English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Português → Turco / Sut

Sut tradutor Turco

452 parallel translation
Na hora da cabana-na-na, no arrozal-zal-zal..
"Hut-Sut Time On The Rilla-Rye" gibi bir şeydi.
* Hut-Sut Rawlson on the rillerah *
* Hut-Sut Rawlson on the rillerah *
* Hut-Sut Rawls- - *
* Hut-Sut Rawls- - *
* Hut-Sut Rawlson On the rillerah *
* Hut-Sut Rawlson On the rillerah *
* Hut-Sut Rawlson on the rillerah- - *
* Hut-Sut Rawlson on the rillerah- - *
- * Hut-sut Rawl- - *
- * Hut-sut Rawl- - *
O Gate tem estado escondido fora da cidade com Black Harris e Sut Cole.
Gate, Black Harris ve Sut Cole şehrin dışında bir delikte saklanıyor.
Sut-Sutter quem?
Sut-Sutter... Ne?
LACTlCÍNlOS A-1 leite A-1 manteiga
SÜTÇÜ A-1 SÜT A-1 TEREYAĞI
Melhor sorte da próxima vez.
Kaleyi bulmayan bir şut olarak düşün.
Sim. Apanhei-te. - Passa a bola.
Hadi bir şut çek dostum.
- Passa a bola. - Vamos, Ian.
Hadi bir şut çek.
E então voce chuta, e voce faz 4-40 então eu não estou certo, mas eu acho que voce marcou o touchdown.
ve sen şut çek, ve sen 4-40 yap pek emin değilim, ama bence sayıyı yaparsın.
- Remate!
- Şut!
Se conseguirem chegar aqui, não tentem finalizar a jogada.
Buraya gelebilirsen, şut atma ve koşmaya devam et.
Remate-lhe umas quantas.
Birkaç şut çek.
Vá lá, pessoal. Ponham-nas cá dentro.
Haydi çocuklar, biraz şut çekelim.
Vamos.
Şut çekin.
- Remata!
- Şut!
... domina e remata.
... topu aldı ve şut.
- Lindo!
- Şut! Çuf!
Vamos, vamos. Não podes.
Devam et, şut at, şut at.
Lança!
Şut at!
- Outro lance lateral! - És um homem morto!
Kanatta bir şut daha!
E vai um remate!
Sen öldün adamım! Ve bir şut daha!
Lançamento para o canto!
Köşeye doğru bir şut!
Finta.
Şut.
Ele remata...
Şut... ve sayı!
ASSASSINO DO LEITE CONFESSA
SÜT KATİLİ İTİRAF ETTİ
Oh, vai, atira-a.
Oh, haydi, şut at.
E o Trong ganhou ambos na Procura de Talentos de Westinghouse, e na Competição NFL de Ponto, Passo e Pontapé.
Trong ise hem Westinghouse Yetenek Araştırma..... hem de Ulusal Futbol Ligi ödüllü, Pas ve Şut Yarışmasında.
O pontapé está dado.
Şut çekildi.
Baixo a cabeça e chutei a bola mesmo entre os postes.
Başımı öne eğip orada öyle bir şut attım ki, tam direğin yanından. Sayı!
Se atirares ao cesto, intercepto-a e não chegas lá.
Şut at, ben de onu blokla havaya göndereyim. Sayı falan yapamazsın.
Talvez seja um zero à esquerda a marcar.
Belki şut atamıyorumdur.
Não sou bom a marcar.
Buralardan hiç şut sokamam.
Tenho a certeza de que deve ser óptimo, mas continuo a querer esta casa.
Harika bir şut olduğuna eminim. Ama bu evi hala istiyorum.
Não lançaste porquê?
Şut atmayacak mısın?
Atira-a ao cesto.
Şut atsana.
Acertou poucos.
O fazla şut kullanmadı.
- Não, lançavas tu.
- Hayır, şut at yeter.
Se ta passo, disparas logo.
Sana verirsem, sen hemen şut çekersin.
Sempre que deitas a mão á bola, atiras.
Topu ne zaman alsan, şut çekiyorsun.
Sempre que deitas a mão à bola, atiras.
Topu ne zaman alsan, şut çekiyorsun.
Oh, é um mau lançamento, muito pequeno.
Oh, kötü bir şut oldu, çok kısa düştü.
Um êxito.
Tam bir şut attık.
Há mais na vida para além do que já tens, percebes o que estou a dizer?
Hayatta zıplayıp şut atmaktan daha önemli şeyler de var ne dediğimi anladın mı?
Um policia de brincar vai ensinar Kyle Watson como lançar.
Yeni polis, Kyle Watson'a zıplayarak şut atmayı öğretiyor.
Irá passar para o watson para atirar para o triplo?
Watson son şansı dış şut olarak mı kullanacak?
- Atira!
Şut at!
Atira!
Şut at!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]