Translate.vc / Português → Turco / Utah
Utah tradutor Turco
660 parallel translation
David, tens aqui um telegrama de Utah.
Utah'tan bir telgraf gelmiş.
Em 1880. o ouro restante estava do outro lado do rio nas proximidades das Montanhas de San Juan, território dos índios Utah.
1880 yıIında ırmağın karşısında San Juan Dağlarındaki altın... Utah Yerlillerinin topraklarına bırakıIdı.
Depois vamos comprar uma fazenda no Utah.
Sonra şu Utah'taki çiftliği alacağız. Sen ve ben.
Eu pensei que íamos comprar uma fazenda no Utah.
Utah'daki çiftliği alıp yerleşiriz diye düşünmüştüm.
Nós vamos comprar uma fazenda no Utah. E permanecer lá para sempre.
Biz de Utah'da bir çiftlik alıp yerleşip durulacağız artık.
Bem, talvez numa fazenda no Utah.
Belki Utah'taki çiftlikte dururuz ha.
Quando tivermos a nossa casa, em Utah, tomarei café a toda a hora...
Utah'daki yerimize sahip olunca Her saat kahve içeceğim...
Devo lembrar a todos... Que o comboio americano para as praias de Omaha e de Utah... Com o caminho mais longo a percorrer...
Hatırlatmak isterim Omaha ve Utah plajlarının Amerikan konvoyu en uzun yolu kat edecek.
Por isso, agora, tens de ser o primeiro a desembarcar na praia de Utah.
Şimdi de Utah Plajında sahile ilk çıkacak sen olmalısın.
PRAIA DE UTAH 06h44
UTAH PLAJI SAAT 06 : 44
A 4a. divisão já saiu da praia de Utah e avança para o interior.
4. Tümen Utah Plajından çıkmış ve içeri ilerliyor.
Aerotransportada dirige-se para Utah. "
Hava tümeni Utah'ta ilerliyor. "
Teremos duas zonas isoladas, uma na zona britânica e outra em Utah.
Biri İngiliz bölgesinde, biri de Utah'da iki çıkış yaptık.
- Nasci em Grover, no Utah.
- Grover, Utah'da doğdum.
- O Utah é bonito?
- Utah güzel mi?
Não há muita água no Utah.
Utah'da pek fazla su yok.
Utah.
Utah.
Piedmont, Utah, onde Judas perdeu as botas.
Peadmont, Utah, Allahın unuttuğu yer.
Piedmont, Utah.
- Piedmont, Utah.
A NASA tem um satélite que caiu, a noite passada, no deserto do Utah, e o Exército enviou uma equipa de resgate.
Dün gece Nasa'nın bir uydusu Utah çölüne düştü, Ve ordu da bir geri dönüşüm ekibi yolladı. Bütün telefonlar çalmaya başlamadan önce
Uma epidemia infecciosa de origem desconhecida... no sudeste do Utah.
Kaynağı bilinmeyen, bulaşıcı bir hastalık. Güney Utah'ta başladı. - Ne kadar ciddi?
Hoje pela manhã, houve uma conversa... entre a NASA e o Pentágono, sobre um satélite denominado "Projecto Scoop", que caiu no Sudeste do Utah.
Bu sabah erken saatlerde NASA ve Pentagon arasında bir takas oldu. Kepçe Projesi kod adlı Utah'ın güneyine düşen. bir uyduyla ilgili.
Na última noite, um satélite da NASA saiu de órbita... e caiu numa parte remota do sudeste do Utah.
Dün gece bir NASA uydusu yörüngesini kaybetti ve Güney Utah'ın ıssız bir bölgesine düştü.
- Quão grande? Ontem à noite, um satélite da NASA caiu no sudeste do Utah.
Dün gece bir NASA uydusu Utah'ın güneyine düştü.
E agora, por isso, querem que eu lance uma bomba nuclear, no Utah?
Ve siz sonuç olarak Utah'a bir nükleer bomba bırakmamı istiyorsunuz?
Lança a bomba no Utah, seja lá por qual razão for, e podes dizer adeus à tua reeleição.
Utah'a nükleer bir bomba atın, ve seçimlere elveda deyin.
O Charlie Henderson da NNT ligou, sobre o movimento da Guarda Nacional em Utah, e sobre o boato de que saiu do gabinete do Beeter.
Beeter'in ofisinden sızan, Utah'la ilgili dedikodular hakkında NNT'den Charlie Henderson aradı..
Enquanto isso, o Pentágono insiste... que este súbito alerta da Guarda Nacional do Utah... nada mais é do que um exercício rotineiro de treino.
Bu arada Pentagon hala Ulusal Muhafızlar arasındaki bu ani alarmın bir tatbikat olduğunda ısrar ediyor.
Ouve, porque é que a Guarda Nacional está a ir para o Sudeste do Utah?
Dinle, askerler neden Güney Utah'a konuşlandırılıyor?
Um delegado do Utah chamado Willis disparou sobre três pessoas, e, depois, matou-se.
Utah'lı Willis adında bir şerif üç kişiyi öldürüp intihar etti.
Há duas horas atrás, um de nossos aviões da Força Aérea, sofreu uma falha de sistemas fatal... e caiu numa parte remota do Utah.
İki saat önce Hava Kuvvetlerimizden bir jet, ölümcül bir sistem hatası nedeniyle, Utah'ın ücra bir köşesine düştü.
A explosão foi perto dos soldados da Guarda Nacional do Utah, e as cidades em volta estão em algum perigo imediato?
Bu patlama, Utah Ulusal Muhafızları yakınında mı gerçekleşti? ve çevredeki şehirler için olası bir tehdit var mı?
Tenho um repórter, o Jack Nash, desaparecido enquanto cobria... o deslocamento da Guarda Nacional do Utah.
Chuck, dinle. - Bir muhabirim, Jack Nash Utah Ulusal Muhafızları konuşlandırılırken ortadan kayboldu.
O Presidente está levar um aperto valente com isto. Ele anunciou que está a viajar para o Utah, para supervisionar pessoalmente a situação.
Başkan bu konuyu oldukça ciddiye alıyor ve durumu yerinde görmek için
Há também um boato nas Nações Unidas, de que a explosão no Utah foi encenada... como uma distracção deliberada... para controvérsia sobre a mineração em mar profundo.
BM'de aynı zaman da Utah'taki patlamanın sahte olduğu yönünde bir de dedikodu var. Dikkatleri, Menfez madenciliğinden başka yöne çekmek için deniyor.
Você é o médico legista-chefe da Brigada de Trânsito do Utah? Sou.
Utah anayolu devriyesi tıbbi şefi siz misiniz?
Isto é uma petição da patrulha de estrada de Utah.
Konu, Utah otoyol devriyesi tarafından başlatılan bir takiple ilgili.
de Oeste para Este : Utah e Omaha para os americanos, e Gold, Juno e Sword para os britânicos e canadianos.
Batıdan doğuya doğru, Utah ve Omaha sahillerine Amerikalılar Gold, Juno ve Sword sahillerine de Britanyalı ve Kanadalı askerler çıkacaktı.
Em Utah, no fim do dia, os americanos estavam bem.
Günün sonunda Utah sahilinde, Amerikalılar iyi iş çıkarmıştı.
Foram lançados avisos de tempestade sobre a maior parte do norte do Utah...
Fırtına uyarıları Utah'ın kuzeyinden...
Senhoras e senhores, é grande a tensão aqui no aeroporto de Salt Lake City.
- Salt Lake Şehri, Utah. Bayanlar ve baylar, burada Salt Lake Şehri havaalanında gerilim gittikçe artıyor.
- Um pequeno merceeiro no Utah.
Güney Utah'da ufak bir dükkanın sahibi.
Preciso que uma equipa se encontre comigo em Rim Rock Canyon.
Rim Rock Kanyonu denen yere bir kamera ekibi göndermeni istiyorum. Utah'ta.
No Utah. - Tenta o Automóvel Clube.
Bir otomobil kulübüne falan sorun.
Onde está ele, no Utah?
Nerede o? Utah'ta mı?
A nível nacional, a perseguição a Sonny Steele concentra-se no centro do Utah.
Ulusal haberlerde ise Doğan Yıldız ve Sonny Steele'in arayışı Utah merkezinde yoğunlaşmış durumda.
Sim. - A Louise, no Utah.
Utah'tan Louise.
Vamos comprar um em Utah.
Utah'ta bir ev alacak... ve çıngırağı ön kapının iç yanına takacaktık.
- Utah.
- Utah.
Foi o que entendi.
Utah'a gideceğini açıkladı.
George, no Utah.
St. George, Utah.