Translate.vc / Português → Turco / Trask
Trask tradutor Turco
224 parallel translation
- Esta é a Srta. Trask, Sra. vale.
Bu Bayan Trask, Bayan Vale.
- Srta. Trask!
- Bayan Trask?
desculpe, Trask.
Üzgünüm, Trask.
Eu não mencionaria o telefonema à Srta. Trask.
Bayan Trask'a bu telefondan bahsetmeyelim.
Trask... as enfermeiras e os médicos.
Bütün çocuklar, Bayan Trask, hemşireler ve doktorlar.
Dos colegas da escola, da Srta. Trask, enfermeiras e médicos?
Çocukları, Bayan Traskı, hemşireleri ve doktorları?
É por isso que a Srta. Trask pediu para cooperar. E é o que o Dr. Jaquith quer dizer quando pede para jogar.
Miss Trask onun için senin katılmanı istedi Dr. Jaquith oyunu oyna demekle bunu kastediyrdu.
Está ordenando meus médicos. Está ordenando a Srta. Trask.
Doktorlarıma emirler veriyormuşsun.
- Boa tarde, Sr. Trask.
- İyi akşamlar Bay Trask.
- Bom dia, Sr. Trask.
- Günaydın Bay Trask.
Bom dia, Sr. Trask.
İyi günler Bay Trask.
O Sr. Trask acaba de revolucionar todo o mercado de legumes.
Bay Trask sebze piyasasında devrim yarattı.
- Feliz Aniversário.
- Mutlu yıllar Bay Trask.
Sr. Trask, está a ouvir-me?
Bay Trask, beni duyabiliyor musunuz?
Sr. Trask, desculpe se me atrevo a falar-lhe assim, mas é horrível não se ser amado.
Bay Trask, sizinle bu şekilde konuştuğum için bağışlayın... ama sevilmemek korkunç bir şey.
O Cal vai-se embora, Sr. Trask.
Cal buradan gidiyor Bay Trask.
Eu amo o Cal e quero que ele seja íntegro e forte... e só o Sr. Trask o pode fazer.
Cal'i seviyorum Bay Trask, sağlam ve güçlü olmasını istiyorum. Bunu yapabilecek tek kişi sizsiniz.
Sr. Trask, desculpe se me atrevo a falar-lhe assim, mas tinha de ser.
Bay Trask, sizinle bu şekilde konuştuğum için bağışlayın, ama mecburdum.
Gostava que viesses comigo contá-la ao capitão Trask.
Sizden benimle gelip bunları Yüzbaşı'ya anlatmanızı isterim.
Capitão Trask.
Yüzbaşı Trask.
Uma das garotas do Trask é colega dela.
Trask'ın kızlarından biri anaokulunda onunla aynı sınıftaymış.
Jase, o Tenente Trask vai entregar-te o uniforme regulamentar.
Jase, Teğmen Trask sana normal kıyafetlerini verecek tamam mı?
Sabe que a Trask Industries anda à procura de comprar nos média?
Trask Endüstri'nin nasıl bir yayın almak istediğini biliyor musun?
- Trask procura canais de televisão.
- Trask, televizyon istasyonları arıyor.
E resolveria o problema da Trask com o possível take over dos Japoneses. A Comissão Reguladora proíbe a venda de Rádio e TV a estrangeiros.
Ayrıca bu Japonların Trask'ı devralma plânlarını da bozar çünkü FCC yabancıların hem radyo hem TV sahibi olmasına izin vermiyor.
A propósito, falei na sua ideia para a Trask a algumas pessoas.
Bu arada, senin şu Trask radyo fikrini bir kaç adamımızla görüştüm.
Parece que a Trask quer mesmo televisão.
Trask televizyonda ısrarlı gözüküyor.
Trask Industries - aquisição de rede de estações de Rádio.
Cevap : Trask Endüstri - radyo ağı alımı.
Nos últimos três trimestres, a Trask Industries anunciou o plano de comprar um grande canal de TV, e nunca teve êxito.
Son üç dönemde Trask Endüstri, televizyon piyasasında önemli bir yer edinmeyi plânladığını açıkladı ama hepsinde başarısız oldu.
Daria a Trask uma base sólida na Comunicação Social, e, proibindo a compra por estrangeiros, por causa da Comissão Reguladora acabaria de vez com a ameaça do takeoverjaponês.
Bu, Trask'a yayıncılık alanında sağlam bir yer sağlayacak ve FCC'nin yabancıların radyo sahibi olmasına izin vermemesi sayesinde Japonlar tarafından devralınma tehlikesini ortadan kaldıracak.
A Trask tem muita liquidez.
Trask'ın bilançosunda nakit miktarı oldukça fazla.
A Trask fica protegida, as acções sobem e é bom para todos.
Böylece Trask korunur, hisseleri yükselir ve herkes mutlu olur.
Está receptivo, mas a Trask tem de lhe fazer uma oferta simpática.
Dinlemeye razı ama Trask'ın iyi konuşmasını sağlamalısın.
A filha do Trask casa-se amanhã.
Oren Trask'ın kızı yarın evleniyor.
Posso ir e misturar-me com os convidados, para chegar ao Trask.
Oraya gidip Trask'ı bulabileceğimi düşündüm.
- Tess... - Só preciso de 5 minutos com o Trask.
Sadece Trask ile beş dakikaya ihtiyacım var.
Por acaso, vou estar com o Trask amanhã.
Aslında yarın Trask ile şahsen görüşeceğim.
Oren e Barbara Trask.
Oren ve Barbara Trask.
O Oren Trask? Que disse "E se a gente fatiasse o pão, antes de vender?".
Oren Trask'mı? "Ekmeği satmadan önce dilimlersek ne olur?" diyen adam mı?
Estamos à espera do Sr. Trask?
Bay Trask'ı mı bekliyoruz?
O Sr. Trask não entra a este nível.
Bay Trask bu toplantıya katılmayacak.
A Trask Industries tem dois objectivos importantes neste momento.
Şöyle düşünüyoruz. Trask Endüstri'nin iki önemli ihtiyacı var.
E a Trask também não quer Rádio.
Zaten Trask radyoları hedeflemiyor.
Se os Slades não forem benvindos, e não devem ser com certeza, e Armbrister e Trask chegarem a acordo, não haverá guerra nenhuma.
Bakın eğer Sladeler davetsiz misafirse ve ben öyle olduklarından eminim Armbrister ve Trask anlaşma yapabilir, böylece savaşmayız.
Se trouxer cá o Armbrister, a Trask aceita uma reunião?
Armbrister'ı buraya getirirsem Trask görüşür mü?
- Era o Sr. Trask?
- Bay Trask'mıydı?
É um esquema da sua ideia para a aquisição de Rádio pela Trask.
Trask radyo devir alımıyla ilgili fikrinin taslağı.
Tenho uma reunião com o Sr. Trask.
Merhaba. Bay Trask ile randevum var.
O velho Armbrister e o Trask estão ali.
Yaşlı Armbrister ve Trask orada köşedeler.
Tess McGill e o Sr. Trainer mostraram-nos a todos na Trask a luz ao fundo do nosso túnel.
Bayan McGill ve Bay Trainer etkileyici bir şekilde Trask'a tünelin sonundaki ışığı gösterdi.
Decidi vender a Metro Radio Systems ao Sr. Trask por $ 68.5 milhões em dinheiro e obrigações.
Metro Radyo Kuruluşunu Bay Trask'a 68.5 milyon dolar nakit ve senet karşılığı satmaya karar verdim.