Translate.vc / Português → Turco / Skate
Skate tradutor Turco
643 parallel translation
Finalmente vou poder ensinar-te o twisted-flip no skate.
Kesinlikle sana kaykayı havada döndürmeyi öğreteceğim.
Provavelmente deslizas num skate quando ele tiver acabado de te partir os joelhos.
Diz kapaklarındaki işi bittiğinde kaykayla dolaşmak zorunda kalırsın.
Rapaz do skate, uma coca-cola.
- Hey, Çinli çocuk, bir kola lütfen. - Tamam
Por que uma mulher da idade da Estelle usaria um Skate?
Ne tür bir kadın Estelle yaşında kaykay yapar?
Mãe, a Kelly estacionou em cima do meu skate.
Anne, Kelly kaykayımın üstüne park etmiş.
Já disse que não vos quero a andar de skate no meu distrito.
Size daha önce de söyledim, benim bölgemde kaykaya binmek yok.
Não estamos a andar de skate, Sargento.
Kaykaya binmiyoruz çavuş.
Isto é que é andar de skate.
Kaykaya binmek böyle olur.
O KyIe, aquele malvado do skate.
Kyle, şu kaykaylı serseri.
Uns inúteis de skate armaram confusão no centro comercial.
Kaykaylı serseriler alışveriş merkezinde olay çıkardı.
- Quero um skate e um blusão de pele.
Kendime yeni bir kaykay ve bir deri ceket alacağım.
Belo skate, Bud.
Güzel kaykay, Bud.
Até porque, não sei andar de skate.
Bu arada, asla paten kaymam.
- Alguém me tirou o skate?
Kaykayımı birisi mi aldı?
Estava sempre a adormecer, por isso é que estou no skate.
Bunu uyuyakalmamak için yapıyorum.
Eu percebo que não deixem entrar os macacos grandes e selvagens, mas e aqueles muito espertos que vivem entre nós, que andam de skate e fumam cigarros?
Vahşi Gorilleri Cennete almamalarını anlarım Fakat zeki olup bizimle birlikte yaşayanlara Paten yapıp sigara içenlere ne olacak?
Vou saltar o Desfiladeiro de Springfield com o meu skate.
Otto, kay kayımla Springfield geçidinin üzerinden atlayacağım.
Sr. Murdock, o meu irmão vai saltar o Desfiladeiro de Springfield de skate.
Bay Murdock, kardeşim kay kayıyla Springfiel geçidinin üzerinden atlayacak.
E andas de skate neles pela cidade toda, muita louca.
Ve onlarla şehirde kayacaksın.
Pões uma roupa de skate nele, o coloca-lo num skate e o joga-lo no corredor para derrubar os pinos.
Agabeyini kaykay gibi giydirip bir kaykaya baglayip agaçlikli bir yoldan asagi dogru firlatiyorsun.
Parti o tornozelo no skate.
Kayarken bileğim kırıldı.
Homer, viste o meu skate?
Hey, Homer, kaykayımı gördün mü?
- O skate da Barbara Mandrell!
- And Barbara Mandrell'in ( Bir aktrist ) pateni.
- Talvez. - Queres ir andar de skate?
- Hey, kaykay sürmeye gitmek ister misin?
Esta coisa da claridade levou-me a um novo nível, e o meu skate está...
Bu bağış olayı, beni yepyeni bir seviyeye çıkardı.
Não sou eu que estou a pagar 40 milhões, para que um Neandertal faça skate no gelo.
Bazı Neanderthallere buzda kaysınlar diye 40 milyon dolar veren ben değilim.
Ele pensa que anda melhor de skate que eu, não é?
Demek kaykayda beni alt edebileceğini sanıyor, ha?
Quero voltar atrás e andar de skate no centro de Rockefeller.
Rockefeller Center'da paten kaymak istiyorum.
- Agarram-se e vão de skate.
- Tampona tutunup gezinmek.
Vocês andam de skate?
Kaykay mı sürüyorsunuz?
Tentamos, mas a bófia rouba-nos sempre o skate.
Deniyoruz. Polisler kaykaylarımızı hep haczediyor.
Empresto-te o meu skate.
Benim kaykayı kullanabilirsin.
A Lisa está a andar de skate com uns miúdos fixes.
Lisa, havalı çocuklarla kaykay yapıyor.
Toma o teu casaco, e o teu skate.
- Greg. Ceketin. Kaykayın.
Caíste do skate?
Kaykayından mı düştün?
Já não tenho skate.
Artık bir kaykayım yok.
Desde que cheguei a Oz, rezei mais do que antes do exame para a Ordem, mais do que no dia em que o meu filho caiu do skate.
Oz'a geldiğimden beri Baro sınavından önceki gece ettiğimden daha fazla dua ettim. Oğlum kaykaydan düştüğü zamankinden de çok.
O meu skate.
- Kaykayım!
Agora é o skate do Willie.
- Artık Willie'nin kaykayı oldu.
Este planeta é um parque de skate gigantesco.
Bu gezegen dev bir kaykay parkı gibi.
Nunca beijei a Chase Hammond no ringue de patinação na 6ª classe.
Ben de Chase Hammond'ı, altıncı sınıftayken Skate Palace'da öpmedim.
Desde que foste embora, tem sido só cinema, festas andar de skate, parques de diversão.
Sen gittiğinden beri, varsa yoksa sinema, partiler paten kaymaca, eğlence parkları.
Aprendi "skate" quando era pequeno.
Küçük bir çocuk gibi paten kaymasını öğrendim.
Não podes jogar computador ou andar de skate durante três semanas.
Üç hafta Mario Cart oynamak ve kaykay yok.
Muito bem. O teu meio de transporte favorito é o skate.
Tamam, ulaşım tercihin kaykay.
Lembra-te disto na próxima vez que quiseres um skate.
Bir daha kaykay istediğinde bunu hatırla.
Depois de tudo, afinal vai prender um índio vigarista de meia-tigela com base no testemunho desesperado de um patareco de skate.
Bütün olanlardan sonra, zavallı bir Kızılderili üçkağıtçıyı yarım akıllı bir kaykaycının sözlerine dayanarak cinayetten tutuklayacak mısın?
A minha prancha de Skate.
Kay kayım.
Ei, meu, partiste a minha prancha de skate.
Hey, dostum. Kaykayımın üzerinden geçtin.
- Não andam lá de skate?
Don't they skate out there?
Estupores! Quanto custa este skate e quanto roubaram?
Elimdekiyle çaldıklarınızın değeri aynı mı?