English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Português → Turco / Sofia

Sofia tradutor Turco

1,350 parallel translation
Deixaram a condessa Shopia para trás...
Ailesi. Kontes Sofia'yı terk ettiler.
Sofia, meu amor!
Sophia, aşkım!
Igreja de Santa Sofia.
Santa Sofia Kilisesi.
Eu fui um dos que disparou, a Sofia também, sabes como é.
Ateş edenlerden biri de bendim. Tabi Sofia'da etti, yönetmeliği biliyorsunuz.
- Sofia, não podemos falar sobre isso.
Sofia... soruşturmayla ilgili konuşamayız.
O Brass, a Sofia, o Adams, o Davis e o Carroll tinham todos munições de 9 mm.
Brass, Sofia, Adams, Davis ve Carroll, hepside 9 mm lik kullanıyorlardı
Sofia, tens de tirar isso da cabeça, isso é veneno.
Sofia. Bunu kafandan atmalısın ; bu bir zehir.
Sara, tu és a Sofia.
Nick, sen Brass ol.
Já falaste com a Sofia?
Sofia'yla konuştun mu?
- Não foi a Sofia.
Sofia vurmadı.
A Sophia disse que a porta estava aberta, se calhar pisgou-se.
Sofia kapının açık olduğunu söyledi, belki dışarı kaçmıştır.
E a Sofia está de baixa. Ambos os turnos estão desfalcados.
Ve Sofia'da kendi ayrılma işlemleriyle ilgileniyor.
Estou contente por teres decidido ficas, Sofia.
Kalmaya karar verdiğine sevindim, Sofia.
Bom dia, Sofia.
Günaydın Sofia.
- Não acabámos nada, Sofia.
- Daha bitmedi Sofia.
Enquanto a pequena Sofia está com a preceptora, a Sra. Garret consulta o Sr. Bullock.
Küçük Sofia, hocasıyla ders yaparken... Bayan Garret, Bay Bullock'la fikir alışverişinde bulunuyor.
Sofia?
Sofia?
- Responde com palavras, Sofia.
- Lütfen sözle cevap ver Sofia.
- Uma menina, Sofia.
- Kız. Adı Sofia.
Não acreditas que ele pensa que, para onde vamos, eu deixaria a Sofia para trás?
Onunla birlikte kaçsak, Sofia'yı burada bırakacağımı... düşünmüş olamaz, değil mi?
Cuidar da Sofia tem sido uma grande alegria... e uma grande liberdade.
Sofia'ya bakmak bana büyük bir mutluluk... ve özgürlük hissi veriyor.
Vamos dar uma volta, Sofia?
Yürüyüşe çıkalım mı Sofia?
Por ter assumido a educação das crianças do território, incluindo a minha Sofia, os meus agradecimentos, que penso não ter expressado adequadamente quando falámos.
Kamptaki çocukların eğitimini üstlendiğiniz için... bunlara Sofia'm da dâhil, teşekkür ederim. Son konuşmamızda bunu yeterince dile getirememiştim.
Muito bem, Sofia.
Çok iyi Sofia.
Queres um prémio por fazeres contas?
Soruları bildiğin için ödül mü istiyorsun Sofia?
Tomámos chá de bagas antes da aula da Sofia.
Sofia'nın dersinden önce böğürtlen çayı içtik.
Podes mostrar ao William o teu canto na outra sala, Sofia?
William'a diğer odadaki köşeni gösterir misin Sofia?
Deseja, então, tomar também a Sofia ao seu cuidado?
Sofia'yla da ilgilenmeyi istiyor musunuz?
A Sofia está a dormir a sesta.
Sofia uyuyor.
Agradeço-lhe por ter examinado a Sofia.
Sofia'yı muayene ettiğiniz için teşekkür ederim.
O Sr. Swearengen veio apenas conversar, Sofia.
Bay Swearengen sadece konuşmak için gelmiş Sofia.
Agora, sou a professora da Sofia, assim como a tutora.
Şimdi Sofia'nın hem vasisi hem de öğretmeniyim.
- Bom dia, Sofia.
- Günaydın Sofia.
- Sofia pode aprender em outro relógio.
- Sofia başka bir saatten öğrenebilir. - Peki.
Então, boa noite à senhora e à Sofia.
Öyleyse size ve Sofia'ya iyi geceler dileyeyim.
Tenho respeito pela sua formação e inteligência, Menina Isringhausen, e estou-lhe grata pelo seu trabalho na educação da Sofia.
Eğitiminize ve zekanıza büyük saygı duyuyorum Bayan Isringhausen... ayrıca Sofia'nın eğitimi için verdiğiniz emeklere minnettarım.
Menina Isringhausen, Cotton Mather teria considerado... duros e tristes... os padrões que impôs tão decididamente a mim e à Sofia... e, claro, a si própria.
Bayan Isringhausen, bana, Sophia'ya... ve tabii ki kendinize gösterdiğiniz... davranış biçimini, tutucu papaz Cotton Mather bile... sert ve sıkıcı bulurdu.
- Não me despedirei da Sofia, para evitar que fique triste.
- Üzülmemesi için... Sofia'ya veda etmeyeceğim.
Às vezes senti que não conseguia viver com elas, mas descobri que consigo, Sofia. Descobri isso.
Zaman zaman olanlara katlanamayacağımı zannettim... ama şimdi anladım ki bununla yaşayabiliyorum Sofia.
Podes olhar para mim agora, Sofia?
Bana bakabilir misin Sofia?
Como está a Sophia?
- Sofia nasıl?
"O nome da pomba é Sofia, ela é segura e amigável... quando encontrar a asa, solte-a e ela me encontrará."
"Güvercinin ismi Sofia, ve arkadaş canlısı, sadık bir yaratıktır. Kanadı aldığınızda, onu serbest bırakın, ve o beni bulur."
Sofia.
- Sofia.
Sofia, gostas de gatos?
Sofia, kedicikleri sever misin?
Nem mesmo uma mensagem, pois temos a Sofia.
Bir mesaj bile, çünkü Sofia bizde.
Este é o teu momento, Sofia, não estragues tudo.
- Bu senin büyük anın, Sofia, işi berbat etme.
Da última vez que te vi, estavas com a Sofia Kowalski.
Seni son gördüğümde, Sofia Kowalski ile beraberdin.
Foi uma questão de princípio! Devias ter visto o tipo!
Sofia, önemli olan prensiplerdi.
Não era uma "puta" a sério, Sofia, era uma "puta" da indústria dos media!
Gerçek bir fahişe değil, Sofia. Eğlence endüstrisinin bir fahişesi.
- A minha arma chama-se Sofia.
Benim silahımın adı Sophie.
- Boa.
Sara, sen Sofia ol.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]