English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Português → Turco / Tünel

Tünel tradutor Turco

1,550 parallel translation
Mas amanhã à noite no túnel com todos aqueles homens temo que desta vez possa perder a cabeça e arruinar a fuga para toda a gente.
Danny, tünelde beraber olacağız. Seninle ilgilenirim. Tünel boyunca yanından ayrılmam.
Então, sempre soubeste que isto era um carrossel?
Yani bunun böyle bir tünel olduğunu baştan beri biliyor muydun?
É um túnel para outra dimensão, não percebes?
Başka boyuta açıIan bir tünel o, anlamıyor musunuz?
As más notícias é que sofres do síndrome do "Túnel Cárpico".
Kötü haber Karpal Tünel olursun.
E depois sairás e andarás aqui sozinha.
Şimdi seni indirip bütün tünel boyunca yürüteceğim.
Tudo bem, sua estúpida, tudo bem.
Tamam, salak tünel.
Não temos tempo para "construir um cavalo" ou cavar um túnel.
Truva atı yapacak ya da tünel kazacak vaktimiz yok.
Há mais túneis que no metro de Nova Iorque.
New York metrosundan daha fazla tünel var.
Tigre 1, saída do túnel localizada e guardada, desligo.
Kaplan Bir, tünel çıkışı saptandı. Emniyetli. Tamam.
Dá-me 5 minutos, e aí sele o túnel.
- Beş dakika sonra tünel girişini kapat.
- Sele o túnel. - Sim, senhor.
- Tünel girişini kapatın.
Elas vão muito além da propriedade.
Bütün tünel boyunca o işaretlerden var.
Fazer túneis em montanhas, coisas do género.
Dağlara tünel falan açarmış.
Gallego, será que preferes fazer um túnel com uma colher.
Gallego, sen kaşıkla tünel kazmayı denersin.
Leva-nos ao muro interior.
Eski kapıcı odasının altında bir tünel var.
Estão a cavar um túnel.
Bir tünel kazıyorlar...
A corrente arrastará a terra. Assim ninguém saberá até onde já cavaram.
Toprağı dereye boşalttıklarında..... böylece kimse, bir tünel kazdıklarını asla anlayamayacak.
Cavarão vários túneis. Haverá mais de uma saída.
Birkaç tane tünel kazacaklardır, birden fazla çıkış olur.
Ao fim de dez dias já teremos cavado 3 túneis aqui, aqui e aqui.
10 gün geçtikten sonra burada, burada ve burada 3 tünel kazabiliriz.
Se demoramos demasiado os nossos inimigos encontrarão as saídas dos túneis.
Daha fazla vakit harcarsak düşman, tünel çıkışlarını bulabilir.
Apenas sei cavar túneis.
Benim tek bildiğim, tünel kazmaktır.
Ainda ficas com o Síndroma do Túnel Cárpico.
Karpal tünel sendromuna yakalanacaksın.
Em 15 segundos, têm a visão de túnel.
Onbeş saniye sonra tünel etkisine girersiniz.
General, será uma perda inútil de tempo começarmos a cavar túneis agora.
General, şu anda tünel kazmaya başlamak boşuna zaman harcamak olur.
A escavação do túnel pode ser inútil.
Tünel kazma işi nafile olabilir.
- Estava a vigiar os túneis.
- Tünel kontrolü...
- A vigiar os túneis ou a Marni?
- Tünel kontrolü mü, Marni'nin kontrol mü?
Também há relatos orais de construção de túneis e passagens.
- Burda ayrıca sözlü tünel talimatları da var. Ve yeraltı pasajları... - Way canına.
Então, este é o nosso surfista do metro?
Pekala, bu bizim tünel sörfçüsümü?
Quer dizer que estava a fazer surf no metro mas não morreu a fazê-lo.
Yani tünel sörfü yapıyordu, ancak bu yüzden ölmedi.
Surf no metro foi muito mais popular no fim dos anos 80, anos 90.
Tünel sörfü 80'lerin sonu ve 90'larda daha popülerdi.
Surfista do metro, temos que falar.
Tünel sörfçüsü, konuşmamız lazım.
Os ancestrais construíram um extenso sistema de corredores e túneis atravessando as instalações e para além delas.
Atalar tesisin içinde ve ötesinde geniş koridor ve tünel sistemleri inşa etmişler.
Ronon, o túnel está bloqueado.
Ronon, tünel kapandı.
Há um túnel a seguir a essa porta que conduz ao tapete rolante no meio da instalação.
Jack, o kapıdan sonra taşıma kayışına çıkan... oradan da tesisin ortasına giden bir tünel var.
Oh... bolinhos, alguém quer?
Vay! Tünel keki, isteyen var mı? - Evet.
Pinta um túnel de comboio falso na rocha fora da cidade.
Ne yapacağını biliyorum. Şehrin dışına kocaman bir kayanın üstüne sahte tünel resmi yapacaksın.
Na verdade, não é apenas um túnel.
Aslında tek bir tünel yok.
É quando os túneis estão mais escuros que precisamos de um palhaço!
# Tünel karardığında tek ihtiyacın olan seni neşelendirecek birileri... #
Acho que estou com a sindrome de túnel carpal.
Sanırım Karpal tünel sendromu yaşıyorum. ( bileklerde ağrı... )
Temos usado um sistema de túneis...
Kullandığımız bir tünel var.
Construiríamos um túnel ou... um pedregulho... pedregulho gigante... eu estou camuflado, eu estou protegido, agora... o pedregulho protege você, ou uma... lupa e alguma fita...
Bir tünel... ya da kaya yuvarlarız, koca bir kaya. Kamuflaj yaparım, korunurum, kaya da seni korur... bir büyüteç ve biraz bant...
É que o Robin dos Bosques acha que há dois túneis. Um para entrar e outro para sair.
Hood, burada bir içeri ve biri dışarı olmak üzere iki açık tünel var sanıyor.
Se cavarmos um túnel para baixo, por baixo e depois para cima, chegaremos à parte de trás e acredito que teremos uma hipótese.
Aşağı, ileri ve yukarı tünel kazarsak direk arkasına ulaşırız. Ve sonra bir şansımız olabilir.
Às vezes a vida é como este túnel escuro.
Bazen hayat da tıpkı bu karanlık tünel gibidir.
A cidade inteira foi construída em cima de túneis isto não é usado há mais ou menos uns 100 anos.
Bütün şehir en az yüz yıldır kullanılmayan bir dizi tünel üzerine inşa edilmiş.
Oh, meu Deus!
Tünel.
Este miúdo estava a fazer surf no metro.
Turgay BABA Merhaba, bayan Monroe. Bu çocuk tünel sörfü yapıyordu.
É um metro.
O bir tünel.
E se construíssemos um túnel.
Ya bir tünel kazarsak, olur mu?
Vejam! Um túnel antigo.
Bak, eski bir tünel.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]