Translate.vc / Português → Turco / Tulsa
Tulsa tradutor Turco
273 parallel translation
Caso se torne aborrecida, podes ir a Tulsa passar o fim-de-semana.
Eğer sıkıcı olursa hafta sonu Tulsa'ya gidebilirsiniz.
- Tulsa.
- Tulsa.
A Tulsa.
Tulsa'ya.
Eu ir para Tulsa, mãe.
Tulsa'ya gidiyorum, anne.
Vinhas excelente, barris enormes, a envelhecer eternamente, os pobres monges a correr de um lado para o outro a prová-lo, para uma mulher de Tulsa, Oklahoma, dizer que lhe faz cócegas no nariz.
Büyük üzüm bağları, yıllanan fıçılar, tadına bakan rahipler, Oklahoma'daki bir kadın kafayı bulmak için!
- Ela acha Tulsa um tédio, sem ti.
- Sen yanında olmayınca Tulsa'yı çok sıkıcı buluyor.
- Não. Passas muito tempo em Tulsa.
Tulsa'da bu konuyu hiç düşünmedin mi yani?
- Somos de Tulsa, no Oklahoma.
Bu da karım Enid. Merhaba de.
Sou de "Parris", na "Frrança".
- Biz Oklahoma, Tulsa'lıyız.
Partindo da paragem 5, a camioneta para Dallas... Filadélfia, Columbus, Indianápolis, Terre Haute, São Luís, Tulsa, Cidade de Oklahoma, Denison, Dallas.
Dallas, Philadelphia, Columbus, Indianapolis, Terre Haute St. Louis, Tulsa, Oklahoma City, Denison'a gidecek olan otobüs 5. peronda kalkışa hazırdır.
- Dallas ou Tulsa?
- Dallas mı, Tulsa mı?
Na quinta-feira, o governador de Oklahoma mandou a Guarda Nacional vigiar o Federal Reserve Bank, em Tulsa, pois o kit tencionava roubá-lo.
Perşembe günü Oklahoma valisi, Tulsa'daki Merkez Bankası'nı korumak üzere milis kuvvet yolladı, çünkü Kit onu soyacaktı.
E a rota mais a Sul, torneando Tulsa?
Tulsa'nın etrafındaki güney rotası ne durumda?
Se vai mesmo, Sr. Wagoner... os seus 30 dólares levam-nos até Tulsa.
Gitmek konusunda ciddiyseniz Bay Wagoner... şu sizin 30 dolar bizi Tulsa'ya kadar götürür.
Havemos de chegar a Tulsa.
Tulsa'ya gideriz, tamam.
Dou-te dineiro para ires para Tulsa, e mais nada.
Tulsa'ya gidecek parayı veririm, bu iş de biter.
Dou-te bastante dineiro para que lhe possas pagar o bilhete de volta a Tulsa.
Sana fazla para vereceğim, böylece ona Tulsa'ya dönüş bileti alabilirsin.
Tu? Bom, em Tulsa, Oklahoma, um tipo apostou comigo que eu não conseguia equilibrar uma barra de dinamite acesa na testa.
- Tulsa, Oklahomada adamın biri alnımda fitili yanan dinamiti dengede tutamayacağımı iddia etmişti.
Tulsa?
Tulsa'dan mı?
Agora, se não ficarem no lado esquerdo é Tulsa!
I-75, I-30'la birleşiyor. En sol şeritte kalmazsan kendini Tulsa'da bulursun.
O pai disse que vamos ter o maior casamento... que Tulsa já viu.
Babam Tulsa'nın gördüğü en büyük düğün olacağını söylüyor.
Liguei para um tipo em Tulsa que conheço... Aquele... que faz de conta que é o meu motorista.
Tulsa'daki bir arkadaşımı aradım, şoförümü oynayan adam.
Oh, eu estava só a 24h de Tulsa Apenas A um dia dos teus braços
# Ben sadece # yirmi dört saat uzaklıktaydım Tusca'dan # sadece # kollarından sadece bir gün uzaklıkta # bir hoşgeldiniz yazısı gördüm # geceyi geçirmek için durmak zorundaydım orada # dedim ki tren istasyonundaki adama
Eu era meteorologista na televisão.
Hayır. Tulsa'da bir radyo için sabah haberlerinde hava durumunu sunuyordum.
Um dia, tive uma espera de quatro horas em Tulsa.
Bir gün, Tulsa'da dört saatlik gecikme oldu.
Vivo em Tulsa. " Onde é que fica?
Ben Tulsa'da yaşıyorum. " Tulsa nerede?
Vai ser lançado daqui a 9 semanas em Tulsa.
9 hafta sonra Tulsa'da gösterimde.
Estás a pensar em rebolar naquele campo de girassóis perto de Tulsa.
Tulsa'nın dışındaki o ayçiçekli yerde yuvarlanmayı düşünüyorsun.
Conhecemos o Frank em Tulsa.
Frank'le Tulsa'da yeni tanıştık.
Ela vive em Tulsa.
Kız kardeşim Tulsa'da yaşıyor.
Deixe ver... Tinha 1 5 anos, com juízo de 1 0 e mudámo-nos de La Junta para San Jose para Tulsa...
Bakalım 15 yaşındaydım, 10'uma basacaktım ve La Junta'dan, San Jose'ye taşındık oradan Tulsa'ya...
Vivia em Tulsa.
Tulsa'da yaşıyordu.
Encontrámo-lo a fazer teatro em restaurantes, em Tulsa.
Onu Tulsa'da tiyatro oynarken bulduk.
Porque duas semanas após o assassínio foi apanhado em Tulsa a vaguear pelas ruas e a falar com os pombos.
Çünkü iki hafta sonra Tulsa'da cinayetten dolayı tutuklanmış. Onu bulduklarında sokakta başıboş dolaşıp güvercinlerle konuşuyormuş.
Por que não ficou ele em Tulsa?
Neden Tulsa'da kalmamış?
Aos 13 segundos fazemos a "jogada Tulsa" para o Odin. Façam-me isso.
13 saniye kala Odin için Tulsa oyununa döneceğiz.
- Tulsa!
Tulsa!
- Tulsa!
- Tulsa!
O meu pai biológico vende-os em Tulsa.
Biyolojik babam Tulsa da Geo satıyor.
Tulsa no Oklahoma.
- Tulsa, Oklahoma. - Şansa bak.
Eu tenho família em Tulsa.
Orada akrabalarım var.
A nossa notícia. A empresa pediu-me para chefiar os escritórios de Tulsa.
Şirket, benim Tulsa'daki ofisin başına geçmemi istedi.
Esperem, não podem ir para Tulsa.
Tulsa'ya gidemezsin.
- Livraste-te daquilo em Tulsa?
- Tüm o Tulsa isinden kurtuldun mu?
Não precisas de te mudar para Tulsa.
Sen Tulsa'ya taşınmak zorunda değilsin.
Como? Eu e o meu patrão fizemos um acordo em que só fico lá 4 dias por semana.
Tulsa'da dört gün kalmam yeterliymiş.
Davas-nos jeito em Tulsa.
Seni Tulsa'da kullanabiliriz.
Obrigada por tentares uma solução, mas se fores para Tulsa, vou contigo.
Tatlım, çözüm için sağ ol ama Tulsa'ya gidiyorsan, seninle gitmek istiyorum.
Procuro empregos em restaurantes em Tulsa, para ti.
Tulsa'daki restoran işlerine bakıyorum.
É melhor ires.
Tulsa, Oklahoma City, Albuquerque, Tucson ve Los Angeles'a gitmek üzere. Senin otobüs. Acele etsen iyi olur.
"Caloiro", de Tulsa.
Tulsa'dan yeni üye.