Translate.vc / Português → Turco / Tiberius
Tiberius tradutor Turco
357 parallel translation
O divino Tibério foi misericordioso, como sempre!
Yüce Tiberius her zamanki gibi merhametli.
Cidadãos! Eu vos saúdo em nome do vosso Imperador, o divino Tibério!
Vatandaşlar imparatorunuz Tiberius adına yarışa hoş geldiniz diyorum.
- O divino Imperador Tibério.
- Tanrısal imparator Tiberius.
Tibério?
Tiberius mu?
Dê-mo! Sir Tiberius Sumo de Pé!
Sir Tiberius Foot Juice!
Para onde se retirou Tibério quando deixou a chefia do Império?
İmparatorluğun liderliğinden çıkınca Tiberius nereye gitti?
Tibério tinha executado o seu pai e ela explorou esse assunto, dizendo-lhe que eu era ainda mais depravado do que Tibério.
# Tiberius, Silius'un babasını infaz ettirmişti, Messalina bunu kullanmış... #... benim Tiberius'tan bile daha yoz, daha ahlaksız olduğumu söylemiş.
Tibério!
Tiberius.
Sempre achei que Tibério teve muita sorte com a sua Vipsânia.
Tiberius'un Vipsania'dan yana şanslı olduğunu düşünmüşümdür hep.
Sabeis, quando me casei com o vosso pai, éreis apenas uma rapariguinha e Tibério um rapazinho. E brincavam sempre os dois juntos.
Biliyor musun, babanla ilk evlendiğimde sen ve Tiberius çocuktunuz ve birlikte oynardınız.
Tibério! Cuidai de Júlia.
- Tiberius, Julia'yla ilgilen.
Tibério!
Tiberius!
Tibério, levai Júlia para o quarto dela e confortai-a.
Tiberius, Julia'yı odasına götür ve sakinleştir.
Tibério divorciou-se da mulher e casou com Júlia.
Tiberius karısından boşandı, Julia'yla evlendi.
O adorado irmão de Tibério.
Tiberius'un sevgili kardeşi...
- Do Tibério.
- Tiberius'u.
Pensei que após 10 anos de casamento o Tibério ficaria feliz de vê-la pelas costas.
On yıllık evlilikten sona, Tiberius karısının sırtını görmekten memnun olur sanırdım.
É esse o problema, o Tibério gosta que lhe mostrem as costas.
Sorun da bu ya. Tiberius onun sırtını görmekten her zaman memnun olmuştur.
Júlia, ele não...
Julia, Tiberius sakın...?
Podia até ensinar-lhe uma ou duas coisas.
Tiberius'a bir-iki numara öğretebilirim herhalde.
E pensar que era doida por ele.
Bir zamanlar Tiberius için deli olduğumu düşünüyorum da!
Sabia o que eu sentia por Tibério e estava determinada a casá-lo comigo. Mas Agripa teve a mesma ideia e na altura, Augusto precisava mais dele. Mais do que do filho dela.
Tiberius'a olan duygularımı biliyordu, bizi evlendirmek istedi ama Agrippa'nın hedefi de aynıydı, Augustus oğlundan çok Agrippa'ya ihtiyaç duyuyordu, o yüzden Livia beklemek zorunda kaldı.
Tibério.
Tiberius.
Tibério, a ninguém é garantido um tempo certo.
Tiberius, hiçbirimizin yaşam garantisi yoktur.
Sim, sim, sim, Tibério.
Evet, evet, Tiberius.
Tibério, não fui eu! Eu não me divorciei de vós!
Tiberius, bunu ben yapmadım.
Escutai, Tibério.
Tiberius dinle.
Tibério, sede honesto comigo, está bem?
Tiberius, benimle dürüst oynayacaksın, ha?
Tibério, oiçamos o que ele diz. São notícias da Germânia.
Tiberius, oku bakalım ne diyor, Almanya'dan haber var.
"Meu querido Tibério, " um período de descanso forçado " devido a uma ligeira ferida na cabeça,
"Sevgili Tiberius'um, başımdan hafif yaralanıp da, zorunlu bir dinlenme dönemi geçirince..."
Druso, sou eu, Tibério.
Drusus, benim, Tiberius.
Tibério, tive um sonho maravilhoso.
Tiberius, öyle güzel bir düş görüyordum ki!
Tibério...
Tiberius...
Os guardas proclamaram Tibério Cláudio Imperador!
Muhafızlar, Tiberius Claudius'u İmparator ilan etmişler!
Apesar de o termos eleito Imperador, Tibério quer uma República.
Kendisini İmparator seçtiğimiz halde, belli ki Tiberius Claudius'un aklı Cumhuriyet'te.
Tibério Cláudio Druso Nero Germânico, sua família e amigos.
Tiberius Claudius Drusus Nero Germanicus ailesi ve arkadaşları.
Bem-vindos Tibério Cláudio Druso Nero Germânico, sua família e amigos.
Tiberius Claudius Drusus Nero Germanicus sen, ailen ve arkadaşların, hepiniz hoşgeldiniz.
O vosso tio, Tibério, estava só.
Amcanız Tiberius çok yalnız kaldı.
Nero pode tornar-se Imperador, haveis tratado disso, mas será ela quem governará através dele, a vossa mulher, Agripinila.
Nero, İmparator olabilir, bunu halletiniz ama perde gerisinden karınız yönetecek, Livia'nın Tiberius üzerinden yönetmesi gibi.
Lembro-me que antes de Tibério matar Sejano, elevou-o ao mais alto posto.
Geçmişte, Tiberius'un Sejanus'a vurduğu darbeyi hatırla. Çıkabileceği en yüksek makama getirmişti onu.
Adeus, Tibério Cláudio Druso Nero Germânico, deus dos Bretões, outrora Imperador do Mundo Romano.
# Elveda, Tiberius Claudius Drusus Nero Germanicus. # Britanyalıların tanrısı, Roma dünyasının eski İmparator'u.
Ele crê que ela envenenou o nosso avô. E que nada a deterá até garantir que Tibério sucede a Augusto.
Büyükbabamızı onun zehirlediğini düşünüyor Tiberius, Augustus'un yerine geçene dek, Livia'nın asla durmayacağına da inanıyor.
Quero esperar até que Tibério se ausente de Roma.
Tiberius Roma'dan çıkana dek beklemek istiyorum.
Mandei chamar Tibério.
Tiberius'u çağırttım.
" é agora minha vontade que Tibério Cláudio Nero César
"... Tiberius Claudius Nero Caesar'ın... "
P-p-pediram ao tio T-T-Tibério que o-ocupasse o lugar de Augusto, mas ele r-recusou.
Tiberius amcadan, Augustus'un yerine geçmesini istediler, ama o reddetti.
Apesar de tudo, eu enviaria um bilhete ao vosso tio Tibério, se fosse a vós.
Fark etmez, yerinde olsam Tiberius'a bir-iki satır yazardım.
Também vos lembrais, certamente, embora talvez não o tenhais reparado, que Tibério ficou fascinado com a nossa filha.
Tiberius'un kızımızdan büyülendiğini de hatırlarsın.
Uma convocação do Imperador não se pode recusar. Mas, naturalmente, não deixaria a minha filha ir sozinha, conhecendo a reputação do Imperador.
İmparator'un daveti reddedilemez ama Tiberius'un namını bildiğimden, kızımı tek başına yollayamazdım.
A escrava estava nua. E, enquanto falava com ela, Tibério acariciava-a.
Köle çıplaktı Tiberius köle kızla konuşurken, onu taciz etti.
Eu, Tibério Claudio Druso Nero Germânico
Ben, Tiberius Claudius Drusus Nero Germanicus tüm unvanlarımla başınızı ağrıtmayayım, falan feşmekan işte bir zamanlar, ki çok önce de değil arkadaşlarım ve akrabalarım tarafından Ebleh Claudius, Şu Aptal Claudius ya da Pepe Claudius olarak tanınan ben, şu an hayatımın bu tuhaf öyküsünü yazmaya hazırlanıyorum.