Translate.vc / Português → Turco / Sizzle
Sizzle tradutor Turco
18 parallel translation
É para o nosso filme Sizzle.
Evet.Kendi şovumuz için.
Desculpa ter trazido o Sizzle, sei que não se suportam, mas é a minha companhia favorita em festas.
Sizz'i de getirdiğim için üzgünüm. Aranız biraz kötü biliyorum ama o benim favori parti yoldaşım. Kadınlar bayılıyor.
É um ex-colega de equipa, alguém que pediu para vir ao programa na vossa festa do outro dia, um dos melhores linebackers da National Football League,
Eski takım arkadaşı. Ufak toplantınız sırasında programa katılmak istediğini söyleyen birisi. NFL'deki en iyi sol beklerden birisi T-Sizzle, Terrell Suggs.
O nosso rapaz acabou de abater verbalmente o Sizzle.
Bizim oğlan Sizzle'ı kelimelerde gömdü.
Maldito Sizzle!
Siktiğimin Sizzle'i.
- O Sizzle estava a pedi-las.
- Sizzle haketmişti.
- A tua briga não se deveu ao Sizzle.
O kavga Sizzle ile ilgili değildi.
Não quero abrir feridas antigas, mas, se precisas de ir atrás de alguém, não é do Sizzle.
Eski yaraları deşmeyi sevmem. Sadece diyorum ki arkasından gitmen gereken biri var ve bu Sizzle değil.
- Convidaste o Sizzle?
- Sizzle'ı mı davet ettin?
Vou assinar com o Sizzle e ficar com o resto dos clientes do Andre.
Sizzle'a imza attıracağım ve Andre'nin diğer müşterilerini de alacağım.
O Sizzle disse ao Bleacher Report que se entenderam, ontem à noite.
Sizzle Bleacher Report'a dün gece barıştığınızı söylemiş.
- O Sizzle está na sala de reuniões.
Sizzle konferans odasında.
O T-Sizzle não precisa de fazer marcações na ASM.
Hayır hayır, T-Sizzle'ın ASM'de asla randevuya ihtiyacı yoktur.
Só me interessa o Sizzle e proteger os seus interesses.
Tek düşündüğüm Sizzle ve onun ihtiyaçlarının karşılanması.
Não sou tua assistente, Sizzle.
Ben senin asistanın değilim Sizzle.
Sugiro que joguemos limpo, até estarmos oficialmente inscritos. Depois, podemos ir atrás do Sizzle ou de quem quisermos.
Resmi ruhsatımızı alana kadar temiz oynayalım... sonra da Sizz'i kovalıyorsun napıyorsan yaparsın derim.
Afinal, foram os rapazes do Sizzle que trouxeram esta chuva.
- Sizzlecılar ortama hava kattılar
Tentei mantê-lo escondido mas ele anda a ameaçar-me desde que roubámos o Sizzle.
Hasırlatı etmeye çalıştım ama Sizzle'ı çaldığımızdan beri kafama kakıp duruyor.