Translate.vc / Português → Turco / Surrey
Surrey tradutor Turco
145 parallel translation
Hoje, esse regimento de North Surrey, recebeu ordens para se juntar ao exército anglo-egípcio, para reconquistar o Sudão!
Bugün, Kuzey Surrey Kraliyet Alayı, Sudan'ın yeniden fethi için... Sir Herbert Kitchener'ın İngiliz yönetimindeki Mısır ordusuna... katılma emri almıştır!
Fico feliz em anunciar, não só a maioridade da minha filha, mas também o seu noivado com o filho do meu irmão de armas, o Sr. Harry Faversham, do regimento de North Surrey ".
Sadece kızımın reşit olmasını değil aynı zamanda onun, eski silah arkadaşımın oğlu... Kuzey Surrey Kraliyet Alayından Bay Harry Faversham ile... nişanlanmasını duyurmaktan onur duyarım. "
" ORDENS PARA O REGIMENTO REAL DO NORTE
KUZEY SURREY KRALİYET ALAYININ 1. TABURU SUDAN'DA AKTİF GÖREV
A Quinta Companhia Real de Surrey.
Kraliyet Kuzey Surrey alayı beşinci birliği.
Sim, o regimento Surrey saiu de Abu Hamid.
Dediğine göre bir alay Abu Hamid'ten ayrılmış.
O vosso correspondente irá encontrar o regimento Surrey...
Ancak Kuzey Surrey Kraliyet Alayına eşlik eden muhabiriniz...
Viva o Surrey!
Canım Surrey Alayı.
Dois oficiais britânicos lideraram o regimento Surrey, capturados em Gakdul : os tenentes Burroughs e Willoughby ".
- Bravo! "Bu başarının mimarları Gakdul Kuyularındaki çatışmada... esir düşen Kuzey Surrey Kraliyet Alayına mensup... iki subay oldu. Teğmen Burroughs ve Willoughby."
O recado da Srta. Havisham é este : existem dois Richmonds, um no Surrey e outro no Yorkshire.
Bayan Havisham'ın dediğine göre... iki tane Richmonds varmış, biri Surrey'de öteki de Yorkshire'da.
O meu é o Richmond de Surrey.
Benim gideceğim Surrey'deki Richmond.
Aparelhai o branco Surrey para a batalha de amanhã.
Beyaz atım Surrey'yi yarın cenk meydanı için eyerleyin.
D. Tomás, o Conde de Surrey e ele próprio, à hora em que se deitam as galinhas, de companhia em companhia andaram pelo exército, e davam ânimo aos soldados.
İkindi vakti Suffolk Kontu Thomas'la birlikte, tek tek birlikleri dolaşıyor, askeri yüreklendiriyorlardı.
Nossos arqueiros permanecerão no centro. D. João, Duque de Norfolk, D. Tomás, Conde de Surrey A infantaria e a cavalaria.
Okçular toplu olarak ortada yer alacak ve başlarında Norfolk Dükü John ile Suffolk Kontu Thomas bulunacak.
Está ansioso por ver as casinhas góticas do, Surrey, não é?
Surrey'in Gotik evleri gözünde tütüyor, öyle değil mi?
Surrey Road, 311, St. John's Wood. Por volta das duas?
Surrey Caddesi, numara 311, St. John's Koruluğu.
Na sua casa, em Surrey, tem uma colecção de mais de 400.
Surrey'de, evindeki koleksiyonunda 400'den fazla yumurta var.
Encontra-se normalmente em arbustos de Surrey, mas encontrei este na casa de banho de St.
Genellikle Surrey çalılıklarından bulunur. Ama ben bunu St. Pancras'ta erkekler tuvaletinde buldum, yenmemiş.
Alec e Eric Bedser, ex-jogadores de críquete de Surrey, Stewart Surridge, ex-capitão de Surrey, Omar Sharif, Laurie Fishlock, ex-batedor de abertura de Surrey,
Alec ve Eric Bedser, eski Surrey kriketçileri Stewart Surridge, Surrey'nin eski kaptanı Omar Sharif, Laurie Fishlock, eski Surrey açılış vurucusu Peter May, eski Surrey ve İngiltere kaptanı Yehudi Menuhin, dünyaca ünlü kemancı ve Surrey Kriket Kulübü'nün başkanı.
Ministro da Guerra Kent, Surrey, Sussex, essa área, uma possível área de aterragem dos alemães, se eles arriscassem, e lembro-me de enviar uma circular a Winston, ainda deve existir, e escrevi mais ou menos isto :
Kent, Surrey, Sussex gibi yerlere, Almanların muhtemel çıkarma yerlerine. - tabii eğer buna kalkışırlarsa -
E está na hora da oitava parte da nossa série sobre a vida e a obra de Ursula Hitler, a dona de casa de Surrey que revolucionou a apicultura britânica nos anos 30. Bem-vindos de volta.
Tekrar merhaba.
Surrey tinha de marcar 33 pontos em meia hora e ela foi retocar as mãos ou sei lá o quê...
Surrey'in yarım saatte 33 sayı yapması gerekiyordu... kız da pudralanmaya gitti... Ellerini falan galiba.
E ficamos também com a quinta abandonada do Surrey.
Ayrıca Surrey çiftliği de.
Meu caro Watson, lembre-se que esta manhã respirei 48km do ar do Surrey.
Hatırlarsan, o sabah Surrey'e kadar 30 mil yürüyerek temiz hava aldım.
Perto de Farnham, nos limites de Surrey.
Surrey sınırındaki Farnham yakınlarından!
Moro a cerca de 10 quilómetros de Farnham, em Surrey, em Chiltern Grange.
Surrey'de, Farnham'dan yaklaşık 6 mil uzaklıkta Chiltern Grange'de oturuyorum.
" e diz que lhes escreverá hoje insistindo que considerem o nosso pequeno canto de Surrey.
" Bugün size yazacağını ve sizden küçük Surrey'imizde yaşamayı değerlendirmenizi isteyeceğini söyledi.
Fica em Surrey, um local chamado Summer Street.
Surrey'de, Summer Caddesi denilen yerde.
Com bancos, hotéis, escritórios, igrejas e casas que dir-se-iam transplantados de Liverpool ou Surrey.
Bankalar, oteller, bürolar, kiliseler, evler Liverpool ya da Surrey'dekilerden farksızdı.
Dei a descrição à Polícia de Surrey, mas ele deve ter trocado de carro.
Surrey polisine arabayı tarif ettik, fakat arabayı değiştirmişlerdir.
- É Lyndhurst, Surrey?
- Lyndhurst, Surrey mi?
Para sul, junto a Surrey.
Güneyde, Surrey'in yakınında.
O telegrama foi entregue em Richmond, Surrey, no fim da rua.
Telgraf Richmond, Surrey'de elden verilmiş. Hemen yolun sonunda.
Tentei arranjar-lhes colocação numa casa em Surrey.
Onlara Surrey'de iş bulmaya çalıştım.
Inglaterra, Surrey.
* İngiltere, üzgünüm *
Surrey é lindo.
Surrey güzelliklerle dolu.
Nem me fale.
Bana Surrey'yi anlatmayın!
Surrey é o jardim da Inglaterra.
Orası için "İngiltere'nin Bahçesi." diyorum.
Pelo que sei, apenas Surrey.
Surrey'den başka bir yere öyle dendiğini duymadım.
Na Avenida Haven Wells Grange, em Sutton, Surrey.
Haven Wells Grange Bulvarı, Sutton, Surrey'de doğmuş.
A menos que queiras cantar "A Charrete da Franjinha".
Surrey With the Fringe on Top'ı söyleyeceksen ayrı.
A noite passada, os teus filhos foram a Surrey e voltaram, no carro encantado.
Oğulların o sihirli arabanla, dün gece Surrey'ye gidip dönmüş.
"Oh, What a Beautiful Morning," "Surrey With the Fringe on Top"?
Öyle mi? "Ne kadar güzel bir sabah", "En tepedeki yeleleri gezdir."
Três filhos, Labrador, a viver em Surrey, BMW na garagem.
Üç çocukla, Surrey'de evde bir, altında BMW'yle.
Mais precisamente, de Surrey.
Suurey tarafındanım.
Eu vou com alguns de vocês pelo sul de Bermondsey, e o Tommy leva o resto por Surrey Quays.
Takımdan bazılarını South Bermondsey'e götüreceğim. ve Surrey Quays'den sonrasını Tommy halledecek.
Esperava que me fosse visitar a Nice, mas compreendo que estivesse ocupada no Surrey.
Hep Nice'e gelip bizi görürsün diye umut ederdim ama Surrey'de çok meşguldün herhâlde, onu anlayabiliyorum.
Hum, Surrey natal no campo
Surrey. "Taşrada Noel."
Surrey
- Surrey.
Gary Grant era de Surrey
- Cary Grant de Surrey'liydi.
De onde é?
İngiltere, Surrey.
Surrey.
Fayton.