Translate.vc / Português → Turco / Tekken
Tekken tradutor Turco
67 parallel translation
TEKKEN
Levent Zorlucan
Para dominar o caminho, pergunte ao seu próprio punho. Porque o conhecimento completo da própria carne, sangue e punho é o cria o seu Tekken.
Yolu öğrenmek için, kendi Tekkeninin yumruğunun gücünü iste bu kendi etinin, kanının ve yumruğunun bilgisidir
E o Tekken é a chave da vida!
Tekken'in kendisi. O Tekken, hayatın anahtarı!
Agarrem-na com o vosso Tekken!
Onu kendi Tekken'inizle yakalayın
De que serve o Tekken?
Tekken ne kadar iyi?
Não dás valor ao teu Tekken e ao teu treino e nunca me poderás derrotar.
Senin Tekken değerin yok, Senin eğitimin beni yenmeye asla yeterli değil.
Os movimentos usados por aqueles que não acreditam no Tekken.
Tekken'e inanmayanların kullandığı hareketler..
O meu Tekken criará a destruição do diabo e o renascimento dos deuses.
Hayır, benim Tekken'im şeytanın ölümünü ve Tanrı'nın yeniden doğuşunu sağlayacak
Como naquela noite que passámos a beber e a jogar Tekken 2.
Sabaha kadar elma kanyağı içip Tekken 2 oynadığımız gece gibi.
É assim que sou quando estou solteiro.
Ben tekken böyleyimdir.
Tekken.
Tekken.
Fora dos muros da cidade de Tekken nas desgastadas favelas às quais chamavam Anvil
Tekken Şehri'nin duvarları dışında Anvil isminde yanıp kül olmuş bir varoş bölgesi vardı.
O novo submundo fora do radar de Tekken.
Tekken'in altındaki yeni bir yeraltı bölgesinde.
Mercado livre, sistema judiciário.
Serbest piyasa, adalet sistemi... Şimdi her şey Tekken oldu.
Agora, é tudo Tekken. Guarda o discurso até me pagares.
Konuşmanı parayı ödedikten sonraya sakla.
Como campeão reinante nos últimos quatro anos estamos honrados em sediar o Torneio Punho de Ferro em Tekken.
Geçen dört yılın şampiyonları bizden çıktı. Demir Yumruk turnuvasına Tekken şehrinde ev sahipliği yapmaktan dolayı onur duyuyoruz.
Esta é Tekken.
İşte Tekken budur!
Isso mesmo, só dois dias para que aconteça aqui, onde começou, na cidade de Tekken.
Doğru, sadece iki gün kaldı. Turnuva burada, Tekken şehrinden yapılacak.
- São 200 tekken vermelhos.
200 Tekken doları.
O Haihachi Mishima e a sua Gestapo de Tekken tratam-nos como escravos.
Heihachi Mishima Tekken'in Gestapo'su ve bize köle gibi davranıyor.
Estou a transferir-te o comando das tropas de Tekken durante o torneio.
Turnuvada güvenliği sağlaman için Tekken askerlerini senin emrine verdim.
Jin, acabarás por morrer com contrabando anti-Tekken.
Jin, Tekken kaçakçılarıyla iş yaparsan öldürülebilirsin.
Tu não te vais meter com Tekken, entendeste?
Tekken ile hiçbir şey yapmayacaksın! Anladın mı?
Vamos estar na rede de vídeo de Tekken em 60 segundos.
60 saniye içinde Tekken'in video sisteminin tabanına sızmış olacağız.
Foi esperto em não usar componentes de Tekken.
Tekken donanımlarını kullanmayacak kadar akıllısınız.
Tekken?
Tekken mi?
Candidatos à luta aberta... por favor, apresentem-se no portão leste de Tekken.
Açık Çağrı dövüşü için lütfen Tekken doğu kapısına ilerleyin.
Venceste um lutador de Tekken.
Az önce bir Tekken dövüşçüsünü patakladın.
Tekken foi erguida por gente que quer mais.
Tekken insanların daha fazlasını istemesi üzerine kuruldu.
Tekken já devia ser minha.
Tekken artık benim olmalı.
Vencer o Punho de Ferro traz poder e prestígio para Tekken.
Demir Yumruk'u kazanmak Tekken için güç ve prestij demektir!
Com vocês, ao vivo, do torneio Punho de Ferro deste ano, em Tekken!
Bu yıl ki Tekken Şehri Demir Yumruk Turnuvasından canlı yayındayız.
Só odeio ver Tekken envergonhada por um amador sortudo.
Tekken'in şanslı bir amatör yüzünden rezil olduğunu söylüyorum.
Sabemos que Tekken é a minha casa.
İkimiz de biliyoruz ki Tekken Şehri benim evim.
E um dia poderás ser importante para Tekken.
- Bir gün Tekken'in malı olabilirsin.
Jamais serei de Tekken.
- Asla Tekken'e ait olmam.
Ela era lutadora de Tekken.
Annen bir Tekken dövüşçüsüydü, Jin.
Táctica das forças insurgentes.
Tekken'de isyancı güçleri ortaya çıkmış.
Tekken é minha.
Tekken benimdir!
Temos de tirá-lo da cidade de Tekken.
Onu Tekken Şehrinin dışına çıkarmalıyız.
Uma lutadora formidável, entre os melhores de Tekken.
Onurlu bir dövüşçüydü. Tekken'in en iyilerinden biriydi.
Ela tentou manter-me longe de Tekken.
Annem beni Tekken'den uzak tutmaya çalışıyordu.
Não julgues toda Tekken pelos erros do Kazuya.
Kazuya'mın hatası için bütün Tekken'i suçlama.
Tekken destrói vidas.
Tekken hayatları yok ediyor!
Criei Tekken não apenas como corporação... mas como meio de acabar com caos.
Tekken'i ben kurdum. Sadece bir şirket amacıyla değil, aynı zamanda kaostan sisteme dönmek için.
Tekken é paz.
- Tekken barış demektir!
Tekken é medo!
- Tekken korku demek!
Eu tirei-a da cidade de Tekken.
Onu Tekken Şehrine alan benim.
Até hoje, só havia um herdeiro ao trono de Tekken.
Bugüne kadar Tekken tahtı için tek varis vardı.
Tekken pertence-me!
Tekken bana ait!
Tu nunca entendeste o espírito de Tekken.
Tekken ruhunu asla anlamadın!