Translate.vc / Português → Turco / Spiral
Spiral tradutor Turco
148 parallel translation
Navegador, elabore uma rota espiralada para longe do cubo.
Seyir Subayı, kübe uzak bir spiral rota belirle.
- Lá dentro há uma mola. - Não se aproxime.
Orada spiral bir yay var...
É uma galáxia em espiral, mesmo junto a NGC 185 e M-33.
Bir spiral galaksi. NGC 185 ve M33'ün hemen yanında.
Galáxias distantes de milhares de milhões de anos, desenvolvem uma forma espiral.
Milyarlarca ışık yılı uzaklıktaki galaksiler spiral şekilde geliştiler.
Em Júpiter há sistemas de tempestades em espiral.
... Jüpiter üzerinde spiral fırtına sistemleri bulunur.
Da nossa galáxia até à mais próxima galáxia espiral como a nossa, a chamada M31, que está também dentro, ou por trás, da constelação de Andrómeda, vão dois milhões de anos-luz.
Bize en yakın spiral galaksi olan M31 galaksisi ki Andromeda takımyıldızını da içerir gezegenimize 2 milyon ışık yılı uzaklığındadır.
E à medida que nos aproximamos do fulcro da vida na Terra, das proteínas que controlam a química celular, da espiral ou hélice dos ácidos nucleicos, que transportam as instruções hereditárias, encontramos essas moléculas idênticas, em todas as plantas e animais do nosso planeta.
Dünyadaki yaşamın iyice temeline insek bile, hatta hücre kimyasını kontrol eden proteinler, ve spiral ya da sarmal yapıdaki kalıtımı muhafaza eden nükleik asitler seviyesine insek, bu moleküllerin dünyamızdaki tüm canlılarda birbirinin tam aynısı olduğunu görürüz.
Onde quer que viajemos, os padrões da natureza são os mesmos, como nesta forma de galáxia espiral.
Bu spiral formdaki galaksinin neresine gidersek gidelim, doganin isleyisi her yerinde aynidir.
De Pégaso, a nossa viagem leva-nos a 200 milhões de anos-luz do Grupo Local dominado por duas grandes galáxias espirais.
Pegasus'tan itibaren yolalarak geldigimiz yer, "Yerel Bölge" ye 200 milyon isikyili mesafede olup, iki dev spiral galaksiden ibarettir.
Para lá da M31 há outra galáxia muito semelhante cujos braços em espiral rodam lentamente cada 250 milhões de anos.
M31'den bu tarafa dogru benzer bir galaksi daha. Spiral kollarinin her bir dönüsü çeyrek milyar yil sürer.
No obscuro braço em espiral da Carina-Cisne nós, humanos, desenvolvemos uma consciência, e em certa medida, uma compreensão.
Gözlerden epey irak olan Carina-Cygnus'in spiral kolunda, biz insanlar evrim geçirerek bilincimize kavustuk, ve birazcik da ufkumuzu genislettik.
Concentrados no seu brilhante núcleo, e derramados ao longo dos seus braços espirais, estão 400 biliões de sóis.
Isikça çok parlak olan merkezinde, yogunlasmis bir durumda ve spiral kollarinda olmak üzere, 400 milyon günesten olusur.
Quando por acaso a face de uma galáxia espiral está voltada em nossa direcção, vemos os braços espirais, iluminados por milhares de milhões de estrelas.
Şans eseri spiral bir galaksi bize doğru döndü ve milyarlarca yıldızın parıldadığı bir kolunu yakından görebiliyoruz.
Em alguns casos, os braços espirais formam-se todos por eles próprios.
Bazı durumlarda, spiral kollar kendi kendilerine oluşurlar.
Como resultado disso, o gás e poeira acumulam-se em padrões espirais, e preparam os locais de grande densidade, para a formação de estrelas jovens, quentes e brilhantes, as estrelas que delineiam os braços da espiral.
Bunun sonucunda, spiral kollardaki gaz ve toz yığınları oluşuyor. Bu muazzam yoğunluktaki yerler yeni, sıcak, parlak yıldızlar ve spiral kolların sınırlarını çiziyorlar.
Mas à medida que as estrelas que controlam o braço da espiral se queimam, formam-se novas e jovens estrelas e as suas nebulosas associadas, mesmo por trás delas, e o desenho da espiral mantém-se.
Ancak spiral kollardakiler ölürken yenileri hemen arkalarındaki enkazdan yeniden doğuyor ve dairesel dönüş devam ediyor.
Nesta altura, vivemos nas bordas de um braço espiral.
Bu dönemde biz spiral kolun ucunda yaşıyoruz.
Uma enorme forma espiral com nuvens de gás em colapso, sistemas planetários em condensação, supergigantes luminosas, estrelas estáveis de meia-idade, gigantes vermelhas, anãs brancas, nebulosas planetárias, supernovas, estrelas de neutrões, pulsares, buracos negros e, há razões para o pensar, outros exóticos objectos, que ainda não descobrimos.
Kocaman bir spiral oluşum içinde, çöken gaz bulutları yoğunlaşmış gezegen sistemleri, çok parlak süperdevler, kararlı orta yaş yıldızları kırmızı devler, beyaz cüceler, gezegen bulutsuları, süpernovalar nötron yıldızları, atarcalar, karadelikler ve varolmasında bir engel olmayan fakat henüz keşfedemediğimiz egzotik objeler.
- O DIU.
- Spiral.
O próprio tempo está a desaparecer... numa espécie de espiral cada vez mais rápida.
Ve zaman da, gittikçe hızlanan bir spiral gibi, yitip gidiyor.
- Podias usar DIU.
- Spiral de taktırabilirsin. - Konuyu değiştirir misin lütfen?
Estou aqui porque eles sabem que eu venho do planeta Clarion, da parte superior, perto da fronteira com Cefeus.
Çünkü benim ne olduğumu öğrendiler. Benim Cepheus sınırındaki spiral yörüngedeki "zurna" gezegeninden geldiğimi biliyorlar.
Vê o padrão em espiral?
Spiral şekli görüyor musun?
O símbolo grego para a relação dourada, a espiral dourada.
Altın oranın Yunanca sembolü. Altın spiral.
Conectando uma curva através dos rectângulos dourados concêntricos, obtém-se a mítica espiral dourada.
Ortak merkezli altın dikdörtgeni bir yayla bağlantılandırarak, mitik bir altın spiral ede edersiniz.
Queres uma espiral apertada e boa.
Sık bir spiral istiyoruz.
Uma espiral.
Bir spiral.
E mostram-me fotografias adulteradas e uma espiral.
Sense, montajlı resimler ve spiral gösteriyorsun.
Depressão na terceira idade, perda de controlo, uma espiral de problemas.
Yaşlanmayla gelen depresyon... ... kontrol kaybı, aşağı doğru spiral.
A pior lesão foi da perna direita, uma fratura espiral.
Ama en kötü hasar, sağ bacakta olmuş... spiral kırılma şeklinde.
Acho que é uma espécie de concha, com espirais.
Sanırım spiral şeklinde bir çeşit kabuk. Öyle mi?
- Que sim. - Fazem TAC helicoidal A... -... os edemas pulmonares?
Mark, Pulmoner ödemi olan herkesin spiral CT'si mi çekiliyor?
O exame revelou fracturas bilaterais em espiral no rádio saradas.
Kemik incelemesinde radyusta iyileşmiş spiral fraktürler ortaya çıktı.
Agora, Prof. Starkman, como o classificaria a um assassino de quem mola descendente era calculado dentro do plano deles / delas?
Peki, Prof. Starkman, how would you classify a killer whose downward spiral was actually calculated into their grand scheme?
Em seu lugar, foi utilizada uma rampa em forma de espiral, apoiada nas partes laterais da pirâmide e subindo com elas.
Spiral bir rampa kullanmayı tercih ettiler. Piramidin yanındaki basamaklardan birine dayanıyor ve oradan destek alıyordu.
Por esta rampa em espiral acima, as equipas de rebocadores de pedra mais experientes arrastavam os últimos blocos até que o topo fosse alcançado.
Bu spiral rampadan yukarıya ulaşan en usta taş taşıyıcılar en yüksek noktaya ulaşana kadar son blokları da taşıdılar.
Juro por Deus, as quatro peças elevaram-se da mesa e subiram em espiral em direcção ao tecto antes de caírem.
Tanrıya uzanan el. Dört blok masadan yükseldi ve düşmeden önce tavana doğru spiral çizdi.
Ao cimo duma das escadas, encontramos uma fonte.
Spiral merdivenlerden birinin tepesinde bir çeşme gördük.
Estrias em espiral...
Spiral oyuklar.
Os predadores alargam a sua zona de acção numa espiral exterior.
Saldırganlar kendilerini rahat hissettikleri alanı genelde spiral bir şekilde genişletir.
É assim que as coisas se descontrolam.
Bu kontrol nasıl şeyler spiral çıktı.
TAC Espiral, scan V / Q, administrar O2, dose com heparina e consultar um filtro IVC.
Spiral CT, V / Q taraması. Oksijen takviyesi. Heparinle birlikte.
Não, tendo ele uma CT espiralada do tórax sem nada.
Eğer elinde temiz bir Spiral Göğüs CT'si varsa değil.
Uma vez completos, ela vai acrescentando as espirais do centro para fora.
Bu işlem tamamlanınca, merkezden dışa doğru çalışarak bir spiral ekler.
A primeira espiral é bem espaçada, pois é apenas temporária.
Bu ilk spiral gereğinden fazla aralıklıdır, çünkü geçicidir.
Servirá de andaime, a partir do qual ela se moverá para adicionar as espirais mais resistentes, mais densas e menos espaçadas.
Bu spiral bir iskele görevi yapacak, onun sayesinde daha dayanıklı daha yapışkan ve daha dar aralıklı spiral ekleyebilecek.
Quando um inseto é apanhado na teia, as espirais de captura se esticam e depois se retraem até o tamanho original, sem se deformar e sem nenhum solavanco muito forte que acabaria por arremessar o inseto para fora dela.
Ağa bir böcek çarptığında böceğin çarptığı spiral gerilir ve sonra çarpmadan önceki şekline döner şeklinde bozulma olmaz, sertçe bir geri tepme yaşanmaz böcek gerisin geri fırlatılmamış, böylece elden kaçırılmamış olur.
Assim, a trama espiralada não se parte e a teia inteira recobra a sua simetria.
Böylece spiral lif kırılmaz ve ağ bir bütün olarak simetrisine yeniden kavuşur.
Querem quantos cadernos de argolas?
- Kaç adet spiral istediler peki?
Em espiral.
Spiral içinde.
Mais uma espiral!
Onbir, spiral!