Translate.vc / Português → Turco / Sócrates
Sócrates tradutor Turco
174 parallel translation
Vim dizer aqui ao jovem Sócrates que o Baltimore Herald opõe-se à cicuta e que trará um advogado.
Bu genç Sokrates'e Baltimore Herald'ın baldıran otuna itiraz ettiğini....... ve ona bir avukat tedarik edeceğini söylemeye geldim.
Sócrates...
Sokrates...
Sócrates ele próprio... estava à beira exacta do drama, certo?
Sokrates'in kendisi dramanın sınırlarında yazıyordu, değil mi?
"O mundo é plano" na testa, "Sócrates come cicuta" de lado e "Andem nus" no traseiro dele.
Alnında "Dünya düzdür", yanında "Socrates çamağacı yer", ve kıçının her tarafında "Çıplak dolaş".
Como Sócrates, Aristoteles Platão, Homero.
Sophocles, Aristophanes, Plato, Homer gibi.
Quando o planeta deles se tornou uma nova, viajaram para a Terra, durante o tempo de Sócrates e de Platão.
Gezegenleri sönünce, Sokrat ve Plato'nun döneminde Yeryüzü'ne gitmişler.
Mantém-o limpo, Sócrates.
Socrates, kirletme. Kirletme.
Que diria Sócrates?
Sokrates ne derdi?
A : Sócrates é um homem. B :
"A" Sokrates bir erkek.
C : Todos os homens são Sócrates.
"C" Tüm erkekler Sokrates.
- A morte de Sócrates?
- Socrates'in ölümü?
Chamam-lhe "a vingança de Sócrates".
Adı da, Socrates'in İntikamı.
Um local que qualquer filósofo, incluindo o Sócrates, mataria para conseguir.
Sokrates dahil bütün stand-up filozofların uğruna ölecekleri bir yer.
O próprio Sócrates estava permanentemente entornado.
Sokrat da şahsen sürekli sarhoş gezerdi
Sim, o próprio Sócrates está particularmente perdido
Evet, Sokrat şahsen Özellikle özleniyor
Platão na baliza, Sócrates no ataque, e Aristóteles como líbero.
Platon kalede. Sokrat ön sahada. Aristo da geri defansta.
Cá temos Arquimedes, Sócrates,
İşte Arşimet. Sokrat.
Aí vai Sócrates,
Sokrat orada.
Sócrates a furar...
Sokrat, gidiyor.
Arquimedes para Sócrates, Sócrates devolve a Arquimedes,
Sokrat'tan tekrar Arşimet'e. Arşimet'ten Heraclitus'a.
Sócrates marca, que magnífico cruzamento de Arquimedes!
Almanlar itiraz ediyor.
Sócrates a cabecear para o golo e Leibniz sem hipóteses.
Sevinç içindeki şu Yunanlara bakın.
E Epicuro também lá está e Sócrates, o capitão, que marcou talvez o mais importante golo da sua carreira!
Ve Sokrat, kaptan. Hayatının muhtemelen en önemli gölünü attı.
O louco que matou Lincoln, os assassinos do Dr. Martin Luther King, dos Kennedy, de Lumumba, os que queimaram Joana de Arc, mataram Sócrates, crucificaram Cristo, todos os assassinos gritaram "homicídio justificável".
Lincoln'ü öldüren manyak Dr. Martin Luther King'in, Kennedy'lerin, Lumumba'nın katilleri Joan D'Ark'ı yakan, Socrates'i zehirleyen, İsa'yı çarmıha gerenler tüm katiller bağırır, "meşru cinayet" diye.
Li Sócrates.
Tanrım! Socrates'ı okudum.
Deixa-me colocar a questão assim : ouviste falar de Platão, Aristóteles, Sócrates?
Sana şöyle anlatayım : Hiç Eflatun, Aristo, Sokrates isimlerini duydun mu?
O Sócrates.
Socrates.
Algumas almas de que gosto devem estar lá exiladas. E encontrarei Sócrates e Galileu!
Bütün sevdiklerim orada sürgünde olmalı gidip orada Socrate ve Galilée'yi bulmalı.
Que dizes de "o meu símbolo de sócrates"?
Peki ya "Sokrates notum"
Agarrando firmemente a criança nas suas garras, o Sócrates consegue salvá-lo.
Çocuğu pençeleriyle sıkı bir şekilde kavrayınca... Socrates çocuğu güvenli bir şekilde buraya çıkaracak.
"... ao Sócrates...
Sokrat'a...
Sócrates! Se as almas existem depois da morte, não há motivos para supor que não podem existir antes do nascimento!
Sokrat, ruhlar ölümden sonra da var oluyorsa neden doğumdan önce de var olmasınlar?
Como se Sócrates não tivesse sido detido... por corromper os jovens de Atenas.
Sanki Socrates'in kendisi de Atina gençliğini yoldan çıkaracak... işler yapmamış gibi.
Sócrates, Da Vinci, Lorde Byron, T'Pau de Vulcano, Madame Curie, dúzias dos grandes.
Sokrates, Da Vinci, Lort Byron, Vulkanlı T'Pau, Madam Curie... ve düzinelercesi.
" Sócrates, Seth, volume um, volume dois...
" Sokrates. Set. Cilt bir, cilt iki...
Já ouviste falar de Sócrates?
Socrates'i duydun mu?
"Conheça-te a ti mesmo", disse Sócrates.
"Kendini bil." Bunu Sokrat söylemiş.
Sócrates era uma espécie de Vince McMahon da filosofia.
Sokrat, felsefenin Vince McMahon'u gibiydi.
Leonardo da Vinci foihomossexual, tal como MigueIAngelo, Sócrates, Shakespeare, e praticamente todos aqueles os que criaram o que se convencionou considerarbelo.
Leonardo da Vinci eşcinseldi, Michelangelo, Socrates, ve Shakespeare da öyle, ve hemen hemen, bizim güzellik diye algıladığımız şeyleri yaratan, diğer herkes eşcinseldi.
Sócrates.
Sokrat.
Sócrates, Nietzsche, até o velho que fez estes testes.
Sokrates'e, Nietzsche'ye, hatta bu testi hazırlayan adama.
Sócrates não anotou nada ;
Sokrates kağıda hiçbir şey dökmedi.
E continuo a vê-lo exactamente da maneira como o descreveste, com Sócrates a ensinar bem na minha frente.
Ve onu senin anlattigin sekilde görmeye devam ediyorum, Socrates in önümde ögrettigi gibi.
Desejei que estivesses lá. Na verdade seria um bocado estranho. Tu e eu e Sócrates... e o teu marido dorminhoco.
- Biraz tuhaf olurdu gerçi... sen ve ben ve socrates ve senin uyuyan esin.
Lembras-te de Sócrates?
Socrates i hatirla?
O Sócrates preferiu morrer por injusta execução... do que quebrar as leis de Atenas às quais tinha jurado obediência.
Socrates adil olmayan bir infazla ölmeyi seçti... kuralarina itaat ettigi atinanin.
Sócrates foi condenado à morte.
Socrates ölüme mahkum edildi.
Sócrates está lá!
Sokrat gol attı.
Sócrates cabeceia para o golo!
Yunanlar çılgın gibi seviniyor.
Cá temos Sócrates,
Sokrat'ın kafa vuruşu ve Leibniz'in hiç şansı yok.
Como Sócrates disse tão filosoficamente...
Hem zaten, ölümün nesi bu kadar korkunç ki?