English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Português → Turco / Torres

Torres tradutor Turco

2,613 parallel translation
A Torres sabe?
Torres bir şey biliyor mudur ki?
A Torres talvez saiba, espera.
Torres bilebilir. Bir dakika.
A Torres é crescida.
Torres yetişkin bir kadındır.
Uma das torres de radar ficou off-line.
Radar kulelerinden biri devre dışı oldu.
Aqui fala Chuck Charles ao vivo do Círculo Ártico. Onde estas torres misteriosas e sinistras surgiram do solo.
Karşınızda Chuck Charles, yeraltından çıkan bu gizemli ve uğursuz kulelerin bulunduğu kuzey kutbundan canlı yayındayız.
Aparentemente estas torres vão direito ao núcleo da Terra.
Görünüşe göre bu kuleler doğrudan çekirdeğe bağlı.
O mecanismo é protegido por duas torres de guarda.
Kapı mekanizması silahlı iki kule tarafından korunmakta.
Aquele das torres pontiagudas?
- Şu kubbeli yer mi? - Evet.
50 % dos americanos acham que o Saddam explodiu as Torres.
Amerikalıların yarısı, kuleleri Saddam'ın bombaladığını düşünüyor.
Há pouco, o Senador John McLaughlin terá morto o seu assessor, Michael Booth, com dois tiros no peito, no seguimento de uma altercação causada pela revelação da ligação do Senador com a barão da droga mexicano, Rojelio Torrez.
Senatör John McLaughlin, geçen gün basın toplantısı sırasında danışmanıyla birlikte, Meksikalı uyuşturucu kralı Coelho Torres'le olan bağlantıları ortaya çıktıktan sonra bu sabah, danışmanı Michael Booth'u göğsüne iki el ateş ederek öldürdü.
O meu irmão está nas Torres Gémeas.
Erkek kardeşim de o kulelerdeydi.
As Torres Gibson.
Gibson Kuleleri.
Eles destruíram uma daquelas torres mineiras.
Yaratıkların maden kulelerinden birini yok etmişler.
Usando as torres de antena locais, eu posso criar uma espécie de rede de sons. Oh.
Yerel antenleri tarayarak bir hava ağı yaratabilirim.
Estou a cruzar referências com as fotos das torres de petróleo.
Fotoğrafları sondaj kulesindekilerle karşılaştırıyorum.
Vive nas Torres Belfront.
Belfront Towers'da.
Ligou para o Juiz Manolo Torres, deixe a sua mensagem.
Yargıç Manolo Torres'i aradınız, mesajınızı bırakın.
Para o meu filho Robert Torres ( para ser entregue após a minha morte )
Oğlum Robert Torres'e.
Conduzes como um Torres, Manolo!
Bir Torres gibi kullan şunu, Manolo!
Torres, o que chamaste ao seminarista Escrivá?
Torres, papaz okulu öğrencisi Escrivá'ya ne dedin?
E tu, o que lhe chamaste tu?
Peki, sen Torres'e ne dedin?
Torres!
Torres!
- Torres! - Sim?
- Torres!
Quanto a Manolo Torres, há quem diga que ele ainda vive naquela parte de nós onde ENCONTRARÁS DRAGÕES
Manolo Torres'e gelecek olursak bilinmeyen bir yerde bizim için mücadelesine devam ettiği söyleniyor.
Torres de telemóvel de Chicago...
Şikago cep şebekesi...
As vossas torres estão a bloquear a minha recepção.
Kuleleriniz yüzünden telefonum çekmiyor.
Verifica todas as torres e todos os telhados.
Her kuleyi, her çatıyı kontrol edin.
TORRES LENTINI TRABALHAM PELO ESCUDO DE OURO
Torres Ve Lentini Gold Shield İçin Çalışıyorlar
Evitem locais altos, por exemplo, torres, cumes de montanhas que definam a vossa silhueta.
Bu yüzden kuleler, tepeler gibi siluetini ortaya çıkaracak yüksek noktalardan uzak durun.
"Duas torres de metal listradas e salpicadas com sangue..."
" Bu iki çelik kulenin üstü kanla kaplıydı.
Quantas torres há nos Estados Unidos?
Peki Amerika'da kaç baz istasyonu var?
Preciso de alguns minutos para triangular as torres.
Baz istasyonlarına ulaşmam için birkaç dakika gerek.
Esquece por um segundo que, se deixares um Torres entrar em casa, todos os primos em segundo e terceiro grau da Costa Leste te visitarão.
- Bir an için evine bir turisti sokarsan doğu kıyısındaki her ikinci ve üçüncü kuzenlerin bir merhaba demek için uğrayacaklarını düşünme.
As torres estão desproporcionadas.
Kuleler birbiriyle orantısızlaşmaya başladı.
Recalibrámos toda a rede de torres celulares para nos avisar se algum for detectado.
Dalgalanmada uyarmaları için bütün baz istasyon ağımızı yeniden kalibre ettik.
"O Amor Acontece" e o fondue de chocolate terão de esperar.
"Aşk Her Yerde" ve Jacques Torres fondü beklemek zorunda.
É a ATF. Liga e pergunta pelo Agente Torres.
Arayıp Ajan Torres ile görüşmek istediğini söyle.
Qual é o problema do escritório da Torres?
Peki ama Torres'in ofisinin neyi vardı?
- Sim, Torres?
Evet, Torres?
A Loker e o Torres fazem-nos um relatório quando voltarmos.
Loker ve Torres geldiklerinde bunun cevabını bize hemencecik verebilir.
Foi a Torres que te disse isso?
Bunu sana Torres mi söyledi? Evet.
Foi a Torres que me disse.
Bunu bana Torres dedi.
- Foi ela que te disse isso?
Bunu sana gerçekten Torres mi söyledi?
Preciso de saber informações sobre os empregados do Zach. Estamos à procura na Internet.
Zach'in çalışanlarından senin ve Torres'in öğrendiklerini bilmem lazım.
Hoje, alguns irão lutar contra o Joe Fielder e outros irão lutar contra o Hector Torres.
Bazılarınız Joe Filder'a bazılarınız Hector Torres'e karşı dövüşecek.
A questão é que o Hector Torres é o melhor lutador que esta escola e esta cidade já tiveram.
Ana nokta şu ki, Hector Torres bu okuldaki en iyi boksçu. Hatta bu şehrin gelmiş geçmiş en iyisi.
Todos os competidores lutam contra o Hector Torres.
Her dövüşçü Hector Torres'le dövüşebilir.
E para defender essa categoria, o nosso campeão estadual : Hector Torres!
Ve karşı köşede eyalet şampiyonu, Hector Torres.
Torres, responde?
Torres, rapor ver.
Hector Torres.
Aldergrove Ortaokulunun şimdiki orta sıklet şampiyonu Hector Torres!
Voltem para as torres!
Sondaj kulelerine geri dönün!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]