Translate.vc / Português → Turco / Ué
Ué tradutor Turco
181 parallel translation
Ué, como ocupada?
Nasıl meşgul olabilir ki?
Ué, que curioso, pois eu não sinto nada.
Ben bir koku almıyorum.
Enquanto os outros bebés, quando choram, fazem : "ué... ué."
"Diğer bebekler doğunca" uva-uva "der".
Claro, ué.
Evet, tabi ki de.
Eu esperava q ue al g uém aq uí pudesse me dizer al go sobre isso ~ "
Bana birinin bunun hakkında bir şeyler söyleyebileceğini ummuştum. "
- Ué, não trouxe livro, não?
- Bugün kitabı getirmedin mi?
Faz oq ue te digo, miúdo.
- Benim uçağımla olmaz.
Meu rapaz, tu não vens às compras muitas vezes... portanto hoje ofereço-te o que escolheres ue valha um cêntimo.
Genç arkadaş, alışverişe çok sık gelmiyorsun Bu yüzden herkese davrandığım gibi sana davranmayacağım.
- Ué, que busca?
Derdiniz ne?
Vá lá, preciso mais ue isto, estou a crescer.
Yapma, bundan daha çok yemem lazım. Hala büyüyorum ben.
Warren, ue raios aconteceu?
Warren, burada ne halt oldu?
Um par de olhos... Vejo a forma que eles a comtemplam... Como escravos, eles seguem-na para todos os lados ue ela vai...
* Bir çift göz * görüyorum ona sürekli bir şekilde bakan, * nereye giderse gitsin bir köle gibi onu sürekli takp eden.
Achoq ue ele está a tentar dizer obrigado.
Sanırım "teşekkür ederim" demeye çalışıyor.
- Por ue estamos parando aqui?
Neden duruyoruz? Anlarsın...
- Tudo oq ue possa usar.
- İhtiyaç duyduğum her şey.
Oq ue achas?
Ne düşünüyordun?
Verificaram que o oo-oo era mais eficaz que ue-ue?
"Vuu-vuu" nun "vaa" dan daha etkili olduğunu mu bulmuşlar?
Então q'ue tenciona...?
Öyleyse ne yapmak istiyorsunuz.
Que é ue isso importa?
Ne farkeder ki?
Ele é o único q ue pode salvar Icheb.
lcheb'i sadece o kurtarabilir.
Ê assim ue te fazes entender, mas deixas o homem com dignidade.
Özen göster, ama itibar etme.
E bonito. Acho ue é ele. Ê o Bowman.
- O olduğunu düşünüyorum.Bu Bowman.
Toma, ue tal?
Bu nasıl?
- Não sei bem exactamente mas fica na UE...
- Tam olarak yerini bilmiyorum ama AB'de bir yerlerde...
Todos os graduados em primeiro lugar da UE fazem um teste standard.
Avrupa Birliği'ndeki her birinci sınıf öğrencisine standart bir test yapılır.
¿ ue é isto?
O ne?
Tenhoq ue ver o Angel.
Benim Angel'ı görmem gerek.
Acha que a UE tem sido boa para a Dinamarca?
AB'ye katılmak iyi oldu mu sizce?
Quando esta fábrica estiver pronta, a Dinamarca liderará a UE... em produção de óleo vegetal de plantas especiais.
Bu tesis tamamlandığı zaman Danimarka AB'nin ay çiçek yağı ve özel yağlar üretiminde lideri olacak.
Como convencer a UE a adoptar o nosso plano de ajuda humanitária e tecnologia médica para o desenvolvimento das nações.
Avrupa Birliğini medikal teknoloji konusunda nasıl ikna edeceğimizi konuşuyorduk.
Sou o chefe da Delegação da UE em Dar-es-Salam.
Ben, Dar-es - Salaam'daki Avrupa komisyonu'nun delegesiyim.
O peixe do Lago Vitória é o artigo que a Tanzânia mais exporta para a UE!
Victoria Gölü'ndeki balık endüstrisi... Tanzanya'dan AB'ye ihracatta birincidir.
E em 1999, o inspetor da UE disse :
1999 yılında AB'den bir müfettiş şöyle dedi :
A UE doou 450.000 Euros à Tanzânia, para garantir a exportação de peixe do Lago Vitória...
AB Tanzanya'ya Victoria Gölü'nden balık ihracatı sağlamak için... 45 milyon şiling verdi.
Antes de sua morte, meu tio - avô pediu para q ue eu fosse o executor de seu testamento.
Ölümünden önce büyük amcam benden mirasının dağıtıcısı olmamı istedi...
Meu tio-avô não era do tipo q ue possuía q ualq uer interesse em tolices não-científicas como sonhos.
Büyük amcam rüyalar gibi bilimsel olmayan konularla ugraşacak birisi değildi.
"Ela é nova, deveras, já q ue eu a fiz na última noite, em um sonho com estranhas cidades..."
"Yeni, çünkü dün garip şehirlerle ilgili bir rüyada yaptım."
"... e sonhos são mais anti gos q ue a revolta Tiro, q ue a contempla - tiva Esfin g e, ou q ue a Babilônia dos jardins suspensos. "
"Ve rüyalar Tyre'dan, Sfenks'ten veya Babil'in bahçelerinden daha eskidirler."
Deus meu, as coisas q ue ví, e ouví e sentí... "
Tanrım, gördüğüm, ve duyduğum ve hissettiğim şeyler... "
" Através de todo pesadelo de lugar havia esse som, como nada q ue eu já tenha ouvido.
" Kabus boyunca daha önce duyduğum hiçbir şeye benzemeyen bir ses vardı.
Escreva-os ~ q ualq uer coisa q ue o senhor recorde q uando acordado ~ e então traga-os à mim "
Uyandıktan sonra hatırladığınız herşeyi yazın, sonra da yazdıklarınızı bana getirin. "
"Quanto tempo... q ue dia é hoje?"
"Ne kadar... Günlerden ne?"
O q ue você vê? "
Ne gördünüz? "
Por q ue? "
Neden? "
Meu tio-avô descreveu um encontro casual q ue ele tivera em um encontro de ar - q ueologistas em 1908...
Büyük amcam 1908 yılında bir arkeologlar toplatısında yaşadığı tesadüfi bir karşılaşmayı anlatmış.
"O q ue é isto?" "De onde veio isto?" "Nunca ví nada como isto..."
"Nedir bu?" Nereden geldi? " "Daha önce hiç böyle bir şey görmedim."
Al g uns roceiros reportaram q ue mulheres e crianças de - sapareceram e havia o som de tam bores vindo das pro - fundezas do pântano.
Kadınlar ve çocukların kaybolduğu ve bataklığın derinlerinden davul sesleri geldiğini rapor etmişlerdi.
Ele levou a carrinha emprestada para ue pudesse ir trabalhar nessa noite.
O gece işe gidebilmek için benimkini ödünç almıştı.
"Alemanha e Polónia procuram negociar mão-de-obra para facilitar expansão da UE."
"Almanya ve Polonya Avrupa Birliği genişlemesi için iş anlaşmaları peşinde."
Tenho amigos em centros de distribuição de alimentos espalhados pela UE.
Avrupa Birliği gıda dağıtım merkezlerinde birçok dostum var.
Porque é ue achas que Deus os pôs tão afastados do nariz?
Tanrı ayaklarını neden burnundan uzakta yapmış hiç düşünmedin mi?