaz veriyordu.

- Acompanhante?

- Sidekick?

Vês isto aqui? "Sidekick"...

Bunu görüyor musun?

Então, Silas, isso é um daqueles pagers da Sidekick?

Silas, elindeki şu yeni telefonlardan mı?

Mas eu só tenho um T-Mobile Sidekick.

Ama bende T-Mobile Sidekick var.

Quando acabarem com este materialismo, enviem-me uma mensagem para o Sidekick.

Bu sıkıcı maddiyatçılığına son verdiğinde bana mesaj atarsın.

Ah, e podias configurar o meu novo Sidekick?

Benim için şu telefonu programlayabilir misin?

Bem, a tua sorte é que sou mestre a manusear o Sidekick.

Sansa bak bunlardan çok iyi anlarım.

Ouve, tu precisas de um Sidekick ou um iPhone ou um telefone giratório, se tiver que ser.

Beni iyi dinle, bir yardımcı veya bir iPhone, veya bir çevirmeli telefon almak zorundasın.

É um Sidekick, vou para o carro.

- Bir Sidekick.

És difícil e cansativo, e talvez eu não queira colocar o resto da minha vida num impasse para ser tua ajudante.

Sen zor ve yorucu, ve belki ben istemiyorum koymak için hayatımın geri kalanı beklemeye senin olmak sidekick.

And your sidekick is some kind of fairy English cop.

- Arkadaşın da bir tür tekerlek İngiliz polisi.

- Ajudante ao salvamento.

Kurtarmak için sidekick.

Este estouradinho é o "Robin" do Vigilante.

Bu küçük badass. - Vigilante sidekick.

Não me chames de Robin.

- Bana onun lanet sidekick demiyorlar.

- Outro "Robin"?

- Başka bir sidekick?

Quando nasce o seu bebé?

Evet, Sidekick en iyisidir.