English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Português → Turco / Tap

Tap tradutor Turco

4,919 parallel translation
- Tabernáculo?
- Tapınak mı? - Evet.
A carrinha está registada para o Tabernáculo da Divindade.
Bu minibüs İlahi Tapınak firması adına kayıtlı.
O teu filho, para ser venerado e adorado como um messias.
Oğlun, her mesih gibi tapılıp sevilecek.
O julgamento espera-o, e no dia não vai vaguear pelo templo, a poluir o solo sagrado, desta nação.
Hakkınızda hükmün veridiği o günde tapınaklarınızda daha fazla dolaşıp... bu ulusun kutsal topraklarını kirletemeyeceksiniz.
Tenho que me encontrar com o Putin no Tap Room em William Penn.
William Penn Otelinin barında Putin'le buluşmam gerek.
Que tipo de homem mantém um monte de cãezinhos adoráveis longe do amável avô humano?
Ne tür bir adam tapılası yavru köpekleri sevgi dolu insan büyükbabalarından uzak tutmak ister ki?
Um arquitecto que para os Maçons, ergueu o 1º templo de Salomão.
Bir yapı ustası. Farmasonlara göre Süleyman Tapınağı'nın mimarı.
Às vezes eles constroem um santuário.
Bazen tapınak için bile olabilir.
É o Sol. É o deus que adoram aqui.
Tanrı olarak ona tapıyorlar.
Eles veneravam falsos deuses.
Sahte tanrılara tapıyorlardı.
De quem é este templo?
Burası kimin tapınağı?
Meu Deus, aquela criatura adorável esteve aqui o tempo todo?
Güzelim benim. O tapılası yaratık başından beri burada mıydı?
Eles veneram um falso Deus.
Sahte bir tanrıya tapıyorlar.
Eu venero-te.
Sana tapıyorum.
Eu não quero ser venerada.
Tapılmak istemiyorum.
Eu sou ambos.. um templo e uma mesquita...
Ben hem tapınağım hem de cami..
Este é o templo do relógio de sol de Apolo.
Bu Apollo'nun güneş saati tapınağı. - Bu mu?
O Shane é uma daquelas pessoas, bem, corpo é o templo dele.
İmkânı yok. Shane "vücudum tapınağımdır" diyen tiplerden.
É, basicamente, um santuário à esposa dele.
Temelde karısına tapıyormuş.
Era um Satanista, talvez o próprio Satã.
Şeytana tapıyordu, hatta belki de şeytanın ta kendisiydi.
Orcs invadiram meu templo, duas noites atrás e o meu povo foi morto ou tomado por bestas imundas.
Orklar tapınağıma baskın yaptı, iki gece önce insanlarım katledildi ve iğrenç canavarlar tarafından esir alındı.
Ele liderou a invasão em meu templo.
Tapınağıma yapılan baskını yöneten kişi.
E não apenas qualquer Ogro... mas o que atacou seu templo, com os Orcs.
Ve sıradan bir dev değil... Orklarla beraber senin tapınağına saldıran dev.
Seu templo foi queimado.
Tapınağın yakıldı.
Isso pertence ao templo.
Bu tapınağa ait.
Estas colunas são tudo o que sobrou deste templo mais velho do forum Romano, consagrado a Saturno há 2 500 anos.
Bu sütunlar 2500 yıl önce Satürn'e adanmış olan Roma forumundaki en eski tapınaktan geriye kalanlar.
Adoram um antigo deus mexicano da morte.
Eski bir Meksikalı ölüm Tanrı'sına tapıyorlar.
eu fiz três anos de sapateado.
Üç yıl tap dersi aldım.
Não me importo com o Templo Perdido, mas a Caveira de Cristal não é para mim.
Kıyamet Tapınağını anlarım ama Kristal Kafatası dersen ben yokum.
Já exploraste bem este templo.
Bu tapınağın daha derinlerine inmişsin.
Convenci os nativos a mostrarem-me um dos seus templos.
Yerlileri tapınaklarından birini göstermeye ikna ettim.
E o resto deste templo de hereges, reduzam-no a cinzas.
Diğer kafir tapınakları için de aynı şeyi yapın. Geriye sadece küllerin kaldığından emin olun.
Venera-me.
Bana tapıyor.
Pousa a arma, Seth. A menos que não queiras sair mais deste templo.
Bu tapınaktan dışarı çıkmak istiyorsan, elindekini yere indir Seth.
Templo?
Tapınak mı?
- Não é só um templo, Seth.
Bak burası sadece bir tapınak değil Seth.
Estão a cumprir o dever deles para com o templo, Scott. Como tu estás a cumprir o teu, aqui comigo.
Senin bana hizmet ettiğin gibi onlar da tapınakta amaçlarına hizmet ediyorlar Scott.
Esta é a sala mais sagrada do templo.
Burası tapınaktaki en kutsal oda.
Quem diria que ia encontrá-Lo no interior deste templo pagão? E nos olhos da minha menina?
Kim bilebilirdi ki onu bir Pagan tapınağında küçük kızımın gözlerinde bulacağımı.
Pelas gravuras nas paredes, diria que este bar foi construído no cimo de um templo, como os conquistadores espanhóis fizeram com Tenochtitlán.
Duvardaki işaretlere bakarak buranın bir tapınak üzerine kurulduğunu söyleyebilirim. İspanyolların, Azteklere yaptığı gibi.
Muito bem, indy da pistola em forma de pila. - Que tipo de templo?
Pekala, siki silahlı adam, ne tür bir tapınak?
- Do tipo em que as pessoas entravam para fazer sacrifícios à Serpente da Visão.
İnsanların gelip, Görüş Yılanı'na sunaklar yaptığı türden bir tapınak.
Isto não é apenas um bar num templo.
Bu sadece tapınak üstündeki bir bar değil.
Foi para isso que este templo foi construído.
Bu tapınak bunun için yapıldı.
A China do Norte já adora o Senhor Kublai.
Kuzey Çin zaten Lord Kubilay'a tapıyor.
Traga o clone Tup para o Templo Jedi.
Klon askeri Tup'ı Jedi tapınağına geri getir.
Recomendo fazermos mais testes... neste tumor, no Templo Jedi... para ver se é a causa do problema.
Sorunun nedeninin bu olup olmadığını görmek için Jedi tapınağında daha fazla test yapılmasını öneriyorum.
Quero que este espécime e todos os dados prontos... para serem levados ao Templo Jedi.
Jedi tapınağına götürmek üzere, bu numunenin ve bütün verilerin hazırlanmasını istiyorum.
Não para o Templo Jedi.
Jedi tapınağına değil.
Queres voltar para Bethel?
Tapınağa geri mi döneceksiniz?
Não podes voltar para Bethel.
Tapınağa geri dönemezsin.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]