Skipper tradutor Turco

Tal como eu não podia trazer a primavera antes de tempo... nem evitar que o inverno se amarrasse à terra... num abraço glacial.

Baharın gelmesini her zamankinden daha fazla istiyordum. Oysa kış dünyayı sarmış ve geçmek bilmiyordu sanki. Skipper!

- Isso é um verdadeiro elogio.

Skipper'dan beklenmeyecek bir iltifat.

Não devia abandonar a sua posição.

Buradayım Skipper.

- Por todos os...

- Skipper? ! - Harry, dikkat!

Tu e o Skipper faziam uma bela equipa.

Sen ve Skipper bayağı iyi bir ikiliydiniz.

O meu erro foi ter tentado contar-te do Skipper.

Galiba hatam Skipper'la aramızda geçenleri anlatmaya çalışmaktı.

Eu não devia ter confessado.

- Sana hiç... - Skipper'dan bahsetme!

Não fales do Skipper!

Ciddiyim!

Não em relação ao Skipper e a nós!

Skipper hakkında susmayacağım.

Naquela noite no hotel, o Skipper e eu...

O gece otel odasında Skipper...

Sobre o Skipper, sobre mim e sobre ti próprio. - Pessoal?

Skipper'la, benimle, kendinle ilgili gerçeklerle!

Continuas a culpar-me pela morte do Skipper.

Skipper'ın ölümü için hala beni suçluyorsun!

Eu amo-te e vale a pena lutar por isso, não pelo Skipper.

Seni seviyorum. Bu da savaşmaya değer.

Brick, o Skipper morreu e eu estou viva!

Ama Skipper öldü! Bense yaşıyorum!

Começaste a beber quando o teu amigo Skipper morreu. Não é verdade?

Sen arkadaşın Skipper'ın ölümüyle içmeye başladın.

Nós éramos amigos. Consegue perceber isso?

Skipper benim dostumdu, anladın mı?

O Gooper e a Mae dizem que ele era...

Gooper dedi ki, Skipper...

O Skipper é tudo o que me resta e está a arrastá-lo pela sarjeta!

Hayatta inanabileceğim bir tek Skipper kaldı geriye!

Vocês jogaram futebol juntos e marcaram uns ensaios.

Sen Skipper'la futbol oynardın.

Por que cedeu ele?

Skipper niye sinir krizi geçirdi?

E que mais... do Skipper?

Başka neye ihtiyacın var? Skipper'a mı?

Quer saber o que destruiu o Skipper? Pergunte à Maggie,''a gata''.

Skipper'ın neden kriz geçirdiğini öğrenmek istiyorsan Kedi Maggie'ye sor!

O que se passou entre o Skipper e a Maggie?

Skipper'la Maggie arasında ne oldu?

Que se passou entre ti e o Skipper?

Skipper'la aranda ne vardı?

O Skipper não gostava de mim.

Skipper beni sevmezdi.

Formaste a tua equipa para o Skipper.

Skipper yüzünden kendi takımını kurdun.

Por isso, odiei o Skipper.

Bu yüzden Skipper'dan nefret ediyordum!

O Skipper estava bêbado.

Skipper sarhoştu.

Estás a tentar dizer que não aconteceu nada?

Yani Skipper'la aranda bir şey olmadı mı?

- Mas ele jogou.

- Ama Skipper oynadı.

Conta quantas vezes o Skipper, se atrapalhou, tropeçou e caiu.

Skipper'ın kaç kez topu elinden kaçırdığını tökezlediğini ve darmadağın olduğunu anlat.

Sem ti, o Skipper não valia nada.

Sen olmayınca Skipper bir hiçti.

Mas não vi o que se passou no quarto do Skipper!

Ama Skipper'ın otel odasında olanları görmedim.

Diz ao Big Daddy o que fazias no quarto dele.

Koca Baba'ya neden Skipper'ın odasına gittiğini anlatsana.

La livrar-me do Skipper.

Skipper'dan kurtulacaktım.

La prová-lo, mostrando-lhe, que o Skipper faria amor com a mulher do seu melhor amigo.

Bunu kanıtlamak için... Skipper'ın en iyi dostunun karısıyla yatabileceğini gösterecektim.

E se me odiasses a mim, em vez dele?

Ya Skipper yerine benden nefret etseydin?

Queria livrar-me do Skipper mas sem te perder a ti.

Skipper'dan kurtulmak istedim. Ama seni kaybetmek pahasına değil.

Ele culpa-me da morte do Skipper.

Skipper'ın ölümünden beni sorumlu tutuyor.

Talvez me tenha livrado do Skipper mas ele acabou por ganhar.

Belki sonunda Skipper'dan kurtuldum. Ama yine de kazanan Skipper oldu.

- O Skipper disse-me.

- Skipper söyledi. - Ne zaman?

Por que desligaste, quando ele telefonou?

Neden Skipper seni aradığında telefonu yüzüne kapattın?

Mas uma coisa era certa o Skipper estava assustado.

Ama kesin olan bir şey vardı. Skipper korkmuştu.

Aquele som parecia o grito dele a pedir ajuda.

Sanki telefonun sesi Skipper'ın yardım isteyen çığlığı gibiydi.

Tu não o mataste.

Skipper'ı sen öldürmedin.

Eu e o Skipper éramos amigos.

Skipper ve ben dosttuk.

- O Skipper não prestava.

Skipper değmez.

- Maggie...

Skipper iyi biri değildi!

Porquê?

Skipper seni niye sevmezdi peki?

Por que se matou ele?

Skipper neden kendini öldürdü?

O Skipper com medo?

Skipper korkuyordu!