Translate.vc / Português → Turco / Starks
Starks tradutor Turco
110 parallel translation
Essa qualidade dá a estes livros a densidade poética que é o seu timbre especial.
Starks'ın kitabından bir yorum... vede hafızalara damgasını vurmuş biri.
Os Starks são uma longa dinastia de fãs dos Celtics.
Stark'lar kuşaklardır Celtics taraftarıdır.
Não posso continuar por mim... e estou farto de trabalhar para os Starks de todo o mundo... a mais baixa escória terrestre, que compra a solução das confusões que fazem.
Bunu kendime yapamam....... ve bu dünyanın Stark'ları için çalışmaktan bıktım usandım. Hepsi kendi düştükleri beladan kurtulmak için parayı kullanan beş para etmez kişiler.
O John Starks é o melhor.
John Starks tam bir erkek.
Tu és o Patrick Ewing, eu sou o John Starks.
Sen Patrick Ewing'sin, ben de John Starks.
É um planeta cheio de Starks!
Stark tanıdığı her kuzeni ve uçmuşla tanışıyor.
É um tal de Lenny Starks, 19 anos.
Lenny Starks. 19 yaşında.
Certo. Bom, segundo o relatório preliminar da autópsia, Lenny Starks sofreu traumatismos crânianos moderados.
Ön otopsi raporuna göre, Lenny Starks orta şiddette kafa travması geçirmiş.
Bateu com a cabeça de Lenny contra a porta do forno.
Lenny Starks'ın kafasını fırın kapağıyla ezdin.
Nunca houve qualquer esfaqueamento. Segundo o relatório da autópsia, Lenny Starks morreu devido a um hematoma epidural na fossa posterior.
Otopsi raporuna göre, Lenny Starks posterior fossa bölgesinde epidural hematomdan öldü.
Starks, Jack!
Starks, Jack.
O Sargento Starks teve muita sorte.
Çavuş Starks çok şanslıymış.
Receio ter de ouvir a resposta, Sr. Starks.
Korkarım ki bu soruların cevabını duymak zorundayım Bay Starks.
O Jack Starks pode estar a bloquear a recordação do acidente.
Jack Starks olayı örtbas etmek istiyor olabilir.
Se o Starks matou aquele agente, não se pode responsabilizar um homem com uma mente perturbada.
Eğer o memuru Starks öldürdüyse akıl sağlığı yerinde olmayan bir adamı bundan sorumlu tutamayız.
Jack Starks, condeno-o ao internamento numa instituição prisional para criminosos dementes, onde espero que os médicos e o tratamento adequado possam ajudá-lo.
Jack Starks, akıl hastalığının suça eğilimli olması nedeniyle seni, doktorlarının iyi bir şekilde tedavi edeceklerini umduğum bir enstitüye gönderme hükmüne vardık.
E o senhor, Sr. Starks?
Ya siz Bay Starks?
Sr. Starks, apraz-me ver que, desta vez, está a colaborar.
Bay Starks, sizi bu sefer işbirliği yaparken gördüğüme sevindim.
O que é que tem o Starks?
Starks'ı ne mi yapacağız?
O meu nome é Jack Starks.
Ben Jack Starks'ım.
Quem deu foi o Jack Starks, e o Jack Starks está morto.
Jack Starks verdi. Ve Jack Starks öldü.
Ouça, não me interessa quem é ou onde julga que está. Você não é o Jack Starks.
Kim olduğunu ya da nerede olduğunu düşündüğün umrumda değil Sen Jack Starks değilsin.
Que fizeste ao Jack Starks?
- Jack Starks'a ne yaptın?
O Jack Starks está morto.
Jack Starks öldü.
- Isso é um facto, Sr. Starks?
- Bu bir gerçek mi Bay Starks?
- Acalme-se, Sr. Starks.
- Sakin olun Bay Starks.
- Sente-se, Sr. Starks!
- Oturun Bay Starks. - Hayır, hayır.
Starks, tu és muito teimoso, mas há formas de resolver isso.
Starks sen gerçek bir inatçısın. Ama bunu düzeltmenin yolları var.
O Starks morreu com um ferimento na cabeça, a 1 de Janeiro de 1993.
Jack Starks kafasından yaralandığı için 1 Ocak 1993'te öldü.
Lamento não poder dizer-lhe mais nada sobre a morte do seu tio, Sr. Starks.
Amacanızın ölümüyle ilgili daha fazla şey anlatamam Bay Starks.
Jack Starks.
Jack Starks.
O que gostaria de saber, senhor... starks.
- Ne bilmek istiyorsunuz Bay...
Jimmy starks.
- Starks. Jimmy Starks.
A sessão acabou, sr. Starks.
Oturum sona erdi Bay Starks.
Já terminamos, sr. Starks.
Artık bitti Bay Starks.
Como jimmy disse.
Aynen Jimmy Starks'ın dediği gibi.
Coisa que não poderia saber a menos... sou um artista, sr. Starks.
Yani bilmenin imkansız olduğu şeyler... Ben bir oyuncuyum Bay Starks.
Sr, starks, se quiser falar com um advogado, só quero que vá lá sozinha e diga que quer fazer uma leitura.
Bay Starks, bir avukatla konuşmak isterseniz... İçeri girip fal baktırmak istediğini söyle.
Sr. Starks.
Bay Starks.
não o vemos há três dias, as pessoas estão começando a falar, sr, starks, ele foi visto pela última vez em el paso, então, ninguém sabe onde ele está nem para onde está indo?
Üç gün görünmüyorsun, millet konuşmaya başlıyor. Bay Starks, adam son olarak El Paso civarında görülmüş. Yani kimse nerede olduğunu ve nereye gittiğini bilmiyor mu?
E já agora, Starks só vende armas más.
Ve bu arada, Stark'ın sattığı silahlar berbatmış.
É isso.
Arabasında bulunan kız Gloria Starks.
Talvez devêssemos investigar mais atentamente essa linha de auto-ajuda. Gloria Starks só ligou para este número... pois ela estava nervosa por causa de uma audição.
Gloria Starks, yalnızca seçmelerden dolayı stresli olduğu için o hattı aramıştı.
Engraçado como o recado de suicídio de Gloria Starks... foi escrito no pára-brisas dela... com um lápis de olho preto... mas nenhum lápis de olho foi encontrado na cena do crime.
Senin olduğunu kabul ediyorsun yani? Gloria Starks'ın intihar notunun arabasının ön camına siyah bir göz kalemiyle yazılması ve suç mahalinde göz kaleminin bulunmaması ne kadar ilginç.
Por isso que você não pôde resistir... tocando sua música com alusão as drogas e a morte... no som de Mortimer Tilden... enquanto você o forçou a engolir todas aqueles remédios... ou no rádio do carro de Gloria Starks... quando ela ficou inconsciente.
Eminim öldürmek için ilham veriyordur. O yüzden Mortimer Tilden'e o ilaçları yuttururken müzik setinde uzun saçlı, uyuşturucu almış metalcilerin şarkısını çalmaktan kendini alamadın. Veya Gloria Starks bilincini kaybederken onun radyosunda da.
Milhões de Starks?
Milyonlarca Stark mı?
Ninguém sai à rua até apanharmos os Starks.
Tüm Starklar durdurulana kadar kimse dışarı çıkmayacak.
E quanto ao Starks?
Ama Starks'ı ne yapacağız?
Gloria Starks.
Gloria Starks.
Gloria Starks. Ela está aqui.
Burada, bizimle.
Temos vários Starks fora do edifício.
Binanın dışında birçok Stark varmış.