English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Português → Turco / Tombstone

Tombstone tradutor Turco

95 parallel translation
Não tem um nome tão famoso como o pai, mas limpou Tombstone!
Belki babası kadar meşhur değil ama Tombstone'u toparlayıp düzene soktu.
Agora já percebi como limpou Tombstone.
Tombstone'u nasıl temizlediğini şimdi anlayabiliyorum.
O meu pai tinha estas com ele naquele dia em Tombstone, mas foi alvejado pelas costas.
Babam Tombstone'dayken üzerinde bunları taşıyordu sırtından vurulduğunda!
Há uma cidade grande chamada Tombstone.
Şurada görünen büyük kasaba, Tombstone.
- Tombstone?
Tombstone?
Tombstone não dorme.
Hareketli bir kasabadır Tombstone.
Tombstone.
Tombstone.
Em Tombstone?
Tombstone'da mı?
Shakespeare em Tombstone.
Shakespeare Tombstone'da!
Tombstone, senhores.
Tombstone, millet! Kahvaltı molası!
O povo de Tombstone agradece a sua magnifica actuação.
Tombstone Kasabası muhteşem performansınızı asla unutmayacak.
Sinos de igeja em Tombstone.
Tombstone'da kilise çanları!
Agora, senhores, por este meio declaro a primeira igreja de Tombstone... que ainda não têm nome nem pregador... oficialmente inaugurada.
Şimdi de dostlarım, Tombstone Kasabası'nın henüz bir adı ve hatta bir vaizi bile olmayan, ilk kilisesinin kuruluşunu sizlerin önünde, resmen ilan ediyorum.
Clem, onte disse-te para partires de Tombstone e para regressáres ao este.
Bak Clem, sana dün gece Tombstone'dan ayrılmanı ve doğuya gitmeni söylemiştim.
Vais voltar a Tombstone comigo, Doc.
Şimdi, benimle birlikte Tombstone'a döneceksin Doc.
Ferido a tiros nas ruas de Tombstone.
Tombstone sokaklarında vuruldu.
Tombstone, vamos continuar.
Vaz geçmek yok, Tombstone, devam et.
- No Texas, onde fica Tombstone.
Teksas'ta. "Tombstone" nun olduğu yerde.
Pressinto que foram para Tombstone.
Bence Tombstone'a gittiler.
O teu irmão Virgil não é xerife em Tombstone?
Kardeşin Virgil Tombstone'da şerif değil mi?
Juro-te, Laura, largo isto depois de Tombstone.
Yemin ediyorum Laura. Tombstone'dan sonra bitecek.
Tenho de ir a Tombstone.
Tombstone'a gitmeliyim.
Limpa-a.
Tombstone'u yola getir.
Há mais cem como ela na fronteira, todas à espera do grande Wyatt Earp.
Sınır boyunca 100 tane daha Tombstone var. Hepsi muhteşem Wyatt Earp'ü bekliyor.
Quebrou a promessa e foi para Tombstone
Wyatt sözünden döndü ve Tombstone'a gitti
Até Tombstone.
Tombstone'a doğru.
Tombstone?
Tombstone'a ha.
CEMITÉRIO BOOT HILL TOMBSTONE
BOOT HILL MEZARLIĞI - TOMBSTONE
Mas só o pode exportar por Tombstone, e não consegue fazê-lo enquanto controlarmos a cidade.
Nakliyeyi yalnızca Tombstone'dan yapabilir. Ama şehrin kontrolü bizdeyken yapamaz.
E a população de Tombstone?
Halk bu işe ne diyor?
Promete não haver sarilhos se deixares o gado passar por aqui.
Sığırları Tombstone'dan götürebilirse bela çıkarmayacak.
AS ARMAS SÃO PROIBIDAS DENTRO DOS LIMITES DE TOMBSTONE.
ŞERİFİN EMRİYLE TOMBSTONE SINIRLARI İÇİNDE
- Ouvi dizer que vai sair de Tombstone.
- Tombstone'dan gidiyormuşsun.
Alguns amigos meus em Tombstone afligir-se-ão se não voltar em breve.
Geri dönmezsem Tombstone'daki dostlarım beni merak ederler.
- Tombstone?
- Tombstone? - Aynı.
Foi no dia 13 de Julho de 1891 que Billy "The Kid" foi assassinado pelas costas pelo xerife de Tombstone, Pat Garrett.
13 Temmuz, 1891 Billy the Kid arkasındaki Tombstone şerifi Pat Garrett'i vurdu.
"Saí para fora da sala escura... para a rua, onde o sol queimava sem compaixão... e Bent gritava : " Sai cá para fora, Kid Shelleen! Vou acabar contigo e irás direito ao inferno. "
"Karanlık meyhaneden dışarı adımımı attım güneşin acımasızca yaktığı sokağa ve Bent haykırdı,'Çık dışarı, Kid Shelleen seni Tombstone'dan def edip cehenneme yollayacağım!"'
Em Tombstone, também.
Tombstone'da da.
A última vez que passei por Tombstone... a excitação era com o novo ringue de patinagem em Old Corral.
Tombstone'dan son geçişimde OK Corral'da kurdukları paten sahası büyük eğlenceydi.
Julga que continuo um bêbado como da última vez, em Tombstone.
Beni hala en son Tombstone'da gördüğü gibi alkol bağımlısı sanıyor.
Como daquela vez em Tombstone quando me obrigou a descer a rua... só com ceroulas e chapéu.
Tıpkı bir seferinde Tombstone'da yaptığı gibi, tabancalarımı alıp üzerimde sadece iç çamaşır ile şapkamla yürütmüştü.
Agora resta-me uma cruz num cemitério em Tombstone.
Şimdi Tomstone'daki mezarlıkta bir haçın altında yatıyor.
Nathaniel, esconde a Maria, e diz ao Jackson que eu estarei à espera dele nas cruzes do cemitério de Tombstone porque o seu dia chegou.
Nathaniel, Maria'yı sakla, ve Jackson'a onu Tombstone mezarlığındaki..... haçların altında bekleyeceğimi söyle çünkü bu sefer onun ölme vakti geldi.
O Django está à tua espera nas cruzes do cemitério de Tombston.
Django sizi Tombstone mezarlığında bekliyor.
Tombstone, Arizona.
Tombstone, Arizona.
Falamos como se estivéssemos em Tombstone, Arizona, em 1881.
Biz gerçekten de 1881'de Arizona'da Tombstone'da imişiz gibi konuşuyoruz.
XIX, no Arizona, duas facções lutaram pelo controlo da cidade de Tombstone.
Tombstone'un kontrolü için iki taraf çatıştı.
- O que temos? Estamos em Tombstone, Arizona, a 26 de Outubro de 1881.
Biz Tombstone, Arizona'dayız, 26 Ekim, 1881.
LIMITES DA CIDADE DE TOMBSTONE
TOMBSTONE KASABA SINIRI
Depois de Canyon City, havia uma lápide... daí fui para o Norte, para Ellsworth.
Canyon City'den sonra, Tombstone'na gitmiştim. Oradan da kuzeye Ellsworth'a gittim.
É perto de Tombstone.
Neyse, Tombstone'nun yakınında işte.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]