Translate.vc / Português → Turco / Tês
Tês tradutor Turco
32 parallel translation
Atenção aos Dês, aos Tês e aos Ás.
Şu dişlerin arasında çıkan D'lere ve T'lere ve şu düz A'ya dikkat et.
- Tês vivas pelo Wyoming!
- Yaşasın Whyoming.
Um, dois, tês, quatro!
Bir, iki, üç, dört Lanet!
Enquanto nos aproximamos do final do século XX... os ricos são cada vez mais ricos, os pobres mais pobres... e as pessoas em todo o lado tês cada vez menos posses graças aos motores fabricados na minha terra.
20. yüzyılın sonlarına yaklaşırken zenginler daha zenginleşmiş, yoksullar daha yoksullaşmıştı. Ayrıca dünyanın her yerindeki gömleklerde, memleketimin pamuk alıcıları sayesinde daha az pamuklanma oluyordu.
Mas com uma conta nova, quero ter a certeza de que todos os "tês" estão traçados.
Sadece yeni bir poliçe ile her kurala uyulduğundan emin olmak istedim.
Talvez haja uns "tês" por traçar.
Belki de uyulması gereken bazı kurallar kalmıştır.
A forma como fez os traços dos "tês"?
T'lerin çizgisindeki derin eğimi farkettin mi?
"Tês canitos malados".
Üvc bevekli köpekvik ". "
"Malados"? "Tês canitos malados..."
Bevekli? Üvc bevekli köpekvik...
Sr. Monk, já esteve aqui tês vezes.
Bay Monk, buraya üç kez geldiniz.
Sim, Goldenblatt leva dois tês.
Goldenblatt, iki T'yle yazılıyor.
Eu vou pedir tês ou quatro deles.
İstediğinden 3-4 tane sipariş ederim.
Vê-se pela maneira como os Kapas e os Tês estão inclinados.
"K" ların ve "T" lerin eğimlerine bakın.
Vão metê-lo no comboio das tês e dez para a prisão de Yuma.
Onu yarın Yuma Hapishanesine giden 3 : 10 trenine bindirecekler.
Tês horas para fazer o que eu quiser.
3 saat boyunca istediğim her şeyi yapabilirim.
Tês semanas antes da Jeanette morrer, saiu de casa todas as tardes às 14 : 00.
Peki üç hafta önce Jeanette öldü, Sen her öğleden sonra saat 2 : 00'de evden çıkarmışsın.Evet.
Não me importo se você era a Susie Bartkowski de Jersey, que foi processada tês vezes, e que está cheia de dividas até ao pescoço.
Eskiden Susie Bartkowski olman umrumda diil Jersey'de üç kez dava edilmiş ve kıçına kadar borçlu olman...
Só a cortar os meus "tês" e a colocar os pontos nos meus "is".
Kılı kırk yarıyorum.
Não estou aqui para traçar todos os "tês" e pôr os pontos em todos os "is", George.
Ben kalkıp "I" tepesine çizgi çekip, "T" yapacak adam değilim, George.
Chamo-me também Margueritte, com dois tês
Evet, benim de adım Margueritte, iki "T" ile yazılıyor.
- Marguerite com dois tês
- Margueritte, iki "T" ile yazılıyor.
Vocês tês personalidades fortes, podem pô-las de lado, só desta vez?
Güçlü karakterleriniz var, onları bir defalığına kenara koyabilir misiniz?
Já passaram tês dias e já não sei para onde me hei-de virar.
Üç gün oldu ve gidecek başka yerim kalmadı.
"Tutti", com dois tês.
- Tutti, iki "t" ile. - Tutti.
É Patterson com dois tês, não é? Não.
Patterson iki "t" ile yazılıyor değil mi?
Tês arcos em cheio!
Üçüncü halkayı da geçirdim.
Traçado inferior completo no "G", um traço ascendente peculiar nos "tês".
G'lerde küçük döngüler ve T yazarken yukarı doğru çekilen kuyruk.
Esperei tês anos por isto.
Bunun için 3 yıl bekledim.
Nos últimos tês dias, o meu pessoal investigou a sua conta.
Son üç günümü, adamlarımın bunu araştırmasıyla uğraşarak geçirdim.
Traças todos os "Tês", os pontos nos "Is", e ainda fazes tudo o que tiveres de fazer para o Harvey.
Yaptığı her şeyi kontrol edeceksin. Her kelimeyi gözden geçireceksin. Ve Harvey ile beraber çalışmaya da devam edeceksin.
Porque tês isto na Warehouse?
Bunlardan neden depoda olsun?
Devia ter dois "tês".
- İki tane t yazmalısın.